Feyzioğlu Meclis'te: Bizim yöntemimiz Cumhurbaşkanlığı ile diyalog içinde olmak

TBB Başkanı Feyzioğlu, 'çoklu baro' teklifinin görüşmelerinin sürdüğü Meclis'te yaptığı açıklamada, 'Bizim yöntemimiz Cumhurbaşkanlığı ile diyalog içinde olmaktır' dedi.

Haber Merkezi

"Çoklu baro" düzenlemesi görüşmelerinin yapıldığı TBMM Genel Kurulu'nu izlemeye gelen Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, sürecin demokratik olduğunu öne sürerek "Milli iradenin tecelli edeceği yer olan Meclisteyiz, kendi kanunumuzu da izleyeceğiz" dedi.

Feyzioğlu İstanbul, Ankara ve İzmir baro başkanlarının Meclis komisyonundaki görüşmelere katılmayı reddettiğini öne sürdü ve "Bizim yöntemimiz her zaman için Meclisimizle, milli iradenin tecelli ettiği yerle yakın noktada olmadadır. Adalet Bakanlığı ile, Cumhurbaşkanlığı ile diyalog içinde olmaktır" diye konuştu.

TBB Sayman Üyesi Sabri Erdal Güngör ile Genel Kuruldaki görüşmeleri izlemek üzere geldiği Meclis'te basın mensuplarına açıklama yapan Feyzioğlu Ankara, İstanbul ve İzmir baro başkanlarının, teklif komisyon aşamasındayken Meclis'e gelip çekincelerini anlatmaları konusunda kendisinin teklifte bulunduğunu ancak başkanların reddettiğini öne sürdü.

Feyzioğlu, "Kanun teklifi doğrudan doğruya Ankara, İstanbul, İzmir'i ilgilendiriyor. Bu üç ilimizin sayın başkanı gelip neden olmaması gerektiğini anlatmalıydı. Anadolu'daki barolarımızın çok ciddi kaygıları var. Türkiye Barolar Birliği ve 80 baro olarak Ankara, İstanbul ve İzmir'de ikinci bir baronun olmasına izin veren düzenlemeyi doğru bulmuyoruz. Baroların, temsildeki oranlara ilişkin farklı kaygıları var. Bunların komisyonda da anlatılması lazımdı" diye konuştu.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve siyasi partilerin grup başkanvekilleriyle görüşme gerçekleştirdiğini söyleyen Feyzioğlu "baro başkanlarının Genel Kurul çalışmalarını izlemeleri konusunda bir imkan elde edildiğini" kaydetti.

'Yöntem farklılığını tartışmanın anlamı yok'

Feyzioğlu şunları söyledi:

"Bir kısmından tepki var. Son derece haklıdır arkadaşlarımız. Biz de haklıyız. Yöntem farklılığını tartışmanın anlamı yok. Bizim yöntemimiz her zaman için Meclisimizle, milli iradenin tecelli ettiği yerle yakın noktada olmadadır. Adalet Bakanlığı ile diyalog içinde olmaktır. Cumhurbaşkanlığı ile diyalog içinde olmaktır. Biz avukatız. Mahkemenin kapısında durup, 'Bu hakim nasıl olsa bizim istediğimiz gibi karar vermeyecek' deyip içeri girmekten vazgeçiyor muyuz? Ya da hakimi protesto etmek için duruşma kapısında bekliyor muyuz? İçeri giriyoruz, açıklamamızı yapıyoruz, dilekçemizi veriyoruz, davayı kaybedersek alıyor istinafa götürüyoruz, temyize götürüyoruz. Kendi mesleki davamızla ilgili olarak neden görüşmeyi reddediyoruz? Görüşmeyi reddetmenin, sürecin dışında kalmak olduğunu düşünüyorum.

Ankara, İstanbul, İzmir baro başkanlarımız davet edildiklerinde komisyona gelmiş olsalardı hem Anayasa'ya aykırılık yönünden konuyu alırlardı hem de çok daha teknik konuları söyleyebilirlerdi. Örneğin İstanbul Barosunun Sayın Başkanı diyebilirdi ki 'Tamam siz çoklu baro yapıyorsunuz ama zaten avukat odalarında sorun var İstanbul'daki adliyelerde. Bana anlatın Çağlayan Adliyesindeki avukat odalarını ne yapacağız? İkinci baroya nasıl yer bulacaksınız? Adli yardımı nasıl yapacağız, CMK hizmetini nasıl yapacağız' gibi teknik sorunları gündeme getirerek, bu çoklu kısmın üzerinde yeterince işlenmediğini anlatabilirlerdi. 

Bunu yapmak yerine dışarıda bekleyip protesto etmeyi tercih ettiler. Çok saygı duyuyorum fakat yılların idarecilik tecrübesinin bana öğrettiği; protesto edip işin dışında kalırsanız, süreci etkileyemiyorsunuz. Hep birlikte hareket edip sürecin içerisine girerseniz belki tam istediğiniz olmuyor ama çok istemediğiniz bir şey de çıkmayabiliyor. Dolayısıyla bu demokratik bir süreçtir. Milli iradenin tecelli edeceği yer olan Meclisteyiz, kendi kanunumuzu da izleyeceğiz."

Feyzioğlu, daha sonra bir süre Genel Kurul çalışmalarını izledi.