‘Bu ülkenin kadınları Zengin’in zihniyetine sığamayacak kadar büyük, kalabalık’

Önce “AKP gelene kadar 'kadın' kelimesinin adı yoktu Türkiye’de” dedi, sonra “Bir kadın partisi olarak görüyorum AK Parti’yi” ifadesini kullandı. Komünist Kadınlar adına Serap Emir, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in bu açıklamalarını soL’a değerlendirdi. Emir, 'Bu ülkenin kadınları Zengin’in zihniyetine sığamayacak kadar büyük, kalabalık' dedi.

Haber Merkezi

İktidarı boyunca kadın düşmanı birçok açıklamaya ve uygulamaya imza atan, kadınların iş aramasını işsizliğin artış nedeni olarak gösteren, kadınların gülmesinden bile rahatsız olan AKP, son günlerde bir AKP’li vekil tarafından “kadın partisi” ilan edildi.

Komünist Kadınlar adına Serap Emir, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in “AKP gelene kadar 'kadın' kelimesinin adı yoktu Türkiye’de” ve “Bir kadın partisi olarak görüyorum AK Parti’yi” sözlerini soL’a değerlendirdi.

'AKP’nin sicili de, ağzı da o kadar bozuk ki…’

“Öncelikle şunu söyleyerek başlayabiliriz; kadın başlığı AKP için çok kullanışlı bir araç. İki yönüyle bu böyle; ilk olarak yapay gündem yaratmakta başarı şansı çok yüksek bir başlık. AKP’nin kadın başlığında sicili de, ağzı da o kadar bozuk ki; buna dair ne söyleseler hemen ülke gündemine oturuyor” diyen Emir, “Bu sebeple de çok severek kullanıyorlar bu başlığı, kürtaj hakkını tartışmaya açıyorlar, kadınların nafakasını azaltacağız diyorlar, İstanbul Sözleşmesi diyorlar, hayalleri çok AKP’nin… İkincisi de, AKP kadınlar hakkında her konuştuğunda yalnız yapay gündem yaratmış olmakla kalmıyor; aynı zamanda kendi dinci gerici ideolojisini de bu başlık üzerinden yeniden üreterek tabanına sunmuş oluyor. Dolayısıyla bir taşla iki kuş gibi bir şey kadınlarla ilgili konuşmak AKP için” ifadesini kullandı.

‘Özlem Zengin ‘kadının adını biz var ettik’ demeye utanmıyor mu?’

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in sözlerine tepki gösteren Emir, sözlerine şöyle devam etti: 

Her şey bir yana, bu ülkede Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı’na bile tahammül edemeyip ismini değiştiren bir partinin başkanvekili olarak, “kadının adını biz var ettik” demeye utanmıyor mu? Değil kadının adını var etmek, kadının kahkahasını bile “günah” sayan bir partiden söz ediyoruz. Bu ülkede herkesten önce kadınları vuran gerici adımların arkasında hep AKP’nin parmağı var. Eğitimde 4+4+4 sisteminden başlayın da,  üniversite kürsülerinin kadınları aşağılayan, çocuk istismarcılarını öven sözüm ona ‘profesör’lerle doldurulmasına kadar. Diyanetin, tarikat şeyhlerinin açıklamalarını saymıyoruz bile. Dolmuşta şortlu kadına tekme atan, kadın cinayeti davalarında “Onun da o saatte orada ne işi varmış?” diye soran, “Kocadır döver de, sever de” diyen zihniyetin temsilcisi AKP. Ve aynı zamanda, çalışan kadın istemeyen, kadını sadece anne olduğunda anlamlı bulan bir parti AKP. Bunu zaten her fırsatta dile getiriyorlar veya açık ediyorlar. Böylece, toplumda kadın düşmanı zihniyete cesaret vermiş oluyorlar; örneğin işyerlerinde kadın işçilerin sömürüsünün önünü daha da açmış oluyorlar. Dolayısıyla kadını var etmek bir yana, kadını toplumsal yaşamdan silmeye çalışan bir parti AKP.

‘Bu ülkenin kadını Zengin’in zihniyetine sığamayacak kadar büyük’

Son olarak Zengin’le, “kadın” sözcüğünden anladığımız bir ve aynı şey olmasa gerek. Zengin belli ki, kadın kelimesinin yalnızca türbanlı kadınları niteleyen bir şey olduğunu sanıyor. Ve diyor ki ‘kadınlar’ AKP sayesinde üniversitelere girebilmişler, asker törenlerine katılabilmişler, ve hatta First Lady olabilmişler… E daha ne olsun… Bir kadın başka ne ister, değil mi? Kadınların derdinin bu olduğunu mu düşünüyorlar gerçekten? Salgında işsiz kalmış bir kadının derdi bunlardan biri olabilir mi? Kadınların derdi, kadın işsizliğinin %45 olduğu bu salgın günlerinde iş bulabilmek her şeyden önce. İkincisi, ucuz işgücü olmaktan çıkmak; güvenceli, angarya işlere koşturulmayacağı, sömürülmeyeceği bir işte çalışmak. “İşten attı ama kıdem tazminatımı ödeyecek mi?” aslında bugün kadının derdi. Ya da “İşe giderken çocuğu kime bırakacağım” diye, “okullar ne zaman açılacak” diye düşünmek, “Okul taksitlerini de yatırdık ama bakalım geri alabilecek miyiz” sorusu bugün kadının derdi. Bazı kadınların derdi ise, “Ben bu adamdan boşanamıyorum.” Bir mahkeme kararından bahsetmiyorlar bunu derken; peşini bir türlü bırakmayan eski eşlerini kastediyorlar. Ve kendilerine şiddet uygulayan eski eşleri, partnerleri AKP’nin çabaları ve tüm meclisin de onayıyla salıverildiği için; “Acaba ne zaman gelecek?” sorusu şimdi kimi kadınların derdi. Bazı kadınların derdi ise, “Kızımı/annemi/kardeşimi öldüren bu adam hak ettiği cezayı bulur mu, hakim indirim uygular mı?” Ve Zengin emin olabilir, tüm bu dertler kadınların kafasındaki başörtüye bakmıyor; her birinin zihnini her gün meşgul ediyor. Son sözümüz şu olsun; bu ülkenin kadınları Zengin’in zihniyetine sığamayacak kadar büyük, kalabalık.