Bu rapor ‘okulları açalım’ diyor

İki bilim insanının hazırladığı bir raporda ilkokul ve okul öncesi eğitim seviyesinde yüzyüze eğitimin başlatılması gerektiği savunuluyor.

soL - Sağlık

Yüzyüze eğitime geçildi. Sonrasında kısa bir denemenin sonunda çevrim içi eğitim Milli Eğitim Bakanlığı’nın benimsediği yol oldu.

Eğitimciler, okullarda alınmayan önlemler, salgının korku veren yükselişi gibi nedenlerle zaten uzun süredir yüzyüze eğitimin sürdürülemeyeceğini savunuyordu.

Bakanlık gereken düzenlemeleri yaparak salgından korunmuş bir yüzyüze eğitimi gerçekleştirmek yerine bir bakıma okullarda eğitimi sonlandırma talebinin öğretmenler ve öğrenci velilerinden gelmesini sağlamış oldu.

Uzaktan eğitimin bir kısmı hayati önemde bir dizi sorunu var. Öğrencilerin azımsanmayacak bir bölümü daha en baştan bir bütün olarak eğitimin kapsamı dışında kalıyor. Teknik altyapı, ev koşulları gibi engelleri aşarak uzaktan eğitime dahil olabilenlerin verimli ve eğitim amacını yerine getiren bir katılım sağlayabildikleriyse söylenemez.

Öğretmenlerin, yüzyüze eğitim konusuna, bütün pedagojik gerekçelere rağmen hiç sıcak bakmadığı da bilinmeyen bir şey değil. Bakanlık okullara temizlik malzemesi, maske bir yana temizlik personeli bile sağlamazken, özellikle büyük şehirlerde ulaşım hâlâ en önemli bulaşma kaynaklarından biri olmaya devam ederken çok da haksız sayılmazlar.

Öte yandan, uzaktan eğitimin sakıncaları da sadece pedagojik olanlardan ibaret değil. Özellikle ilkokul öğrencilerinin yüzyüze eğitim dışına yönlendirilmesi çalışan aileler için büyük sıkıntılar yaratıyor. Üstelik bu sıkıntıların bir kısmı doğrudan salgınla mücadele konusunu da ilgilendiriyor. Özellikle çok çocuklu ailelerde başka evlerdeki aile büyüklerinin yanına yollanan ya da çalışan anneyle birlikte işyerine götürülen çocukların durumu “okulların bulaşmayı artırdığı” gerekçesini de anlamsız hale getiriyor.

'Pandemi Koşullarında  Eğitim Gerçekleri'

İlkokul ve okul öncesi eğitimde yüzyüze eğitimin gerekliliği konusunda yayınlanan bir rapor bu konuyu tartışmaya açıyor.

21 Aralık 2020 tarihinde yayımlanan bu rapor “Pandemi Koşullarında Eğitim gerçekleri” başlığını taşıyor ve sunumunda ifade edildiği gibi “Türkiye’de Okullar Neden ve Nasıl Açılmalı” sorusuna cevap arıyor. 

Raporun altında iik akademisyenin imzası var: Tomris Cesuroğlu ve Aysuda Kölemen. Cesuroğlu Amsterdam VU Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdüren bir Tıp doktoru. Dr. Kölemen ise Bard College Berlin Üniversitesi’nde görevli, alanı Siyaset Bilimi)
Raporda ilk dikkat çeken, COVİD-19 için okul öncesi ve ilkokul yaş grubunun risk altında olmadığı bu yaş grubunun hastalığın yayılması için toplumda risk oluşturmadığı iddiası. Okullarda öğrencilerle yüz yüze eğitimin öğretmenler için ek risk yaratmadığı savunuluyor.

Kadınlara binen yük

Okulların kapalı kalmasının bu yaş grubu çocukların ruhsal ve bedensel sağlığını olumsuz etkilediği, telafisi olmayan kayıplara yol açtığı belirtilen raporda, durumun sadece çocukları değil kadınları da olumsuz etkilediği belirtilmiş. Kadın istihdamının azalması ve kadın haklarında gözlemlenen gerilemeler buna yönelik dikkat çekilen unsurlar olarak göze çarpıyor.

Okulların pandemi koşullarında açılmasını sağlayacak önlemlerin oldukça basit, maliyeti düşük önlemler olduğunun hatırlatıldığı raporda söz konusu önlemlerin kolaylıkla uygulanabileceği de vurgulanmış.

Kazananı ve kaybedeni var

Okulların kapalı kalmasının nedenini zorunlu sağlık tedbirlerinden öte işin ekonomi politiğinde gören yazıcılar; kayıtlarını ve gelirlerini garantilemiş dev özel okul zincirlerinin masraflarını azaltma amacını birncil nedenler arasında görüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın azalan masrafları da bir başka gerekçe olarak sunulmuş.

Uzaktan eğitimin okullarda birebir eğitimin yerini alamayacağı söylenirken, eşitsizlikleri arttırdığı da vurgulanmış. Okulların kapalı kalmasından en çok etkilenen grubun orta düşük ekonomik gelir grubu olduğu aktarılmış. Durumun ciddi toplumsal zararları olduğu söylenen raporda evde kalan çocukların eğitimden kopması, çocuk istismarının artması, özel eğitime duyulan ihtiyacın oransal olarak artması, oluşan sonuçların örnekleri olarak sunulmuş.

Hayatın bir çok alanında, toplumsal yaşam ve ilişkiler yetişkinler için bir takım tedbirlerle, bir biçimde sürerken, okulların kapalı kalmasını tartışmaya açmayı hedeflemiş olan çalışma, bunun nedenlerinin de ekonomik olduğunu söylemiş oluyor.

Bu tezlerin dayanakları çeşitli makalelere referanslarla sunulurken tavsiye olarak okulların ivedilikle açılması öneriliyor.

Söz konusu rapora Okulları Açalım (okullariacalim.org) adresinden ulaşılabiliyor.