Çocuklar salgında da tarikatlara emanet: Vaka haberi geliyor, denetime izin verilmiyor…

Bolu'da filyasyon çalışmalarında görev yapan ve kuran kursları ile tarikat yurtlarındaki duruma ilişkin dikkat çekici paylaşımlarda bulunan Dr. Mihriban Yıldırım, soL'a konuştu. Yıldırım, salgın günlerinde kuran kurslarına denetimsizliğin de getirdiği bir ayrıcalık sunulduğunu, tarikat yurtlarına ise açıkça göz yumulduğunu vurguladı.

Haber Merkezi

DİSK Dev-Sağlık İş MYK üyesi olan Dr. Mihriban Yıldırım, bir ay boyunca Bolu’da filyasyon çalışmalarında görev yaparken, bu süreçte karşılaştığı halk sağlığını tehlikeye atan gelişmelere ilişkin sosyal medya üzerinden açıklamalarda bulundu.

Yıldırım, kuran kurslarında ve kaçak tarikat yurtlarında yaşananlara ilişkin çarpıcı notlar paylaşırken, konuya ilişkin soL’a da açıklamalarda bulundu.

‘Yüzde 50’ye çıkarılınca vakalar görülmüş’

Bir ay boyunca Bolu merkezde filyasyon çalışmalarında görev yaptığını, karşılaştığı sorunları halk sağlığı açısından önemli olduğunu düşündüğü için paylaştığını vurgulayan Yıldırım, “Son görev günümde bir kuran kursunda 3-4 çocuğun pozitif vaka olduğu bilgisi geldi. Gittiğimizde kurs müdürü salgın döneminde Hıfzıssıhha Kurulu kararıyla yatılı olarak faaliyete devam ettiklerini, önce yüzde 30, sonra yüzde 40, sonra da yüzde 50 kapasiteye izin verildiğini aktardı. Vakalar da yüzde 50’ye çıkıldıktan sonra görülmüş” dedi.

‘İldeki diğer kuran kurslarında da vaka haberleri geldi’

Yeni dönem için Diyanet’in tekrar kurs kayıtları açtığını, kursalara da başladığını belirten Yıldırım, “Salgın dolayısıyla gerekli önlemler alınıp eğitimin yüz yüze devam etmesi bile sağlanamamışken, hiçbir denetim yapılmayan kuran kurslarının faaliyetlerine izin verilmesi gerçekten çok dikkat çekici. Sadece bu yatılı kurs değil, ildeki diğer kuran kurslarından da vaka haberleri geldi” diye konuştu.

‘Süleymancıların yurdunda vaka çıktı, filyasyona izin verilmedi’

Kuran kursu dışında ildeki bir tarikat yurdunda yaşananları da aktaran Yıldırım, “İlde Süleymancılara ait olduğu bilinen bir tarikat yurdu var. Ekiplere bu yurtta vaka olduğu bilgisi geliyor. Yurdun bu süreçte nasıl bir denetimden geçtiği konusunda hiçbir bilgi yok ortada. Arkadaşlarımız gittiğinde yurdun kapalı olduğu söyleniyor ve içeriye kimse alınmıyor, filyasyon çalışması engelleniyor. Sonrasında çevreden edinilen bilgi daha önce çocukların binaya girip çıktığı ancak son birkaç gündür kimsenin gelmediği yönünde. Yani vakalar çıkınca kapatmışlar ve üstelik de filyasyonu da engellemişler” ifadesini kullandı.

“Hıfzıssıhha Kurulu halk sağlığını öne almak durumda” diyen Yıldırım, bu örnekte kuran kurslarına denetimsizliğin de getirdiği bir ayrıcalık sunulduğunu, tarikat yurtlarına ise açıkça göz yumulduğunu vurguladı.

Kuran kursları için ‘normalleşme’ kararı Haziran ayında alındı

Salgın günlerinde ülke genelinde uzaktan eğitime geçilirken, “normalleşme” kapsamında kuran kursları yatılı olarak faaliyete başlamıştı.

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Kadir Dinç, “15 Haziran’da belirli tedbirlerle hafızlarımız kurslarına kavuşacak. Temmuz ayında da hafızlık tespit sınavlarımız bitmiş olacak” başlıklı bir açıklama paylaşmıştı.

Bu açıklamanın yanı sıra, il müftülükleri de çeşitli dönemlerde açıklamalarda bulunmuş, söz konusu “belirli” tedbirlerin kademeli olarak esnetildiği ortaya çıkmıştı.