ÇEVİRİ | 'Libya’da yalnızca Türkiye dürüst oynuyor'

Fransa'da Le canard enchaîné dergisinde yayınlanan ve Türk basınında tartışılan yazının tam çevirisini okurlarımızla paylaşıyoruz. AA bu yazının Erdoğan'ı övdüğünü düşünüyor, muhalif basınımızsa yazının mizah yazısı olduğunu sanıyor!

Claude Angelı (Le canard enchaîné)

Fransa'da 1915 yılından beri yayımlanan politik dergi Le canard enchaîné'nin 24 Haziran tarihli 5198. sayısından alınmıştır

Çeviri: İsmet Can Uslu

22 Haziran’da Macron’un “Türkiye’nin Libya’daki tehlikeli oyununu” kabul etmemesi gibi, Fransız hariciyesinde “Erdoğan’ın emperyalist gidişatından” endişelenen diplomatlar var. Tam olarak şöyle: Türk başkan oraya kalıcı olarak yerleşmeyi öngördü ve BM tarafından tanınmış olan Trablus’taki hükümetten Misrata’da bir deniz üssü ve Tunus’a yakın bir hava üssünü kullanma hakkını kaptı bile. Bazı diplomatlarsa şuna hak veriyor, “yalnızca Erdoğan kendi jeopolitik, askeri, petrol ve gaz heveslerini saklamadan dürüst oynuyor. Akdeniz, Libya açıkları ve Kıbrıs yakınları da dahil olmak üzere.” Bu Donald Trump’ı sıkmıyor gibi görünse de, öte yandan, Rus askerinin ve Rus savaş uçaklarının isyancı güçlerin yanındaki varlığıyla kendini gösteriyor.

Kimi dil öğeleri ve lanetlemeler bu söz savaşının sınırlarını konumlandırmaya yetiyor. Ankara “Fransa’nın isyancı mareşal Hafter’i desteklemesini kabul edilemez” bulurken Paris de Erdoğan’ın askeri müdahalesini “kabul edilemez” buluyor.

Fransa’yı “NATO’nun, Libya’nın güvenliğine zarar vermekle ve Mısır’ın diktatör-başkanı Sisi’ye arka çıkmakla” suçlamadan önce Türk dışişleri bakanı Hafter’i “haydut” olarak niteledi. Bir diğer mareşal (bölgede moda bir sıfat) olan Sisi’yse Erdoğan’ın kişisel düşmanı. Türkiye’nin Müslüman Kardeş başkanı, vaftiz babası saydığı bu cemaatin binlerce üyesinin hapishanelere doldurulmasını asla affetmeyecek. 2013 Temmuzu’nda Kahire’de binlerce infazın takip ettiği bir darbe Mareşal Sisi’yi 2019’da hapiste ölen Müslüman Kardeş Muhammed Mursi’nin koltuğuna taşımıştı.

Ruslar ve Türkler iyice yerleşti

Oysa bu iç savaşta asıl sorun din değil bölgenin jeopolitiği ve petrolü. İki tarafın kısa bir tarifi: - okuyucudan bu hikayede kimlerin iyi kimlerin kötü olduğunu aramaması bekleniyor. – Doğuda Mareşal Hafter ülkenin efendisi olmak için Rusya’nın (ve paralı askerlerinin), Mısır’ın ya da Emirliklerin askeri desteğine, sonra Suudi Arabistan’ın ve Fransa’nın sempatisine yaslanıyor. Ama treni kaçırdı. Batıdaysa Katar ve İtalya tarafından desteklenen Trablus’a yerleşmiş olan hükümet Suriyeli binlerce cihatçıya dayanan Türk ordusunun müdahalesi sayesinde bu tehlikeli rakibin saldırısını geri püskürtmeyi başardı.

Ruslar ve Türkler – hepsi de çok uzaklardan geldiler – şu ana dek birbiriyle savaşmadan bu uluslararası karşılaşmanın iki reklam yüzü haline geldi. Örneğin geçen hafta Mısır Başkanı baruttan söz ederek tehdit etti. Trablus hükümetini ve Türkleri eğer askerleri Sirte kentini ve limanını ele geçirmeye kalkarlarsa kendi ordusunun “doğrudan müdahalesi”yle karşılaşmak durumunda olacakları konusunda uyardı. Açıklaması: Sisi Erdoğan’ın askerlerinin Mısır sınırına fazla yaklaşmalarını ve yedekçisi Suriyeli cihatçıların ellerinde silahlarla vaaz vermek için Mısır’a sızmasına izin vermelerini kabul etmiyor. Trablus hükümetinin ani tepkisi: “Bu bir savaş ilanıdır.”

Bu savaş atışmasının son bölümü: iki hafta önce, 10 Haziran’da “Courbet” adlı Fransız savaş gemisi NATO adına gerçekleştirdiği bir operasyonda kuşkulu hareketlerde bulunan Tanzanya bandıralı bir Türk kargo gemisini (ambargoya rağmen) Libya’ya silah teslim ettiğinden kuşkulandığı için kontrol etmek istedi. İki Türk savaş gemisi tarafından korunan kargo gemisiyse yoluna devam etti. Fransız savunma bakanına inanırsak Türk gemileri “Courbet” gemisini ateş güdümlü bir lazer ışınıyla (prensipte bu füze yollamanın başlangıç adımıdır) “aydınlatmış”.

Ağırdan alan NATO, iki üyesi arasında geçen bu ciddi olayla ilgili bir soruşturma başlattı. Merak verici biçimde sessizliğini koruyan Donald Trump’sa oturduğu yerden dalga geçiyor izlenimi veriyor...