Koronavirüs vakalarının Türkiye'de en yoğun görüldüğü ilçeler Sağlık Bakanlığı'nın 'Hayat Eve Sığar’ uygulamasıyla birlikte kamuoyuyla paylaşılmıştı. Vakaların en çok görüldüğü yerlerde İstanbul'da bulunan Esenler, Güngören, Bağcılar ve Sultangazi ilçeleri olmuştu.
Bu bölgelerde pandeminin yaygınlaşmasındaki en önemli etmenler konutların kalabalıklığı, pandemi önlemlerinin alınmaması olarak gösterilse ve yurttaşlar suçlansa da gerçek sebep oldukça farklı.
Pandeminin en çok yayıldığı bölgelerde merdiven altı tekstil atölyeleri emekçilerin salgın koşullarında nasıl bir risk altında çalıştırıldığını ortaya koyuyor. Bu iş yerleri sosyal mesafenin kolay kurulamadığı sıkışık çalışma ortamları ve iyi havalandırmanın sağlanmadığı yapılar olmalarından kaynaklı enfeksiyonun yayılmasında azımsanamayacak pay sahibi oldu.
Pandemi sırasında rutubetli ve havasız ortamda üretime devam
Sıklıkla merdiven altı ya da bodrum katlarına kurulan tekstil atölyeleri, havalandırma, ısınma, temizlik ve aydınlatmanın yetersiz olduğu mekanlar olmalarının yanı sıra pandemi boyunca herhangi bir denetime de uğramadı.
Tekstil atölyelerinde salgına karşı hiçbir önlem alınmadan üretim devam etti.
Çoğunlukla daha büyük tekstil firmaları için üretim yapan tekstil atölyelerinin Türkiye'de vakaların en yoğun olduğu Esenler, Güngören, Bağcılar ve Sultangazi ilçelerindeki pandeminin bölgesel merkez üsleri niteliğindeki mahallelerde kümelenmiş olmaları rastlantısal değil.
Virüs fırsatçılığının bedelini işçiler ödüyor
Söz konusu ilçelerin belirli mahallelerinde her sokak başında neredeyse 2 tekstil atölyesi bulunurken bu atölyelerin arzları virüsün Türkiye'ye girmesinden hemen önce virüs kaynaklı olarak "Çin'den kayan üretim" nedeniyle büyük ölçüde artmıştı, dolayısıyla üretim kapasitelerinin, çalışma saatlerinin, işçi sayılarının da artış göstermiş olduğu göz önünde bulundurulabilir.
Merdiven altı tekstil atölyelerinin kayıtdışı olmasından kaynaklı yaptıkları üretim, çalıştırdıkları işçi sayısı gibi bilgiler bulunmuyor, ancak kayıtlı tekstil sanayindeki küçülme, bu sanayinin besleyicisi konumunda hizmet veren ucuz ve kayıtsız iş gücü çalıştıran merdiven altı işletmeleri de doğru orantılı bir şekilde etkilemiş durumda.
Pandemi sırasında Nisan ayında sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 31,4’lük rekor bir daralma yaşadı, sanayi üretiminin sektörel yapısına bakıldığındaysa en büyük daralmanın başını tekstilin çektiği aşikar. Nisan ayında tekstil üretimi geçen yıla göre yüzde 59,8 oranında küçüldü. Covid-19 nedeniyle küçülen tekstil sanayinin dışarıdan görünümü her ne kadar giyim mağazalarının şube sayılarını azaltması olduysa bunun iç yüzüyse mevcut merdiven altı işletmelerin bir kısmının kapılarına kilit vurmaları, kalanlarınsa işçi çıkartmaya başlamaları oldu. Söz konusu 4 ilçede kapısına kilit vurmuş tekstil atölyelerinin sayısı pandeminin ilk ayları boyunca artarken çoğunlukla tezgahların yarısı sektörün küçülmesiyle beraber boşaltıldı.
Tezgahların büyük bir kısmının boşaltılmış olması işten atılan işçilerin Türkiye'de salgının en ağır yaşandığı mahallelerde işsizliğe terkedilmesi anlamına gelirken kalan işçilerinse "sosyal mesafe kurabilecek" kadar alanlara sahip olmaları anlamına geliyor. Özel olarak Güngören ve Esenler'deyse diğerlerine oranla çok daha düşük ücretler alan göçmen ve çocuk işçilerin yoğun olduğu işletmelerdeyse çalışan sayısı hâlâ yoğun olmaya devam ediyor.
"Normalleşme"nin başlamasıylaysa yeniden açılan pazarın ihtiyaçlarını karşılamak uğruna bazı merdiven altı tekstil atölyeleri tekrardan işçi arama ilanları vermiş durumda.