Fatih Projesi: Milyarlar çöpe atıldı, proje çöktü

2010 yılında başlatılan, 2014 yılında ise tamamlanması hedeflenen Fatih Projesi, çöp olan bir milyondan fazla tabletiyle, binlerce okulda kullanım dışı olan akıllı tahtalarıyla ve yandaşların cebine giren milyonlarla gündemde. Üstelik en çok ihtiyaç duyulan dönemde...

Haber Merkezi

Salgınla birlikte ülke genelinde eğitim faaliyetleri tam anlamıyla durma noktasına gelirken, geçilen uzaktan eğitim hem öğrencilerin teknolojik araçlara erişim sorunu hem de altyapı eksiklikleri nedeniyle yeni bir kriz başlığı oldu.

Tam da böylesi bir dönemde “işe yaraması” beklenen, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “Eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini sağlamak ve okullarımızdaki teknolojiyi iyileştirmek amacıyla bilişim teknolojileri araçlarının öğrenme-öğretme sürecinde daha fazla duyu organına hitap edilecek şekilde, derslerde etkin kullanımı için başlatılmıştır” ifadeleriyle duyurulan Fatih Projesi, yeniden tartışma konusu oldu.

Milyarlar harcandı, peki ya sonuç?

CHP'nin hazırladığı rapora göre 8 milyar lira, Bakan Ziya Selçuk'un açıklamasına göre ise proje için 3,4 milyar lira harcandı.

Proje kapsamında okullara akıllı tahtalar yerleştirildi, öğrencilere tabletler dağıtıldı.

Ancak, salgın günleriyle birlikte görüldü ki, ortada ne bir proje, ne de öğrencilerin elinde tabletler var. 

Peki, milyarlarca lira ne için harcandı, bu paralar ne oldu?

1,5 milyar liraya mal olacak, 2014’te bitecekti…

Ulaştırma ve Denizcilik Bakanlığı’nın o dönemki bakanı Binali Yıldırım, projenin başladığı yıl yaptığı açıklamada, “Bu protokolle birlikte yaklaşık 1,5 milyar TL’ye mal olacak Akıllı Sınıf Projelerini başlatmış oluyoruz. Evrensel Hizmet Fonu ile katkı sağlanan bu projede artık öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz tebeşir tozu yutmaktan kurtulmuş olacak. İnteraktif bir eğitim-öğretim sürecini okullarımızda başlatmış olacağız. Proje dört yıl gibi bir sürede tamamlanmış olacak, böylece tüm okullarımız akıllı sınıflara sahip olacak” demişti.

2010 yılında yapılan açıklamaya göre proje 2014 yılında bitecekti. Ancak 2020’ye gelindiğinde ne tam donanımlı akıllı sınıflardan söz edilebiliyor, ne de sadece 1,5 milyar TL olan faturadan.

Pilot uygulamada sorunlar belirlendi, hiçbir adım atılmadı

CHP tarafından haziran ayında hazırlanan Fatih Projesi raporunda, projenin pilot olarak başlatıldığı okullarda yaşanan sorunların 2011-2012’de raporlandığı, bu sonuçların ise hiçbir şekilde dikkate alınmadığına vurgu yapıldı.

Fatih Projesi pilot uygulamasının değerlendirmesi amacıyla 2011-2012 öğretim yılında Ankara, Uşak, Karaman ve Mersin illerindeki beş pilot uygulama okulunda idarecilerle yapılan bir araştırmada okul müdürleri ve müdür yardımcılarından oluşan idareciler Fatih projesiyle birlikte gelen etkileşimli tahta ve tablet bilgisayarların öğretim etkinliklerinde e-içeriklerin yetersizliği nedeniyle yeterince kullanılamadığını belirtirken, projenin gerek teknik altyapı gerekse eğitime sağlayacağı katkılar bakımından sahiplenilmesi gereken bir proje olduğunu vurgulamıştı.

Okul yöneticileri özellikle projenin bileşenleri olan etkileşimli tahta, tablet bilgisayar, doküman kamera ve çok amaçlı yazıcıda kullanım sırasında çeşitli sorunlarla karşılaşılması durumunda bu sorunlara anlık olarak müdahale edecek uzman bir personelin gerekliliğine vurgu yapmıştı. Ancak bu konuda hiçbir adım atılmadı.

Proje ile ilgili yapılan araştırmalarda donanım ve yazılım alt yapısı ile ilgili sorunların projenin yaygınlaşmasında en önemli engel olduğu belirtildi. Bu konuda da çözüm yönünde hiçbir kapsamlı çalışma yapılmadı.

Akıllı tahta karmaşası

CHP tarafından hazırlanan raporda, akıllı tahtaların projeden nasıl çıkarıldığına ilişkin bilgilere yer verilerek, "Projenin başlangıcında kullanılan akıllı tahtalar harici bir bilgisayar bağlantısı ve bunun da teknik bilgi gerektirmesi, projeksiyonla görüntü aktarımı yapıldığında görüntü kalitesinin zamanla azalması, lamba ömrü dolduğunda yüksek bedellerle değiştirilmesi ve maliyeti artırması, aydınlık ortamda sağlıklı görüntü alınamaması ve öğretmenin gölgesinin ekrana düşmesi gibi olumsuzluklardan dolayı projeden çıkarıldı. Ancak süreçte öğretmenlerden ve uzmanlardan tabletlerin kullanımı ile ilgili sorunlar ve olumsuz geribildirimlerin alınması sonucu proje etkileşimli tahta odaklı sürdürülmeye devam etti" denildi.

Akıllı tahtalar birçok okulda internet bağlantısı ve teknik sorunlar nedeniyle kullanılmazken, yaşanan teknik sorunlar da birçok okulda kara tahtaya geri dönüşe neden oldu.

Bakanlık, 1,5 milyar lira harcandığını duyurduğu akıllı tahtaların sorunsuz kullanımını sağlayacak adımı ise hâlâ atmış değil. 

FATİH Projesi kapsamında 2016-2019 yılları arasında okullara 432 bin 288 akıllı tahta gönderen Bakanlık, 2019 yılı sonunda 11 bin yeni akıllı tahta satın almak için ihaleye çıkmış, o dönemde birçok okulda akıllı tahtaların kullanım dışı olduğu haberleri basına yansımıştı.

Tablet krizi: 1 milyon 437 bin tablete ne oldu?

Proje kapsamında “her öğrenciye bir tablet” hedefi de gerçekleştirilemedi. CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in sorularına yanıt veren Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2010 yılında başlatılan proje kapsamında öğretmen ve öğrencilere 1.437.800 adet tablet bilgisayar dağıtıldığını açıklarken bu tabletlere ödenen miktarı açıklamadı.

2010 yılında başlatılan proje kapsamında öğretmen ve öğrencilere 1.437.800 adet tablet bilgisayar dağıtımı yapıldığının bilgisini veren Bakan Selçuk, “2017-2018 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle tablet verilen öğrenciler mezun olmuş, dağıtılan tabletler de öğrencilere hibe edildiği için kendilerinde kalmıştır” demişti.

'Atılan adımlar hiçbir şekilde denetlenmedi'

Konuya ilişkin geçtiğimiz haftalarda soL’a değerlendirmede bulunan Eğitim-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Fatih Projesi kapsamında atılan adımların daha sonradan hiçbir şekilde denetlenmediğini belirterek, “Gelinen durum ortada, bu proje, bu proje kapsamında öğrencilere dağıtılan tabletler çöp olmuş durumda. Bu konuda ne bir denetim yapıldı ne de bu süreç doğru ve verimli bir şekilde yürütüldü” ifadesini kullandı.

Yıldırım, bu durumun salgın koşullarında yarattığı soruna ilişkin ise şu vurguyu yaptı:

“Uzaktan eğitimde bakanlığın açıkladığı rakama göre, toplam öğrencilerin yüzde 20’si internet erişimine sahip değil. Bu da 4 milyon ediyor. 4 milyon öğrenci, bu yıl eğitime erişemeyecek. Bizim için en büyük endişe kaynağı bu. Bu 4 milyon öğrenci ne olacak? Bu sorunun cevabı bakanlıkta yok. Halbuki bu konuda adım atılabilirdi, ek bütçe talep edilebilirdi. Tableti ya da bilgisayarı olmayan milyonlarca öğrenci var, bu öğrencilerin eğitim öğretim sürecine erişimi bu süreçte sağlanabilirdi.”

Proje sessiz sedasız kapatıldı

2020 bütçe görüşmelerinde ve 2021, 2022 tahmini bütçelerinde Fatih Projesine kaynak aktarılmazken, bu adım projenin resmen bitirildiği anlamına gelmişti.

Kısacası proje kapsamında yapılan harcamalar ve milyarca lira verilen akıllı tahtalar, tabletlerin akıbetine ilişkin sorunlar ise hâlâ ortada duruyor.

Projenin çöktüğü, salgın günlerinde ihtiyaç duyulduğu sırada resmen görünürken, harcanan milyarların kimi yandaş isimlerin cebine girmesi dışında kaydadeğer bir sonuç da vermedi.

Sayıştay raporunda Fatih Projesi: Atıl kaldı, kullanılamıyor

Son günlerde ülke gündeminin en önemli maddelerinden biri olan Sayıştay'ın 2019 raporlarında Fatih Projesi'ne ilişkin de bir değerlendirme yer alıyor.

"Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında gerçekleştirilen altyapı yatırım bileşenlerinin eğitim kurumları bazında kısmen örtüşmemesi nedeniyle bazı yatırımların atıl kaldığı ve okullar tarafından sistemin kullanılamadığı görülmüştür" denilen raporda şu ifadeler yer aldı:

"FATİH Projesinin temel amacı Bilgi Toplumu Stratejisini gerçekleştirmek ve bölgesel farklılıkları gidermek, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısını geliştirmek, öğretmenlere ve öğrencilere etkin bilgi ve iletişim teknolojileri becerilerini kazandırmaktır. Bu kapsamda projenin altyapı yatırımları; etkileşimli akıllı tahta, ağ alt yapısı kurulumu ve geniş bant internet erişimi olmak üzere üç temel bileşenden oluşmaktadır. Projede bugüne kadar farklı tarihlerde yapılan ihaleler ile 432.288 adet etkileşimli tahta alımı yapılarak 19.752 okula kurulumu gerçekleştirilmiş, faz1 ve faz2 ihaleleri ile yaklaşık 15.103 okula VPN erişimi için ağ alt yapısı kurulumu yapılmış, 13.312 okula ise geniş bant internet erişimi bağlantısı sağlanmıştır.

Etkileşimli tahtası olup ağ altyapısı olmayan okul sayısı 6 bin, tam tersi okul sayısı ise bin 500

Ancak yatırım harcamaların gerçekleştirilmesi süreçlerinde bu yatırımların okul düzeyinde eşleşmesi hususunda karar mekanizmalarının veriye dayalı bir yönetim modeli üzerinden değerlendirme yapmadıkları ve yapılan yatırımın kullanımı için mutlak bir zorunluluk olan üç bileşeninde birlikte bulunması hususuna yeterli özeni göstermedikleri görülmüştür. Okul düzeyinde Projenin temel bileşeni olan etkileşimli tahta ve ağ altyapısı açısından konu incelendiğinde yatırım planlamasının önemi ortaya çıkmaktadır. Etkileşimli tahtası olup ağ altyapısı olmayan okul sayısı 6.059 iken ağ altyapısı olan fakat etkileşimli tahtası olmayan okul sayısı 1.498’dir. Bir diğer ifade ile ağ alt yapısı kurulan okulların %9,9’unda etkileşimli tahta bulunmamakta, etkileşimli tahta bulunan okulların %30,6’sında ağ altyapısı bulunmamaktadır. Toplam 7.557 okulda projenin bileşenlerinden sadece birkaçının yer alması sebebiyle sahip olunan donanım ve altyapı etkin ve verimli kullanılamamakta, bunlar için harcanan kaynak atıl duruma düşmektedir.

Projeden beklenen amaç ve hedeflere ulaşılması ve faydanın elde edilmesi için projenin altyapı bileşenlerini oluşturan etkileşimli tahta, internet ağ altyapısı ve internet erişiminin eş zamanlı olarak yapılacak yatırımlar ile eğitim kurumlarına ulaştırılması büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda yapılmış yatırımların etkin kullanımı sağlamak amacıyla yatırım planlamalarında aynı konuda yeni yatırımlar yapmaktan ziyade eksik kalan yatırımların tamamlanması öncelik olarak değerlendirilmelidir."