Bir sınav gözetmeninin gözünden LGS: Akıl alır gibi değil...

‘Öğrenci sayısının az, okulun da birkaç kurumu bünyesinde barındırması dolayısıyla sınıflarda en azından mesafe kurallarının uygulanabileceğini düşünürsünüz ya da bakanlığın iddia ettiği şey buydu; ‘Daha fazla sınav merkezi, daha fazla gözetmen.’ Ama palavra…’

Haber Merkezi

Dün yapılan Liselere Geçiş Sınavı’nda gözetmen olan bir öğretmen, sınavda yaşanalara ilişkin soL’a açıklamalarda bulundu.

Sınav öncesi verilen sözlerin palavra çıktığını belirten eğitim emekçisi, sınavda karşılaştığı manzaraya ilişkin şöyle konuştu:

Bugün LGS'de görev alan, daha doğrusu resen görev verilen öğretmenlerden biriyim. Görev yaptığım okul Tuzla'nın Tersaneler bölgesinde bir okul. Öğrenciler de tahmin edersiniz ki pandemi süreci boyunca evde kalamayan, tersanelerde sanayii bölgelerinde çalışan emekçi ailelerin çocukları. Haliyle, İstanbul'da pandemi haritasında kırmızı renkte olan bölge burası. Öğrenci sayısının az, okulun da birkaç kurumu bünyesinde barındırması dolayısıyla sınıflarda en azından mesafe kurallarının uygulanabileceğini düşünürsünüz ya da bakanlığın iddia ettiği şey buydu; "Daha fazla sınav merkezi, daha fazla gözetmen." Ama palavra.

‘Koca okulda sadece birkaç sınıf açılmış’

Koca okulda birkaç sınıf açılmış, öğrenciler yine olağan sınav dönemlerinde olduğu gibi arka arkaya oturtulmuştu. Girişte de velilerin bir arada olmamasına dönük bir önlem alınmamıştı tabii. Çocukların mesafe kurallarına uyması için bağırıp çağıran bir müdür de cabası...

‘Covid-19 temaslı öğrencinin gözetmeni olacağım sınav esnasında söylendi’

Ben, tesadüfi olarak, ayrı sınıfta sınava girecek olan “Covid-19 temaslı" bir öğrencinin gözetmeniydim. Çocuğa test yapılmamış ama ailesindeki çok yakın bireylerde hastalık görülmesi dolayısıyla filasyon kapsamında. Tabii bu bana sınav esnasında söylendi. İki oturumluk sınav boyunca öğrenciyle toplam 4 gözetmen temas kurmuş oldu. Bu sayıyı azaltmaya dair de önlem alınmamıştı.

‘Akıl alır gibi değil'

Devlet okullarının fiziki koşulları bir yana, böylesi bir dönemde, okulun sadece bir katını kullanarak sıcak ve boğucu bir ortamda çocukları sınava almak akıl alır gibi değil. Bugün kamuoyuyla paylaşılan görüntülerle ilgili de muhtemelen kurumdaki görevliler suçlanacak, öylesi bir ortamda önlem almanın imkansızlığı yok sayılacak. Ama açık ki bakanlık bir tercih yapıyor, bu çocukları gözden çıkarıyor.

‘Bakanın sözleri sadece bir vurdumduymazlık olarak okunamaz’

Başlarken ifade ettiğim gibi, zaten süreç boyunca işine gidip gelmek zorunda kalan, bir gün çalışmasa aç kalacak olan anne babaların çocukları bugün sınava girdi, hepsi zaten öyle ya da böyle bulaş riski taşıyor. Biliyoruz ki büyük çoğunluğu yine mahallesindeki bir liseye devam edecek ama parası olan özel okula gidecek. Dolayısıyla bakanın ısrarla dile getirdiği "sınavlara girme zorunluluğu yok" sözü bir vurdumduymazlık olarak okunamaz yalnızca, bu aynı zamanda çocuğu için haklı olarak kaygılanan velilerin özel okullara teşvik edilmesi anlamına da geliyor. Kayıt döneminde bu konuda da nasıl bir kaos yaşanacağını birlikte göreceğiz.