Bu da patronun ekonomisi: Maliyet düşerken özel üniversitelerden ‘hoş geldin’ zammı

Pandemi dönemi özel-vakıf üniversiteleri için adeta zam yarışına dönüştü. Üniversite çalışanları ve öğrenciler ise duruma tepkili. Eğitim hakkının engellenmesine gidilen bu süreçte öğrenciler ‘’Kullanmadığımız elektriğin, suyun ve binanın parasını niye veriyoruz?’’ diye soruyor. Masraflarını aşağıya çeken üniversiteler ise tefe-tüfe oranını gerekçe göstererek ücretleri yükseltmekten geri durmuyor.

Haber Merkezi

Tercih döneminin bitmesiyle beraber vakıf üniversiteleri kayıt alma ve yenileme işlemleri için fiyatlandırmalarını açıkladı. Salgın döneminde yeni dalga tartışmaları yaşanırken özel üniversiteler eğitim dönemini zamlarla açmış oldu. Geride bırakılan yarı yılda giderleri azalan ve Kısa Çalışma Ödeneği ile personel maaşından kurtulan üniversiteler, hak ihlallerini sürdürürken kâr elde etmekten de vazgeçmedi. 2020-2021 döneminde geçen seneye göre en yüksek 18 bin 250, en düşük bin 730 lira olmak üzere zamlı fiyatlandırma yapıldı. Fakülte fiyatlarının artmasına rağmen bu durum üniversite emekçilerine yansımadı. YÖK’ün Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2020" raporunda araştırma görevlilerine 525 ve bin 336 lirayla ücret verildiği bilgisi yer aldı. Bu durum ödemelerin asgari ücretin altında yapıldığını gösterdi.

Bu durum salgın döneminde eğitim alanında harcamaları artan üniversitelilerde tepkiye yol açarken akademik personelin de bilimsel araştırma yapma olanakları daraldı. Buna rağmen vakıf üniversitelerinin reklam ve tanıtıma harcadığı bütçe, kütüphaneye yapılan harcamaların 4 katını oluşturdu.

‘Zamlar farklı sorun aynı'

Üsküdar Üniversitesi 2019 yılına göre 2 bin 185 ile 5 bin 315 lira arasında fiyatlarını arttırdı. Açıkladıkları ücret listesinde geçen sene giren öğrencilerle, yeni dönemde kayıt alınan üniversiteliler arasında fiyat farkı gözetilmedi. Aynı durumun Doğuş Üniversitesinde de yaşanması tepkiye neden oldu. Başka bir fahiş zam uygulaması da Bahçeşehir Üniversitesinden geldi. Fakültelerinde 7 bin 996 ile 12 bin 750 lira arasında değişen fiyat artırımına gitti. İstanbul Ticaret Üniversitesi de diğer özel-vakıf üniversiteleriyle benzer bir tavır sergiledi. 12 bin 946 ile 13 bin 290 lira arasında değişen zamlı fiyatlar belirledi. Çıtayı yükselten diğer üniversitelerden biri de Koç oldu. Tıp fakültesinde 18 bin 250 diğer fakültelerinde 13 bin 500 lira fiyat yükseltti. Yeditepe Üniversitesinde ise 3 ile 12 bin lira arasında her sene girişine göre değişen bir zam uygulaması gerçekleştirildi. Bu süreçten ise özel üniversiteler kar marjlarını attırarak çıktı.

Üniversitelerde akademik kıyım

Özel-vakıf üniversiteleri salgın sürecini fırsat odağı haline getirerek öğrencilerin yanı sıra üniversite çalışanları ve akademik personelinin de omuzlarına yük bindirdi. Birçok üniversitede hak ihlalleri yaşandı. Çalışanlar ücret kesintisi, ücretsiz izine zorlanma ve işten çıkarmalara maruz bırakıldı. YÖK’ün devlet ve vakıf üniversitelerinde çalışanların eşit ücretli maaşa tabi tutulması yönünde karar almasının ardından Okan Üniversitesi çalışanlarını işten çıkarmıştı.

Üniversite yönetiminden rektör imzasıyla ve “Organizasyonel Daralma Kararı” başlığı altında gönderilen tebliğlerde, işten çıkarmalar “Gerek ülkemizin, gerekse de kurum içi ekonomik nedenlere bağlı olarak tasarrufa gidilmesi zorunluluğu doğmuş olmak”la gerekçelendirildi. Altınbaş Üniversitesinde de bir kıyıma imza atılmış, öğretim görevlileri, idari çalışanlar ve temizlik görevlilerinin de aralarında bulunduğu 70 kişi işten çıkarılmıştı. Konu ise mahkemeye taşındı.

Okullarda tepki var

Yeditepe Üniversitesinde gidilen zam uygulamasının ardından okul yönetimi ciddi tepkilerle karşılaştı. Öğrenciler sosyal medya ve basın aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Okul yönetiminden öğrenilere “Güncellenen fiyatlarla devam ediliyor. Herhangi bir indirim söz konusu olmadığı bilgisini aldık” cevabı iletildi. Yeditepe Üniversitesinden bir öğrenci süreçle ilgili “Pandemi koşullarında binlerce insan işini kaybetti. Bu insanların içinde bizim ailemiz de var. Türkiye’nin gerçekliği apaçık ortadayken krizin faturası bizlere kesiliyor. Çevrimiçi eğitim döneminde tam ücret ödettiriliyor. Binasını, suyunu ve elektriğini kullanmadığımız okula neden zamlı fiyat ödüyoruz?” değerlendirmesinde bulundu.

Bilgi Üniversitesinden başka bir öğrenci ise “Geçtiğimiz günlerde açıklanan okul ücretlerinin önceki yıla göre zamlandığını gördük. Bunun üzerine birçok öğrenci sosyal medyada buna isyan eden gönderilerde bulundu. Pandemi süreci boyunca birçok öğrenci ve öğrencilerin aileleri işsiz kaldı veya ücretsiz izine ayrılmak zorunda bırakıldı. Ayrıca İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencileri olarak okulumuzun bazı öğretim görevlileri ve hizmet çalışanlarının iş sözleşmelerini sonlandırdığından haberdarız. 4 ay boyunca üniversitemiz tüm fiziki giderlerini ciddi şekilde azaltmış biçimde yalnızca çevrimiçi eğitim gerçekleştirirken artan fiyatların sebebini merak etmekteyiz” dedi.

Fiyatlarda ortalama 6-7 bin lira oynama olduğunu belirten Kültür Üniversitesi öğrencisi “Her özel üniversite gibi bizim üniversitemiz de öğrencisinden zamlı fiyatları istemeye devam ediyor. Hemen hemen bütün bölümlerde bir ücret artışı mevcut. Öğrenciler bununla baş edebilmek için iş bulmaya yöneliyor. Hem okuyup hem çalışmak günümüzde normalleştirilen bir olay haline geldi. Öğrenciler çevrimiçi eğitim dönemi boyunca altyapısı yetersiz bir eğitim almasına ve okula somut giderler yaratmamasına rağmen gelen bu zamlar da neyin nesi? Öğrenciler neye para ödüyor, almadıkları eğitime mi?” ifadelerini kullandı.

*Haberde öğrencilerin isimleri hak ihlaline yol açmaması için verilmemiştir.