'Dersim halkı olarak dağ keçilerimize sahip çıkacağız'

Tarım ve Orman Bakanlığı 15. Bölge Müdürlüğü, Dersim'de dağ keçilerini avlatmak için ihale açtı. Bölge halkının büyük tepkisini çeken ihale sürecini Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Haydar Ben ve Hayvan Hakları Federasyonu Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan soL'a değerlendirdi.

Neslihan Koçaslan

Dersim'in Aliboğazı ve Salördek bölgesinde 5, Darıkent ve Gökçek bölgesinde 5, Büyükyurt ve Çıralı bölgesinde 5 ve Derindere ile Kocatepe bölgesinde 2 olmak üzere toplamda 17 dağ keçisinin katledilmesinin planlandığı ihalenin 13 Temmuz günü yapılacağı kaydedildi.

Daha önce kentte avcılığın yasaklanması için imza kampanyası düzenlemiş, 2019 yılında da dağ keçilerinin gerek yasal gerekse yasadışı avlanmasına artan tepkiler üzerine dönemin Valisi Tuncay Sonel imzasıyla ildeki tüm avcılık faaliyetlerini yasaklayan bir karar alınmıştı. 

Keçilerle ilgili ihaleyi sorduğumuz Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Başkanı Ali Haydar Ben, ihalenin engellenmesi için seferber olacaklarını belirtti ve ülkenin her yerinde spor adı altında yapılan avcılığa karşı olduklarını belirrti. 

'Ciddi tepkiler söz konusu'

DEDEF Genel Başkanı Ali Haydar Ben, dağ keçisi avlamak için ihale açılmasını soL'a değerlendirdi:

''Geçen dönemde de kış aylarında benzer ihaleler ortaya çıktığında biz Dersim Dernekleri Federasyonu  olarak çeşitli tepkiler vermiştik. Hem sosyal medyada duyurmuştuk, hem pratik ayağını örmüştük. Gelecek günlerde buradaki diğer unsurlar birlikte kamuoyuna olayı teşhir edeceğiz, sözleşmenin iptal edilmesini talep edeceğiz. Kurumlarımızın olduğu yerlerde tepkisel anlamda basın açıklamamızı yapacağız. Bununla birlikte de Dersim’de halkın bilmesi açısından pankartlar asacağız. 

Ciddi tepkiler söz konusu. Bunu bir araya toplayacağız, ihalenin engellenmesi hiç seferber edeceğiz her şeyi. 

Bunu daha da pratiğe büründürerek bu ihalenin yapılmaması için bütün mücadele araçlarını seferber edeceğiz. Pratik adımlar atacağız. 

'İhaleye girenler keçileri katletmesin'

Bu ihaleye girenlere çağrılarımız olacak, dağ keçilerini katletmemeleri için. İhalelere girmemeleri için çeşitli röportajlar vereceğiz. Dersim halkı için dağ keçileri kutsaldır. En azından geçmiş tarihimize baktığımızda. Dağ keçileri Hızır’ın dağlarıdır. Dersim halkı için kutsaldır. Hem Dersim halkı olarak, hem federasyon olarak keçilerimize sahip çıkacağız. Sadece Dersimliler değil, ülkenin birçok yerindeki bu tarz spor adı altında avcılığa karşıyız.'' 

'Hayvanların öldürülmek üzere satışa çıkarılmasını kabul etmiyoruz'

Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan hayvanların metalaştırılmasının bir sistem sorunu olduğa işaret etti ve avcılığın spor değil katillik olduğunu söyledi. 

soL'a konuyla ilgili neler yapacaklarını anlatan HAYTAP Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan şunları söyledi:

''İsminde koruma ifadesi geçen kurul, korumakla yükümlü olduğu hayvanları öldürmek için satışa çıkarıyor. Hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Üstelik olay görünenden çok farklı. Avcılığın arkasında çok büyük bir silah sanayi var. Sektör oluşturuyor. Belli başlı büyük şirketler var av turizmi yapan. Bu ihalelerde çok ciddi bir rekabet oluyor, bu hayvanların paraları çok büyük seviyelere çıkabiliyor. Yaşlanmış hayvanları vurmakla savunuyorlar. Oysaki doğanın kendi içinde bir dengesi var ve biz buna müdahale ettikçe ve kar odaklı hareket ettikçe aslında kendi sonumuzu hatırlıyoruz. 

'Hayvanların metalaştırılması bir sistem sorunu'

Etik olarak değerlendirdiğimizde de, sadece daha zeki olduğumuz için tıpkı bizim gibi acı çeken, bizim gibi acı çekmeme hakkına sahip olan canlıların hayatı üzerinde söz hakkına sahip olmamız kabul edilemez. Hiçbir şekilde etik değil. Hayvanların metalaştırılması, metalaştırılan diğer şeyler gibi bir sistem sorunudur.

Avcılık bir spor değildir. Spor iki eşit tarafından gerçekleşen bir müsabakadır ve sonucu ölüm olmaz. Burada kendini savunma şansı olmayan bir canlıya silah doğrultan, bunu yaparak bundan zevk alan insanlardan söz ediyoruz. Bunlar sporcu değil, katildir. Dolayısıyla bizim asıl hedefimiz avcılığın tamamen yasaklanması. Fakat bir yandan da bunun zorlaştırılması için atılan adımları desteklemek zorunda kalıyoruz. 

'İhaleye giren kişilerin ifşa edilmesini istiyoruz'

HAYTAP olarak bu ihaleye giren kişilerin, bu hayvanları alan kişilerin ifşa edilmesini istiyoruz. Sonuçta bunlar çok zengin kişiler. Belki firmalarının boykot edilmesini bugünlerde aramızda tartışıyoruz. Böyle bir yöntem izleyebiliriz. Her yerde avcıların yaptığı vahşeti ifşa etmeye, avcılık karşıtı kampanyalar yapmaya devam edeceğiz. 

'Tehditler bizleri yıldıramaz'

Bizi sürekli tecavüz etmek ve öldürmekle tehdit ediyorlar. Bizleri yıldıramayacaklar. Biz her zaman en temel hak olan yaşam hakkının ve hayvanların yanında olacağız. ''

İVHO: Dağ keçileri ve üveyikler korunmalı

İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, son günlerde yaban hayvanlarının avlanması yönünde alınan kararlara tepki gösterdi.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Tunceli’de 17 dağ keçisinin avlanması için ihale açması, Merkez Av Komisyonu’nun ise nesli dünya ölçeğinde tehlike altında olan üveyik ve elmabaş patka kuş türlerinin avlanmasına izin vermesi üzerine bir açıklama yapan Arslan, söz konusu canlıların Türkiye’nin de tarafı olduğu Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik (IUCN)'nin kırmızı listesinde yer aldığını hatırlatarak mutlaka korunması gerektiğine işaret etti. Arslan, tür çeşitliliği bakımından zengin bir ülke olduğumuzu, bu şansımızı sürdürmek ve geleceğe taşıyabilmek için dikkatli adımlar atılması gerektiğini vurguladı.

Salgın riski demek

Yaban hayvanlarının avlanıp tüketilmesinin aynı zamanda pandemi açısından da risk oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Murat Arslan, birçok zoonotik etkenin bu yollarla insana bulaştığını söyledi. Aylardır mücadele ettiğimiz salgından ders çıkarılamadığını ifade eden Arslan, “Doğaya, yaban hayatına yapılan müdahaleler yeni ve giderek daha tehlikeli salgınlarla insanlığı karşı karşıya bırakmaktadır. Ülkemizde endemik olarak bulunan canlıların korunması esasen bölgenin ekosistemini ve toplumun sağlığını korumakla eşdeğerdir” dedi.