Dünya’da Ayasofya tartışması: Batı biraz umursadı, İslam coğrafyası pek önemsemedi

AKP'nin Ayasofya kararı Avrupa Birliği Dış İlişkiler Konseyi toplantısında ve UNESCO açıklamasında tepkilerle gündeme gelirken karara yönelik Arap dünyasından tek destekse Umman Müftüsü Halili'den geldi.

Dış Haberler

Ayasofya'nın müze statüsünün kaldırılması üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) yaptığı açıklamalara yönelik dün verdiği demeçte "8. yüzyılda cami olarak inşa edilmiş İspanya Cordoba Camii, 13. yüzyılda kiliseye çevrilmiş. Bugün kilise olarak kullanılıyor mu? Evet. Dünya Kültür Mirası Listesi’nde mi? Evet listesinde. Kilise olarak kullanılsa da cami olarak kullanılsa da önemli olan bunu koruyabilmektir" savunmasında bulundu.

UNESCO, Perşembe günü yaptığı açıklamada, Ayasofya Müzesi’nin statüsünde yapılacak bir değişiklik konusunda bilgilendirilmesi ve herhangi bir değişikliğin de örgütün Dünya Kültür Mirası Komisyonu tarafından incelenmesi gerektiği uyarısında bulunmuştu. UNESCO açıklamasında "Devletler yapılacak hiçbir değişikliğin kültür mirası listesindeki bir yerin evrensel değerine zarar vermemesini güvence altına almak zorunda" demişti. Çavuşoğlu'ysa dün yaptığı açıklamada "Bundan sonra atacağımız adımlar konusunda da UNESCO’yu bilgilendireceğiz. Biz gizli saklı bir şey yapmıyoruz" dedi.

AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısının gündemi Türkiye'ydi

Avrupa Birliği ve Türkiye arasındaki ilişkiler Pazartesi günü bloğun dış politika sorumlusu Josep Borrell, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis arasında görüşmelerin merkezinde yer aldı.

Borrel ve Dendias arasındaki görüşmeler toplantının oturum aralarında gerçekleşti.

Müzakereler, AB’nin Brüksel’deki Dışişleri Konseyi’nin oturum aralarında gerçekleşti.

Skai adlı televizyon kanalına Pazar günü konuşan Dendias, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz sondajıyla Yunan egemenlik haklarını ihlal etmesi durumunda AB'den Türkiye'ye karşı “çok güçlü önlemler” listesi hazırlamasını isteyeceğini söyledi.

Toplantı sonunda AB'den kınama

Borrell, toplantı ve görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada "[Toplantıda görüşülen] Önemli bir mesele de Ayasofya'ydı. AB Dış İlişkiler Konseyi, Türkiye'nin bu kadar simgesel bir anıtı yeniden camiye dönüştürme kararını kınamaktadır. Bu karar kaçınılmaz olarak güvensizliği körükleyecek, dini topluluklar arasında yeniden bölünmeyi teşvik edecek ve bizim diyalog ve işbirliği çabalarımıza zarar verecek" dedi.

AB Yüksek Temsilcisi, birliğin dışişleri bakanlarının, 'Türkiye'nin kararı acilen gözden geçirmesi ve tersine çevirmesi için çağrı yapma fikrini desteklediklerini' duyurdu.
'Türkiye AB'nin çıkarlarıyla çatışan faaliyetlerine son vermeli'

AB Yüksek Temsilcisi, dışişleri bakanlarının Türkiye'yle ilişkilerin zorlu bir süreçten geçtiği konusunda hemfikir olduğunu ve Doğu Akdeniz ile Libya'daki gelişmelerin AB'nin çıkarlarıyla çatıştığını belirterek şöyle devam etti:

"Herkesin istediği ve desteklediği güven ortamının inşa edilmesi için Türkiye'nin AB çıkarlarına ve üye ülkelerin egemenliğine zarar veren tek taraflı faaliyetlerine son vermesi gerekiyor... Diyalog ve müzakere yoluyla gerginliğin azaltılması ve uzlaşı sağlanması için yollar aramamız gerektiği konusunda mutabık kaldık."

Türkiye'ye olası yeni yaptırımlar gelecek ay ele alınacak

AB Konseyi'nin 15 Temmuz 2019'da Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sondaj faaliyetlerine ilişkin kısıtlayıcı tedbirler için kabul ettiği çerçeve belgesini hatırlatan Borell, bu bağlamda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin talebi üzerine yeni adımlar atılabileceğini ve konunun tekrar ağustos sonunda ele alınacağını duyurdu.

Arap dünyası kararı desteklemedi, Yeni Şafak üzüldü

AKP'nin tartışmalı kararına herhangi bir devlet kanalıyla uluslararası destek gelmezken Yeni Şafak adlı yayın organı buna tepki gösterdi. AKP'nin Ayasofya kararına Arap dünyasından sadece Umman Müftüsü destek verirken Yeni Şafak bu olayı "Arap dünyasından tek resmi Ayasofya tebriği" başlığında verdi.

Umman Müftüsü Ahmed bin Hamed el-Halili

Yeni Şafak Umman Müftüsü Ahmed bin Hamed el-Halili'nin kişisel Twitter hesabından AKP'li CUmhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı tebrik ettiği paylaşımını "Arap dünyasından tek resmi Ayasofya tebriği" olarak verirken haberinde "Dünyanın en büyük İslam üniversitesi" olarak resmedilen Mısır'daki El-Ezher'in, eski İmam Yardımcısı Abbas Şuman'dan Ayasofya kararı ile ilgili yayınlanan fetvada AKP'nin kararının kınandığını hatırlattı.

İran'dan destek

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, Ayasofya'nın ibadete açılması kararından mutluluk duyduklarını söyledi.

Bu karara yönelik bazı ülkelerden gelen tepkilere ilişkin ise Musevi, "Ayasofya'nın durumuyla ilgili karar Türkiye'nin iç meselesidir. Bu, Türkiye'nin ulusal egemenliği çerçevesinde değerlendirilecek bir konudur." değerlendirmesinde bulundu.

Rusya'dan 'Kendi iç işleri' açıklaması

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin, Ayasofya'nın cami olarak ibadete açılması kararını "Türkiye'nin kendi iç işleri" olduğunu belirterek, buna ne Rusya'nın ne de başka devletlerin karışmaması gerektiğini söyledi.

Ayasofya meselesinin dünyada geniş yankı uyandırdığını anımsatan Verşinin, "Bunun Türkiye’nin iç işleri olduğundan hareket ediyoruz. Doğal olarak buna ne bizim ne de başkasının karışmaması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Kremlin: Hristiyanlar için Erdoğan garanti verdi

Kremlin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’le dün telefon görüşmesine ilişkin açıklama yaptı. Putin Erdoğan’a, Ayasofya’nın müze statüsünün kaldırılarak camiye dönüştürülmesinin Rusya’da ülkesinde büyük tepki yarattığını iletti. Kremlin açıklamasına göre Erdoğan da Rusya liderine, ‘isteyen herkesin Ayasofya’ya girebileceğinin ve Hristiyanlar için kutsal olan yerlerin korunacağının garantisini’ verdi.

Alman Hükümeti: Karardan üzüntü duyuyoruz

Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Ayasofya'nın gerek Hristiyanlık gerek ise İslamiyet için, kültür tarihi ve dini açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Almanya'nın dinler arası diyaloğa büyük önem atfettiğine vurgu yapan Seibert, "Karardan üzüntü duyduğumuzu gizlemek istemiyorum" diyerek ve "Eserin müze statüsünün, tüm inançlardan insanlar için bu başyapıta her an serbest  erişim imkanı sağladığını" ekledi. Alman hükümet sözcüsü, şu an Ayasofya'nın kullanımının ne şekilde belirleneceğini bekleyip görmek gerektiğini söyledi.