COVID-19’da tam kapanma, hafifletme stratejilerine göre daha iyi sonuçlar verebilir mi?

Pandemide 'evde kal', 'fiziksel mesafeye uy', 'hijyenine dikkat et' uyarıları gibi tam kapanma da sınıfsal dağılıma uygun olarak karşılık buluyor

Kurtuluş Ovalı

Tam kapanma olarak tarif edilen bugünlerde, artı değere el koyan sermaye sınıfı kendi yalılarında / villalarında “Sakın evde sıkıldık demeyin!”1 diyerek inzivaya çekilirken, tüketim alışkanlıkları ile kendini işçi sınıfına ait hissetmeyen ama mülkiyet ilişkileri açısından işçi sınıfının asli bir parçası olan, orta sınıf olarak bilinen beyaz yakalılar evlerinden çalışmaya geçmiş, modern köle hale getirilen işçi sınıfına ise çarkları döndürmeye devam etmesi söylenmiştir. 

İşçilerin yüzde 61’i kapanmadan muaf sektörlerde

Tam kapanma sürecinde 16,4 milyon işçinin çalışmaya devam edeceğini belirten DİSK-AR, işçilerin yaklaşık yüzde 61’inin tam kapanmadan muaf sektörlerde çalıştığını ifade etmiştir. Kapanma kapsamındaki sektörlerde çalışanlar sadece yüzde 17 (4,4 milyon) civarındadır2

Bu tam kapanamama veya sınıfsal tam kapanma olarak tarif edilen durum bile uygulamanın içeriğinden bağımsız olarak bazı tartışmalara sebep olmuştur. Bir kısım bilim insanı tam kapanma yerine önlemlerin yeterli olacağını, ekonominin tam kapanmalar ile alt üst olacağından ileride daha büyük sorunlara sebep olacağından bahsederken bir grup bilim insanı ise kademeli kısıtlamalar yerine tam kapanmaların daha etkili olduğunu belirtmektedir. 

28 Nisan’da The Lancet dergisinde yayınlanan bir çalışma da bu konuya odaklanmaktadır. Bu çalışmada sürekli olarak virüsü elemine etmeyi hedefleyen ülkeler (SARS-CoV-2'yi kontrol etmek ve topluluk aktarımını olabildiğince çabuk durdurmak için maksimum eylem uygulayanlar – Eliminasyon grubu) ile virüsün yayılımını azaltmayı tercih eden ülkeler (sağlık hizmetleri sistemini bunaltmamak için vakaları azaltmak adına adım adım hedef ve kısıtlamalar belirleyenler ve kısıtlamaları zamanla artıranlar – Mitigasyon grubu) incelenmiştir3.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünde (OECD) yer alan, virüsü ortadan kaldırmayı amaçlayan ülkeler (Eliminasyon grubu; 5 ülke) ile virüsü azaltmayı/hafifletmeyi amaçlayan ülkeler (Mitigasyon grubu; 32 ülke) arasında salgınının ilk 12 ayındaki COVID-19 ölümler, gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesindeki durum ve kilitleme/kısıtlama/kapanma önlemlerinin katılığı karşılaştırılmıştır.

Eliminasyon grubundaki ülkelerde (Avustralya, İzlanda, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore) bir milyon nüfus başına COVID-19 ölümleri, hafifletmeyi tercih eden diğer OECD ülkelerinden yaklaşık 25 kat daha düşük olmuştur.

Ayrıca, bir ülkenin ekonomik performansı ile ilgili olarak, ortadan kaldırma stratejisinin azaltma/hafifletme stratejisine göre daha tercih edilebilir olduğu konusunda artan bir fikir birliği vardır. Ülkemizden yapılan ekonomik içerikli ön çalışmalarda benzer sonuçlar elde edilmiştir. Erol Taymaz salgının ilk 4 ayını inceleyerek yaptığı çalışmaya göre COVID-19’da  kontrol altına alma/ortadan kaldırma stratejisi uygulanmadan, vaka sayıları tamamen takip edilebilir düzeye indirilmeden “ekonominin açılması” salgının daha uzun sürmesine, belirsizliğin artmasına, daha sonra tekrar kısıtlayıcı tedbirlerin alınmasına, sonuçta ekonomik ve insani maliyetlerin artmasına yol açmaktadır4. Aralık ayında yapılan benzer bir başka açıklamaya göre ise tam kapanma (ortadan kaldırma) ile kısmi kapanma (hafifletme) karşılaştırıldığında, ortadan kaldırma stratejisinin sadece ekonomik maliyet açısından bile daha iyi bir strateji olduğu belirtilmiştir5

12 aylık yapılan incelemeye göre ise eliminasyon grubundaki ülkelerde ortalama olarak ve hemen hemen tüm dönemlerde GSYİH büyümesindeki azalmanın Mitigasyon grubundaki ülkelerden daha az olduğu görülmüştür. GSYİH büyümesi, eliminasyonu seçen beş ülkede 2021'in başlarında pandemi öncesi seviyelere geri dönerken, diğer 32 OECD ülkesi için büyüme hala negatif düzeydedir. 

Bu da vakaları azaltma stratejisini benimseyen ülkelerin argümanı olan "virüsü kontrol altına alma stratejisi yani eliminasyon uygulanırsa ekonominin darbe alacağı" cümlesinin doğru çıkmadığının bir göstergesidir.

Sağlık ve ekonomik açıdan avantajlarına rağmen, özgürlükleri kısıtladığı için eliminasyon stratejisi birçok ülkede sıklıkla eleştirilmektedir. Ancak yapılan bu son çalışmada da görüldüğü üzere OECD ülkeleri arasında, özgürlükler en çok hafifletme uygulanan ülkelerde kısıtlanırken ortadan kaldırmayı amaçlayan ülkelerde uygulanan hızlı kilitlenme önlemleri daha az katı ve daha kısa sürmüştür.

Kanıtlar, SARS-CoV-2'yi ortadan kaldırmak için hızlı eyleme geçmeyi tercih eden ülkelerin virüsün yayılımını azaltmayı tercih eden ülkelere kıyasla daha az COVID-19 nedenli ölüm oranına sahip olduklarını, ekonomilerini daha iyi koruduklarını ve aynı zamanda özgürlükler üzerindeki kısıtlamaları en aza indirdiklerini göstermektedir (Bir not: Özgürlükler üzerindeki kısıtlamalar hafif-orta veya ağır olarak tariflenemez). 

Çalışmada belirtilen ülkelerin hiçbirinde sınıfsız bir toplum amacı güdülmediği için sınıfsız toplumlardaki sonuçlar ile bu verileri karşılaştıran çalışmalara ihtiyaç vardır. Küba ve Vietnam verilerinden sınıfsız toplumlarda ortadan kaldırma stratejisi uygulanan ülkelerden bile daha iyi sonuçlar elde edildiği akılda tutulmalıdır. 

Burada unutulmaması gereken bir başka durum, bu yazıda sıkça kullanılan ‘’ortadan kaldırma’’ kavramının aslında yanlış kullanımıdır. Giriş kısmında belirttiğim yazıda geçen “aim for elimination” ifadesinin Türkçedeki karşılığı bu olsa da, adı geçen beş OECD ülkesinin dördünün ada ülkesi olduğu da unutulmadan, küresel bir hastalıkta ortadan kaldırma ulusal/bölgesel olarak uygulanamaz. 

Bu nedenle küresel olan bir hastalık ile sadece ulusal eylemler ve ulusal aşılamalar ile mücadele edilemez. Ulusal eylem tek başına yetersizdir ve pandemiden çıkmak için net bir küresel plan gereklidir. Küresel planın içinde de olmazsa olmaz şart olarak küresel eşitlik ve küresel eşit bir aşılama yer almalıdır. 

Ulusal eylem planı için en iyi seçenek ise kademeli kısıtlamalar yerine virüsü kontrol etme ve toplumdaki bulaşmayı durdurma stratejisini benimsemek olarak görülmektedir. Ancak bunu sınıflı bir şekilde yaparsak yararından çok zararını göreceğimiz de açıktır. Sınıfsız toplum amacı gütmeyen hükümetlerin / iktidarların ise sınıfsız bir kapanma yap(a)mayacağı da malumdur.