Bir faşistin tuhaf korona kariyeri: 'Bill Gates 7 milyar insanı öldürecek'

Facebook'da 100 bin, Telegram'da 43 bin taraftar... Ve korona önlemleri konusunda 'düzen' eleştirisini gündeme yerleştirecek kadar inisiyatif sahibi olmak. Bu 'başarının' sırrı nedir?

Tevfik Taş

Merkel Bolşeviklerin hizmetinde. Federal Almanya Siyonistlerin denetiminde ve Alman ırkını bitirmek istiyor. Bill Gates 7 milyar insanı öldürmek istiyor. Korona büyük bir yalan... 

Tüm bu sözler Almanya'nın top vegan aşçısı Attila Hildmann'a ait. Dün polis tarafından evi basıldı. Telegram Grubu'nda 43 bin, Facebook grubunda yüzbini aşkın taraftarı olan Attilla Hildmann kimdir? Ne ister? Nasıl oldu da Almanya'nın üzerinde en çok konuşulan figürü haline geldi?

Hiç kuşku yok ki dünya komplolardan, manipüle etme çabalarından yalıtık yaşamıyor. Sermaye sınıfının çok yönlü güvenlik çabalarını en başa yazmakta sonsuz yarar var. Ancak, Merkel ne zaman Bolşevik oldu? Alman ırkını kim, niçin ve nasıl yok eder? Bill Gates düzenbaz sömürücünün biri ama niçin ve hangi motivasyonla 7 milyar insanı öldürsün? Korona komplo teorisi olamayacak kadar somut bir salgın değil mi?

İzah etmesi güç... Attila Hildmann ve temsil ettiği prototip için ise güç değil, imkansız!

Faşist ideoloji için yalan kitlelerle buluşma aracıdır. Ancak bu da yetmez: Yalan bir açıklama ve şiddet aracıdır. Kitlelerin vicdanı olarak davranmak, faşizmin tarihi kadar eski bir numaradır. Merkel komünisttir, Gates Yahudi, korona senaryo...

Attila Hildman, bir komedidir. Çapsızlığın, zavallılığın, yüzeyselliğin, akılsızlığın kamu vicdanı adına sahnelenmesidir. Kamu vicdanı kavramının suistimal edilmesi faşizmin ayırt edici iktidar stratejilerinden en başta gelenidir; yaşayarak gördük, görüyoruz.

Facebook'da 100 bin, Telegram'da 43 bin taraftar... Ve korona önlemleri konusunda ''düzen'' eleştirisini gündeme yerleştirecek kadar inisiyatif sahibi olmak. Bu 'başarı', star vegan aşçı, Türk asıllı Alman ırkçısının olmayan yeteneği ile açıklanabilir mi?

'Fok olup yem olmaktansa, büyük beyaz bir köpekbalığı olmayı tercih ederim'

Gerçek adı ile Attila Klaus Peter Hildmann, kimdir?

1981 yılında Batı Berlin'nin Türkiyeli göçmenlerin en yoğun yaşadığı Kreuzberg semtinde dünyaya gelir. Batı Berlin o zaman komünizme karşı mücadelenin başkentiydi. Bugün de pek farklı değildir. Dün Duvar vardı, bugün duvar hikayeleri. Pek bir şey değişmedi. Berlin, hep en antikomünist kent olarak kaldı.

İşte bu en antikomünist kentte dünyaya gelen Attila, daha bebekken bir Alman aileye evlatlık olarak verilir. Başarısız bir öğrencilikten sonra başarılı bir vegan aşçı olur. 

Kendi ifadelerinden okuyalım: ''Bazı Türkler Türkçe konuşamadığım için bana piç diye kızardı. Bazı Almanlar ise beni Türk olduğum için kabul etmediler... Yaşamak zorundaydım. Dünya benim için köpekbalığı havuzudur. Fok olup yem olmaktansa, büyük beyaz bir köpekbalığı olmayı tercih ederim.'' 

Bütün gençliği kriminel suçlarla ve sokak kavgalarıyla geçer Attila'nın. Vücudunun her yeri bıçak izleri ile doludur anlattığına göre. Yine bir kavgadan dolayı 3,5 ay hapis yatar Brendenburg'da. 

Üvey babasının erken ölümü üzerine beslenme konusuna kafayı takar. Babasının ölümünün sorumlusu ettir! Vegan olmaya karar verir ve vegan mutfağı üzerine kitap yazar. Kitabı büyük ilgi görür. İşleri büyüterek, Attila Hilmann Empire GmbH adlı şirketi kurar. Kendi lüks restoranında marka yapar Hildmann. İşleri büyütür, ikinci vegan kitabını yazar. Altına son model bir Porsche çeker. Ama yüreğinde komünist ve Yahudi düşmanlığı hiç bitmez. 

İdmanlı üstü açık bedeniyle yemek pişirme programları yapar. YouTube'dan büyük ilgi görür. Paraya para demez. Pandemi başladığında bu işte bir bit yeniği var diye düşünür ve sokaklara vurur kendini. Pandemi kocaman bir komünist ve Yahudi yalanıdır. Merkel de ''komünist bir diktatör''!

Kendisine ''Avocadolf'' diye alay eden Volker Beck adlı Yeşiller milletvekilini tehdit ederek, ''Ben imparatorluk Şansölyesi olsaydım, idam cezasını geri getirirdim'' der. Almanya'da "düzen değişikliği" ihtiyacını kendi dili döndüğünce ifade eder Attilla Hildmann. 

Merkel'i Hitler ile kıyaslar: ''Bu komünist Merkel ile kıyaslandığında, Hitler Almanya için hayır duadır'', der uzatılan mikrafona. 

Kendisine ''Gemüse Goebels'' (sebze Goebels) diye laf atanlar için hiç acıması yoktur. Zira ülke komünist diktatörlükten kurtarılmalıdır. Acilen ve gerekirse silahla. Trump ve Putin ve Alman ordusunu yardıma çağırarak tabii... 

Düzen değişikliği eleştirisi faşist harekete bırakılırsa...

Şaka gibi. Ama değil ve arkasında binlerce kişi var. Başarısız öğrenci Attila Hildmann, başarılı vegan aşçılıktan sonra düzen değişikliğini öneren; önermekle de yetinmeyip sokaklara inen bir post-modern lider tipi olarak 'örnek'tir artık.

Sokaklara çıkıp, SS'lerden devşirme ''Sadakat, Almanya İçin Sadakat'' sloganları eşliğinde düzen değişikliği talebini dile getiriyor. Baştan aşağı demogoji! Ama bu demogojiyle iktidara yüksediler vaktiyle. İşçi sınıfını aldattılar. 

Düzen eleştirisini sol geri çekip, inisiyatifi faşist harekete bırakınca olacağı buydu. Korona bir vakıa ancak niçin bu bir topyekün düzen eleştirisine evrilmiyor? Sol, kapitalizmin korona ile başa çıkamayacağını bilmiyor mu? Biliyor ise korona önlemleri konusunda düzen aktörleri ile aynı saflarda durmanın anlamı var mı? 

İşçi sınıfının faşizme bir kez daha yüz vermeyeceğini iddia etmek anlamsız. Kaldı ki Attila Hildmann soytarısına tanınan tölerans, faşizme seçeneğinin Almanya özelinde reel bir durum olmasından ziyade mevcut düzenin sürmesi konusunda bir umacıya dönüşmüş durumda. 

Attila Hildmann'ın saçmalıklarına inanaların sayısının fazla olmamasına sevinmek yerine, liberal Merkel Almanyası'nın meşruiyetine tav olanların suskun kabullenmesine odaklanmak gerekmez mi? Sol, kapitalizmin ''en sosyali''nin dahi pandemi ile başa çıkamayacağını bilerek hareket etmek durumunda. 

Merkel komünist değil ama Hildmann faşisttir. Ve faşizm, liberal düzenin devamının sigortası olarak bir kez daha tedavüldedir. Sosyalizm düzene el koyana kadar.