Bolivya'da sosyalistlerin adayı Luis Arce seçim zaferinden emin

Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Evo Morales yönetimine karşı düzenlenen darbenin ardından başkanlık seçimlerine hazırlanan Bolivya'da Sosyalizm Hareketi'nin adayı Luis Arce anketlere göre yarışı önde götürüyor.

Dış Haberler

Bolivya’da Kasım ayında gerçekleştirilen askeri darbenin ardından bir kez daha seçimlere hazırlanıyor. Evo Morales döneminde ekonomi, toplumsal hizmetler ve dış politika alanında uygulanan politikaların tersine çevrildiği darbe sonrası dönem, Bolivya’da toplumsal huzursuzlukları ve yoksul halkın direncini arttırırken, Sosyalizm Hareketi (MAS) ülkedeki en güçlü parti olmayı sürdürüyor. Bolivya Yüksek Seçim Kurulu salgın gerekçesiyle seçimleri Temmuz ya da Ekim ayına ertelerken MAS’ın zaferle ayrılması beklenen seçimlerin yapılacağı tarih henüz belirsizliğini koruyor.  

Bolivyalı gazeteci Olivier Vargas, 2006-2019 yılları arasında Evo Morales’in hükümetlerinde Maliye Bakanlığı yapan ve önümüzdeki seçimlerde Sosyalizm Hareketi’nin (MAS) başkan adayı olan Luis Arce ile bir söyleşi gerçekleştirdi.

Olivier Vargas: Devlet başkanlığı seçimleri yaklaşırken, pek çok insan MAS’ın zafer kazanacağını öngörüyor. Fakat kazanmasına izin verilecek mi ve bu seçimler özgür, adil ve şeffaf olacak mı?

Luis Arce: Öncelikle, bu kampanyanın daha öncekilerden bütünüyle farklı olduğunu söylemek zorundayım. Burada de facto [yani darbe sonrası] hükümet, basın, yüksek seçim kurulu ve kararları gibi pek çok etkenle uğraşmak zorundayız. Bu yüzden son derece güç bir kampanya yürütüyoruz.

Son anketlerde yüzde 15’ten fazla farkla öndeydik, ama bu savaşın sonunda ayakta kalacak tek adayın biz olacağımıza inanıyoruz. Neden böyle? Herkes bunun hakkında konuşuyor. Geçtiğimiz yıl MAS’ın öldüğünü ve bir daha ayağa kalkamayacağını söylediler. Ama dört aydan daha kısa bir süre içinde MAS anketleri önde götürüyor ve bu seçimleri kazanacağımıza eminiz.

OV: Serbest ve açık bir şekilde kampanya yürütebiliyor musunuz? Hükümet size yanlış suçlamalar yöneltmişti. Andrónico Rodríguez gibi diğer adaylar da suçlamalarla karşı karşıya.

LA: Kuşkusuz, bu hükümetin yönetiminde kampanya yürütmek bizim için daha zor. Bu hükümet MAS’tan, Başkan Evo’nun eski hükümetinden, onunla çalışmış olanlardan, toplumsal hareketlerden herkesin peşindeymiş gibi gözüküyor. Anı zamanda pek çok şeyle suçlanıyorlar, yargılanıyorlar vs. Bu yüzden bizim için özgür bir kampanya yürütmek çok zor. Takibatla, gözetimle karşı karşıyayız ve sizin peşinize, yaptıklarınızın peşine düşen insanlar, aynı zamanda ailenizin de peşine düşüyorlar. Bizim için çok güç bir durum – ama elimizden geldiğince karşı koyuyoruz.

Salgın mazeret olarak kullanılıyor

OV: Şimdiki kaygı seçimlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği olacak. Seçimlerin erteleneceğinden ve hükümetin MAS’ın önde gözüktüğü seçimleri ertelemek ya da iptal etmek için koronavirüs meselesini kullanabileceğinden söz ediliyor.

LA: Virüsün ülkeye girmesine izin verdiler ve bu konuda hiçbir şey yapmadılar. Şimdi virüs burada, işe yaramayan bazı adımlar atıyorlar ve insanlar virüse maruz kalmış durumda. Salgının yayılmasını engellemek için ellerinden geleni yaptıklarına inanmıyorum.

Beni kaygılandıran diğer şey ekonomi, her gün biraz daha kötüye gidiyor. İş yok, gelir yok, ekonomik etkinlik yok. Bu sadece virüsten kaynaklanmıyor, geçtiğimiz yıl bizim modelimizin yerine noliberal modeli geçirmeye başlamalarından kaynaklanıyor. Bu insanlar için iyi olmadı.

Ama hükümet koronavirüsü, geçtiğimiz yıldan bu yana beceriksizce idare ettiği her şeyi meşrulaştırmak için bir mazeret olarak kullanıyor, bu yüzden bu iki şeyi birbirinden ayırmak çok önemli. Geçen yıl başlayan iktisadi sorunlar şimdi hissediliyor ve virüs bu nedenle suçlanmaktan kaçınmak için bir mazeret olarak kullanılıyor. Bir açıdan bu iyi bir mazeret, çünkü virüs sorunu konusunda herkes kaygılı.

OV: Aslında, ekonomik sorunlara dönecek olursak, mevcut devlet başkanı Áñez, daha önceki hükümetlerde bakanlık yapan Samuel Doria Medina ile birlikte yarışıyor. Ekonomi politikası nedir?

LA: Neoliberalizmden başka bir şey yapmadı ve bizimki gibi başka hiçbir modeli de anlamıyor. Eğer kazanırlarsa yapacağı şey serbest piyasa önlemleri almak olacak, ona göre yapabileceği tek şey bu. Kuşkusuz özelleştirmelere, şirketlerin yoksul insanların üzerinden çok para kazanacakları bir duruma geri dönecekler. 1980’lerde ve 1990’larda Bolivya’daki neoliberal dönemde yaşanan buydu. Fikirlerini değiştirdiklerini zannetmiyorum.

Eğer bu dönemde bir şeyleri özelleştirirlerse, elbette onları yeniden kamulaştırmamız gerekecek. Eğer özelleştirme olmazsa parayı toplumsal programlarımız için güvenceye alabileceğiz, çünkü toplumsal programlarımız sadece vergilere değil, 2006 yılından bu yana elimizdeki devlet şirketlerinden gelen gelirlere de dayanıyor. Elimizdeki toplumsal programları sürdürebilmek için devlet şirketlerine ve sağlam vergi gelirlerine ihtiyacımız var.

Kamulaştırma kadar sanayileştirme de gerekli

OV: Peki ya lityum meselesi? Hükümet Bolivya’nın lityum rezervlerini özelleştirme sürecini başlattı mı? Eğer özelleştirilirlerse, kuşkusuz onları yeniden kamulaştırmak çok pahalıya patlayacaktır.

LA: Lityumumuzla ne yapmak istediklerini bilmiyoruz, ama şurası açık ki, onu bazı Amerikan şirketlerine pazarlamaya çalışıyorlar. Fakat ne olursa olsun, lityumun Bolivya içinde, buradaki [devlete ait] şirketimizde sanayileşmesini güvenceye almamız gerekiyor. Bu sadece bir ham madde olarak lityumdan yararlanmak değil, insanlar için iş yaratmak ve katma değer elde etmek anlamına da gelecek. Bu yüzden kuşkusuz elimizdeki bütün doğal kaynakları kamulaştırma politikamızı sürdüreceğiz.

OV: Doğal gazın sanayileştirilmesi sürecinde belirli bir ilerleme kaydedildi. Bolivya eskiden önemli bir rafine edilmiş gaz ihracatçısıydı, şimdi durum nedir?

LA: Dört yıl önce açtığımız bir üre ve amonyak tesisimiz var, çalışıyor, onu geliştirip katma değeri yüksek bir ürün olan üreyi daha fazla ihraç etmemiz gerekiyor ve aklımızda elimizdeki bütün doğal kaynakları sanayileştirmek için pek çok proje var. Daha önceki politikamızı uygulamaya devam edeceğiz.

OV: Son 14 yılda, Bolivya gözle görülür bir iktisadi büyüme kaydetti, hatta dünyanın ilgisini de çekti. Hedef doğal kaynakların sanayileştirilmesi miydi? Eğer darbe olmasaydı ülke nereye doğru giderdi?

LA: Modelin temeli doğal kaynakların kamulaştırılması, onlardan kazanç elde edilmesi ve daha sonra bu kazancın halka dağıtılmasıdır. Fakat bir başka unsur daha bulunmaktadır, doğal kaynakların sadece kamulaştırılmasından değil, aynı zamanda sanayileştirilmesinden de söz ediyoruz. Bu, daha fazla gelir elde etmemize ve dolayısıyla Bolivya’da yeniden dağıtım sürecini sürdürmemize izin verecek. Bu modelin sonuçları [Morales yönetiminin öncesine göre] çok daha iyiydi.

Dış politika değişecek

OV: Siz maliye bakanıyken, pek çok ülkeyle birlikte çalışmak, pek çok farklı ticaret anlaşması yapmak zorundaydınız. Birleşik Devletler’e kıyasla Rusya ve Çin gibi ülkelerle yaşadığınız tecrübe nasıldı? Daha adil bir işbirliği yapıyorlar mıydı?

LA: Biz serbest piyasaya inanmıyoruz, uluslararası serbest piyasaya ise daha da az inanıyoruz. Biz sadece ekonomideki her şeyin fiyatlar tarafından belirlendiği serbest piyasalara dayanan anlaşmalar yerine halkın yararına olan anlaşmalara inanıyoruz.

Birleşik Devletler’e gelince, onlar serbest piyasadan ve serbest ticaret anlaşmalarından başka bir şey istemiyorlardı. Çin, Rusya ve diğer ülkelerse aksine, ticaret, yatırım turizm vb. alanlarda başka türde anlaşmalar yapmak istiyorlardı. Bu yüzden, Bolivya ekonomisi için ABD’nin başkalarıyla yaptığı serbest ticaret anlaşmalarındansa bu tip ülkelerle anlaşmalar yapmak çok daha yararlıdır. Ama [darbe sonrasındaki yönetim altında] bu tür Rus ve Çin yatırımlarını kovmak gibi bir çaba var, bunu El Alto’daki nükleer tesisin ıskartaya çıkarılmasında gördük.

OV: Yeni hükümetin yaptığı ilk işlerden biri Bolivya’nın dış politikasını değiştirmek, Küba ve Venezuela gibi Latin Amerikalı müttefiklerden uzaklaşarak, ABD ve İsrail’e yönelmek oldu. Bu tersine çevrilecek mi?

LA: Elbette. Daha önce birçok basın organında dile getirdim: Şu an mevcut olan dış politikayı bütünüyle değiştireceğiz ve Bolivya için daha yararlı olan, daha önceki politikamıza döneceğiz. Bunu değiştirmemiz ve daha önce var olan anlaşmalara geri dönmemiz gerektiği konusunda son derece netiz.

Mevcut hükümet bu meselede hata yaptı. Küba ve Çin’le ilişkilere ihtiyacımız var, şu anda virüs konusunda tıp alanında ne yaptıklarına bakın. Araştırmaları var, aşıları var, bu yüzden Küba ve Çin’le birlikte çalışmaya can atıyoruz. Fakat bu hükümet bunu yapamaz çünkü ilişkileri kopardılar.

OV: MAS’ın 13 yıllık iktidarına baktığınızda, iyileştirilmesi gereken alanlar ya da Kasım’da gerçekleşen darbeyi engellemek için yapılması gereken şeyler var mıydı?

LA: Bunun yanıtlaması son derece karmaşık bir soru olduğunu düşünüyorum, çünkü olup bitenleri engellemek için yapabileceğimiz birçok şey vardı. Örneğin, ekonominin tek başına halka yetmediği açık. Bunun dışında iyi iş çıkaramadık, bu yüzden siyasi eğitime ihtiyacımız var. Sadece ekonomi üzerinde çalışıyorduk, ama ekonominin ve siyasi düşüncenin kol kola gitmesi gerektiği açık.

Bu söyleşi counterpunch.org sitesinde yayınlanmıştır.