Ege'nin ortasında tonlarca radyoaktif atık gömülü: Yıllardır bir şey yapılmıyor

İzmir'in eski bir kurşun döküm fabrikasında 13 yıl önce bulunan tonlarca radyoaktif atıkla ilgili yıllardır adım atılmadı. İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal, atıkların bulunduğu yerden bertaraf tesisine kaldırılması, bölgede yaşayanların bundan ne kadar etkilendiklerine dair de çalışma yapılması gerektiğini söyledi.

Aslı İnanmışık

İzmir’in Gaziemir ilçesinde bulunan eski kurşun döküm fabrikası bölgesinde 13 yıl önce ortaya çıkan tehlikeli atık ve radyoaktif maddeler hâlâ temizlenmiş değil. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun gelip ölçüm yaparak bölgedeki radyoaktivitenin "tehlikeli düzeyde olmadığını" söylemesine rağmen veriler aksini gösteriyor.

Konuya ilişkin soL'a konuşan İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanı ve Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal, bölgede 70 dönümlük bir alanda yaklaşık 200 ton civarında atık bulunduğunu belirtti. Soysal, "Atıkların bulunduğu yer, her gün binlerce kişinin gelip geçtiği bir yer. Havaalanı'nın da hemen yakını. Çevresinde yerleşim merkezleri var, binlerce insan yaşıyor. O nedenle öncelikle bu atıklar oradan kaldırılıp daha önce belirlenen bertaraf tesisine alınmalı. Bölgede yaşayanlara da, radyoaktiviteden, bu atıklardan ne kadar etkilendiklerine dair ciddi bir çalışma yapılmalı" diye konuştu.

Soysal şunları söyledi:

"Gaziemir'deki atık yaklaşık 200 ton civarında ve 70 dönümlük bir alanda gömülü. Gömülü olan Europium 152 atıkları ya nükleer santrallerde ya da nükleer denizaltılarda kullanılıyor. Yani bu atık ülkemizden çıkan bir atık değil. Yurt dışından gelen bir atık. Orası eski bir kurşun fabrikası, muhtemelen oranın sahipleri kendilerine ödenen bir para karşılığı o atıkları yasa dışı yollardan Türkiye'ye sokup, fabrikanın bahçesine sokup gömdüler. Tahminimiz bu. Ya nükleer santral atığı olarak alındı ya da söküme gidecek, jilet olacak bir nükleer denizaltının atığı da olabilir. Ancak bugüne kadar bir türlü nereden, nasıl, kimler tarafından sokulduğu bilinmiyor. Bildiğim kadarıyla fabrikanın bazı sahipleri artık yaşamıyor. Fabrika kapandı, iflas etti. O tarafta karışık durumlar var. Sonra o fabrikaya dava sürecinde 6 milyon kadar para cezası verildi. Bu da tahsil edilmedi, adamlar ortadan kayboldu. Sonuçlar, atıklar orada.

Atıklar tespit edildikten sonra Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'ndan bir komisyon geldi ve bölgede radyasyon ölçümü yaparak, 'Tehlikeli sınırda değil' diye rapor verdiler. Ancak radyoaktivite seviyesi bölgede oldukça yüksek. Daha sonra yapılan ölçümlerle bu ortaya çıktı. Ardından İzmir Valiliği bu atıkları bölgeden kaldırılıp Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun radyoaktif atıkları depoladığı bertaraf merkezine taşınacağını söyledi. ÇED yapılmadan kaldırılmasın diye mahkemeye başvuruldu, mahkeme ÇED süreci yapılmasını istedi. ÇED sürecinin sonucunda atıkların nasıl kaldırılacağına dair planlama çıktı. Valilik bir firmayla anlaştı. Artıkne olduysa firma da ortadan kayboldu ve sonuçta atıklar orada kaldı.

'Nüfus hareketinin çok yüksek olduğu bir yer'

Atıkların bulunduğu yer, her gün binlerce kişinin gelip geçtiği bir yer. Havaalanı'nın da hemen yakını. Çevresinde yerleşim merkezleri var, binlerce insan yaşıyor. İş merkezleri var. Günlük olarak da nüfus hareketinin çok yüksek olduğu bir yer. O nedenle öncelikle bu atıklar oradan kaldırılıp, daha önce belirlenen bertaraf tesisine alınmalı. Bölgede yaşayanlara da, radyoaktiviteden, bu atıklardan ne kadar etkilendiklerine dair ciddi bir çalışma yapılmalı. Bir diğer konu ise yasa dışı yollardan bu atıkların Türkiye'ye nasıl sokulduğunun ortaya çıkarılması lazım. Gaziemir bildiğimiz bir yer. Öte yandan bilmediğimiz pek çok kentte ve çevresinde de böyle atıklar gömülü duruyor olabilir. Çünkü radyoaktif atıkları berataraf etmek pahalı bir iştir. Ayrıca nükleer santrallerin atık çubukları dahil olmak üzere kesin bir bertaraf metodu da henüz bulunamamıştır. Bunlara ara depolama yapılır. Her ülkenin böyle merkezleri olur ve bunları oralarda tutarlar. Yerleşim merkezlerinden, yeraltı sularından, su kaynaklarından uzak bir bölge seçmek; korumalı, çevreye radyoaktivite yaymayacak şekilde sistem oluşturmak falan gerekir."

'Yasadışı yollardan ülkeye giriyor'

"Örneğin Çernobil'de kazadan sonra önce atıkların üzerini beton kapladılar. Sonra yetmedi, bir çelik muhafaza içine aldılar. Milyarlarca dolara maloldu. Yani dünyada radyoaktif atıklar sorunu var ve bu atıkların bertaraf sorunu da henüz çözülememiştir. Pahalı olduğu için de üzerine para verip bu ülkeler, yasadışı yollardan üçüncü dünya ülkelerine gönderirler. Türkiye'ye de Gaziemir'den gördüğümüz kadarıyla giriyor. Bu ne ilk ne son olacak gibi görünüyor. Bu atıkların nasıl girdiğinin bulunup, izi sürülmeli. Yakalamak istenirse bu işi yapanlar yakalanır.

13 yıldır bunun kavgası yapılıyor. Bizi yönetenler bu konuda kulaklarının üzerine yatıyorlar. Genelde bu tip atıklar; sanayi, inşaat ara maddesi gibi isimlerle sokuluyor. Burada yerel yönetimler pek bir şey yapamaz. Ana sorumlu merkezi hükümettir. Atıkları tespit etmek ve değerlendirmekten, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına İzmir Valiliği sorumludur. Artık bu sorunun çözlmesi lazım. Türkiye'nin üçüncü büyük kentinde, turizmin giriş kapısı ve onun dibindeki havaalanının dibinde bu atıkların olması son derece yüz kızartıcı bir durum. Geçiştirilecek bir olay değil. 'İnsan sağlığına etkisi yok' diyenler, insan sağlığına etkisi olmadığını bölgede yaşayanlar üzerinde ciddi bir çalışma yaparak göstermek zorundadır."