Çökmeye doyamadılar: Şimdi de kulübü çöktü

Çöküşleri hızlı ve beklemedikleri kadar erken oldu. Halbuki ne de güzel  pazarlamışlar, yatırım yapmışlardı. Sandılar ki Osmanlı ilelebet devam edecek, payidar kalacaktı! Ama olamadı.

İsmail Sarp Aykurt

Bu sene küme düşmekten kurtarılan takım Osmanlıspor, tarihe karışmaktan kurtarılamadı. Sahi, bu Osmanlı daha ne kadar tarih olacaktı? Tarih olduğunu ve mazide kaldığını anlamak için daha kaç kere yıkılması gerekecekti? Anlaşıldı, makus talihlerinde yıkılmak vardı.

Belki hatırlanacaktır, zamanında Rıdvan Dilmen bir programda "Şunu belirtmem lazım ki; tarihimizle gurur duyan birisi olarak Osmanlıspor adının bir futbol kulübüne verilmesine karşıyım. Bu isme karşı küfür de edilebilir" demişti. Dilmen, şimdi derin bir oh çekmiş olsa gerek. Ne de olsa Osmanlıspor tarihten silinince, Osmanlı'ya küfür edilme ihtimali de azaldı.

Osmanlıspor, bir proje takımı olarak, ilk olmasa da önemli bir girişim olarak ortaya çıkmıştı. 6 sene süren kısa ömründe neler yapmadı ki? 2014 yılında Osmanlıspor adını alıp, 'Bu kez de şansımızı futbolda deneyelim' diyen Gökçek ve kulübü 'fetihsiz' bir 6 seneye başka başarılar sığdırmayı ihmal etmedi.

Ankara'yı parsel parsel pazarlayan Gökçek, hakkındaki yolsuzluklar konusunda Osmanlıspor ismini de kılıf olarak kullanmayı başardı. Osmanlıspor'un her yolsuzlukta ismi Gökçek ile anılırken, Gökçek'in her hamlesi Osmanlıspor'a çıkıyordu. Gökçek yoksa Osmanlı ismini özellikle mi kullanmıştı? Hani futbolda fetih yapacaklardı? 

Bir zamanlar başlarındaydı, büyük ağabey Başakşehir'in pişmesine biraz daha vardı. Gerçi ikisi de 2014 yılı içerisinde bir proje olarak öne çıkartılmışlardı. Gerici siyasetin futbola müdahalesinde bu iki takım hep başa oynadı.

Zamanında, siyasal islam sahne alınca, yerel yönetimler profesyonel futbola kanca atınca ve kulüpleri işgal dönemi başlayınca Melih Gökçek'in de iştahı kabarmıştı. Başarısız bir Keçiören denemesinden sonra,  direksiyonu Ankaraspor'a kırdı. Takımın 1. Ligin kapısından dönmesi, 1990’larda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilen Gökçek’in dikkatini Ankaraspor’a çevirmesine yol açtı. Sonrası ise malum, Ankaragücü faciası ve ardından ilhak edilen Ankaraspor'un 'Osmanlılaştrırma' süreci başladı.

Sonra başlayan 'iskan politikası' ise kulübün 6 senede futboldan çok başka alanlarda yaptığı yatırımları öne çıkardı. İşte fetih fikri orada anlaşıldı; hafriyat ve otopark alanlarında işgal altındaydı!

1978 senesinde doğan ve mavi-beyaz renklere sahip olan Ankaraspor, 2014 yılında Osmanlıspor adını alınca gazetelere 'Ankaraspor tarih oldu' manşetleri atıldı. Stadın ismi Osmanlı Stadı oldu, kulüp renkleri ve logosu hızlıca tarumar edildi.

En büyük 'futbol başarısı' 2015-2016'daki beşincilik ile, Avrupa'yı fethe gittiğini sandığı UEFA müsabakaları oldu. O da olmadı, fetih politikası son 32 turunda Yunanistan'ın Pire kentinde son buldu. Gökçek'in sonraki zamanlarda gelen istifası ise kulübü aydınlığa çıkarmayı başaramadı. Yolsuzlukların gölgesinde 2017-2018 sezonunu 33 puanla 16. sırada tamamlayan Osmanlıspor küme düştü.

Seyirci ortalaması zorlama ve bindirme kıtalar desteğiyle 5 bini bulmayan takım, bir zamanlar takımın başında olan Osman Özköylü'nün itirafındaki gibi 'nefret edilen ve dışlanan' bir takım olmuştu; maçlarına da zorla belediye işçilerinin getirildiği bir takımdı Osmanlıspor. Özköylü de aşağı kalmıyordu Gökçek'ten. Maç bitiminde tribünlere pet şişe attığı da oldu, gazeteciyi tehdit ettiği de...

Osmanlıspor'un özünde bu yok muydu zaten? Böyleyken böyle olmasında bir mahsur olamazdı.

Osmanlıspor şimdi tekrar tarihin çöplüğüne doğru yol alıyor. Ankaraspor yeni logo ve renkleriyle geri döndü. 

Osmanlı'nın çöküşü hızlı oldu ve Cumhuriyet farz oldu.

Şimdi akıllarda o soru var yeniden: Sahi, Vahdettin'e ne oldu?