Hindistan'da Delhi polisi, kentin kuzey doğusunda gerçekleşen isyanların arkasında başkent bölgesinde iktidarda olan Aam Aadmi Partisi'nin eski üyesi Tahir Hussain'in olduğunu öne sürdü.
Sputnik'te yer alan habere göre, olayı inceleyen ekipte yer alan yetkililer, Hussain'in sorgulanması sırasında kendisinin "siyasi etkisini ve parasını kullanarak Hindulara bir ders vermek istediğini" söylediğini iddia etti.
Olaya ilişkin Sputnik'e konuşan polis kaynakları, "Tahir Hussain, Hindistan'ın Popüler Cephesi (PFI, İslamcı örgüt) üyelerinin de dahil olduğu bazı kişilerin de desteğini aldı" açıklamasında bulundu.
Kaynaklar, "Soruşturma sırasında kendisi, Jammu ve Keşmir'e ilişkin 370. Madde'nin feshedilmesinin, Hindistan Yüksek Mahkemesi'nin Ram Tapınağı lehine karar vermesinin ve hükümetin Vatandaşlık Yasası Değişikliği'ni geçirmesinin ardından mağdur konuma düştüğünü iddia etti" diye ekledi.
'İslamcı örgüt mali destek sağladı'
Hussain'i isyanları planlamakla suçlayan polis, PFI'nin de isyanlara mali destek sağladığını tespit ettiklerini söyledi.
Polis kaynakları, "Ocak ayının başlarında Tahir'in ve eski Cevahirlal Nehru Ünivetsitesi (JNU) öğrencisi Umar Khalid'in Delhi'deki PFI ofisinde buluştuğunu tespit ettik. İkili, merkezi hükümetin Vatandaşlık Yasası Değişikliği'ni geri çekmeye zorlamak için Hindulara savaş açma planı yaptı. Tahir'e toplantıda PFI'nin gereken tüm mali destekleri sağlayacağı söylenildi" diye konuştu.
Polis kaynakları, isyanların, Narendra Modi liderliğineki merkezi hükümete baskıyı artırmak amacıyla ABD Başkanı Donald Trump'ın Hindistan'a ilk ziyareti sırasında yapılmasının planlandığını belirtti.
Soruşturma ekibinde yer alan bir polis, "Tahir, planı yürürlüğe koymak için terasında molotof kokteyli yapmaya, asit, tuğla, taş, mazot vb. depolamaya başladı. Tahir, aynı zamanda polislerin delillere ulaşmasını engellemek için CCTV kameralarının da bozulmasını sağladı" dedi. Polis, Tahir'in şüpheleri gidermek için isyanlar sırasında Delhi polisini sürekli aradığını sözlerine ekledi.
Delhi polisi, 1 Ağustos'ta da eski JNU öğrencisi Khalid'i Delhi'nin kuzey doğusunda üç gün süren ve ardından aşiret çatışmalarına dönen isyanlar öncesi Tahir'le yaptığı toplantı nedeniyle sorgulamıştı.
Vatandaşlık yasası
Delhi'nin kuzey doğusunda gerginlik, bu yılın başında Vatandaşlık Yasası yanlıları ve karşıtlarının çatışmaya başlamasının ardından artmıştı. Olayların aşiretler arası çatışmaya dönmesinin ardından 80'den fazla ev ateşe verilirken, 50'den fazla dükkan ve 4 cami de kundaklanmıştı.
Aralık 2019'da yürürlüğe giren Vatandaşlık Yasası, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'dan Hindu, Sih, Hristiyan, Budist, Caynist ve Parsi göçmenlere vatandaşlık vermeyi öngörüyor, ancak Müslüman göçmenlere aynı hakkı vermiyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Hindistan genelinde Müslümanlara ayrımcılık yapıldığı gerekçesiyle şiddetli protestolar başlamıştı.
Başbakan Narendra Modi'nin hükümeti konuya ilişkin yaptığı çeşitli açıklamalarda, yasayla birlikte hiçbir Hindistan vatandaşının mağdur olmayacağını, yasanın "vatandaşlık almadığını, verdiğini" savunmuştu. Hükümet, yasanın Hindistan vatandaşları içinde herhangi bir dini toplulukla ilgili olmadığını savunuyor.