Çin’in yeni Hong Kong yasası protesto edildi

Pazar günü Çin’in özel idari bölge statüsündeki Hong Kong şehri için hazırladığı yeni ulusal güvenlik yasası protesto edildi. Şehirde bulunan Çin irtibat bürosu önünde sıkı güvenlik önlemleri alındı.

Dış Haberler

Hong Kong’da, Cuma günü Çin Ulusal Halk Kongresi’nin gündemine yasa tasarısını protesto etmek isteyen eylemciler şehrin alışveriş bölgesi olan Causaway Bay’de üzere bir araya geldi. Polis üst araması yaparken, koronavirüsle mücadele kapsamında alınan, sekiz kişiden fazla insanın bir araya gelmesini yasaklayan kararın ihlal edilmemesi için uyarıda bulundu. 

‘‘Ulusal güvenlik yasası iki sistemi yok ediyor’’ sloganı atılan eylemde konuşan Çin karşıtı aktivist Joshua Wong, ‘‘Artık sonun başlangıcındayız ve Hong Kong’un zamanı tükeniyor. Covid-19 salgını sırasında bile bir araya gelmemizin nedeni bu. Karşı çıkmak için gücümüzü birleştirmemize ihtiyacımız var’’ dedi. Sosyal Demokratlar Birliği’nden Aver Ng ise polisin uyarılarına rağmen irtibat ofisinin dışındaki bir tabelaya afiş asarak, yasa tasarını ‘‘talihsiz bir yasa’’ olarak niteledi ve Hong Kong halkını sokaklara çıkmaya çağırdı. Ng, Reuters haber ajansına ‘‘Gelecekte ulusal güvenlik adına istedikleri herkesi tutuklayıp susturabilirler. Buna direnmemiz gerek’’ diye konuştu.

Eylem sırasında göstericilerin bir sivil vatandaşa saldırdığı görüntülendi.

Eylemciler, gösteri sırasında polisle çatışmaya girdi. Polis, eylemcilere biber gazıyla müdahalede bulundu.

Hong Kong yönetimi yasanın arkasında

Hong Kong’u ulusal güvenliği sağlamak için gerekli yasal adımları atmaya çağıran ve ihtiyaç halinde merkezî hükümetin şehirde istihbarat ve güvenlik teşkilatı kurmasına izin veren yasa tasarısının önümüzdeki hafta Çin Ulusal Halk Kongresi tarafından kabul edilmesi bekleniyor.

Çin yanlısı Hong Kong yönetimi yasayı desteklediklerini belirtirken, geçtiğimiz yıl içinde yedi ay boyunca sokaklara inen Çin karşıtı muhalefet, yasanın Hong Kong’un özerkliğinin ve ‘‘tek ülke, iki sistem’’ politikasının sonu anlamına geleceğini iddia ediyor.

Hong Kong İdaresi Baş Sekreteri Matthew Cheung protestolar ile ilgili olarak ‘‘bu radikal iddialar ve yasa dışı şiddet son derece endişe verici’’ açıklamasını yaparken, durumun etkin bir şekilde kontrol altına alınamaması halinde, ulusal güvenliği tehdit edebilecek bir seviyeye ulaşabileceği uyarısında bulundu. Güvenlik Bakanı John Lee ise, çıkarılacak yasaların uzun vadede Hong Kong’un refahını sürdürmeye yardımcı olacağını savundu.

Çin’den yatırımcılara güvence

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Hong Kong’da bulunan dairesi ise, ulusal güvenlik yasasının yabancı yatırımcılara zarar vereceğine ilişkin kaygıların yersiz olduğunu açıklayarak, ortalığı karıştıran ülkeleri eleştirdi. 

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Hong Kong Komiserliği’nden yapılan açıklamada, şehrin özerkliğinin değişmeden kalacağı ve şehirdeki yabancı yatırımcıların çıkarlarının yasayla birlikte korunmaya devam edeceği belirtildi. Komiserlik sözcüsü, ortalığı karıştıran ülkelerin açıklamalarını çifte standart uygulamak ve haydut mantığıyla hareket etmekle suçladı. Sözcü ‘‘bize istediğiniz kadar zehirli iftiralar atın, şantaj yapın, bizi kışkırtın ya da zorlayın Çin halkı ulusal egemenliğini ve güvenliğine sıkı sıkıya bağlı kalacak. Hong Kong’da sorun çıkaran kişileri piyon olarak kullanıp Çin’in egemenlik ve güvenliğini zayıflatmaya ve şehri Çin’e karşı bölücü, yıkıcı, sabote edici faaliyetler için bir çatışma alanına dönüştürmeye yönelik komplonuz başarısız olacak’’ diye konuştu.

Batılı siyasetçilerden ortak açıklama

Çin’in yeni yasa tasarısına yönelik tartışmalar sürerken, ABD’nin yaptırım tehditlerinin ardından Batı’da yasaya karşı siyasi bir kampanya örgütlendi. Hong Kong eski valisi Christopher Patten ve İngiltere eski Dışişleri Bakanı Malcolm Rifkind tarafından hazırlanan ortak açıklamaya çeşitli ülkelerden 186 siyasetçi imza attı. ABD Kongresi’nden 17 üyenin de imzacılar arasında yer aldığı açıklamada, yasa tasarısının ‘‘şehrin özerkliğine, hukukun üstünlüğüne ve temel özgürlüklere yönelik kapsamlı bir saldırı’’ olduğu ve Hong Kong’un 1997 yılında Çin’e dönmesini sağlayan Çin-İngiltere Ortak Deklerasyonu’nun çirkin bir şekilde çiğnenmesi anlamına geldiği ileri sürüldü. Açıklamada ‘‘eğer uluslararası toplum Hong Kong meselesinde Beijing’in sözlerini tutacağına güvenemezse, insanlar diğer meselelerde de Çin’in sözlerine güvenmek istemeyecektir’’ denildi.

Önümüzdeki hafta içinde Hong Kong’da yasa tasarısına karşı yeni eylemler örgütlenmesi bekleniyor.