Bakan 'hızlı' diyor ama ihracatta toparlanma yavaş

Temmuz ayı ihracat rakamları önceki gün Ticaret Bakanı tarafından açıklandı. Bakan “tüm zamanların en yüksek Temmuz ihracatı” gibi değerlendirmelerle ihracatın “hızla toparlandığı”na dikkat çekti. Ancak özellikle otomotiv gibi ihracat açısından sürükleyici sektörlerde aylık bazda yüksek oranlı daralmanın sürdüğü görülüyor.

Haber Merkezi

Temmuz ayı ihracat rakamları Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan tarafından açıklandı. Pekcan, açıklamasında ihracatta “hızlı bir toparlanma” olduğunu, 2020’nin aylık en yüksek ihracat düzeyine ulaşıldığını söyledi. Bakan ayrıca tüm zamanların “en yüksek” ikinci Temmuz ayı ihracatının görüldüğünü, altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 93,9 ile 2020’nin en yüksek düzey olduğunu da vurguladı. “En yüksek” değerlendirmeleri bir yana ihracat rakamları, pek de hızlı bir toparlanmaya işaret etmiyor.

Temmuz ayında ihracat, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6 civarında geriledi. Ocak-Temmuz toplam ihracatı da yüzde 13,5 azaldı. Otomotiv, ana metal, kimya gibi sektörlerde Temmuz ayında ihracat düştü. Ocak-Temmuz toplamında ise ana ihracatçı sektörlerden tekstil-giyimde yüzde 56, otomotivde yüzde 29 ihracat kaybı var. Ülke bazında bakıldığında da Almanya, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya pazarlarında Temmuz ayında ihracat gerilemesi devam etti. Avrupa ülkelerinde Ocak-Temmuz dönemi ihracat kaybı yüzde 20’ye yakın.

Haziran toparlanması yanıltıcı

İhracatta hem pazar ülkelerde hem de Türkiye’de pandemi nedeniyle verilen üretim aralarının sona ermesine, “normalleşme” sürecine bağlı olarak Nisan ve Mayıs aylarında görülen derin gerilemelerde iyileşme söz konusu. Ancak Temmuz ayında otomotivde ihracat gerilemesi yüzde 24’ü geçerken, özellikle ana pazar Avrupa’da gerileme devam ediyor.

İhracat Nisan ve Mayıs aylarında önceki yılın aynı aylarına göre yüzde 41 civarında daraldı. Haziran’da ihracat, sevkiyatı gerçekleşemeyen stoklar, ertelenmiş talep, baz etkisi (önceki yıl bayram tatilinin Haziran ayına denk gelmesi) gibi etkenlerle yüzde 16 civarında arttı. Otomotivdeki yüzde 8 civarındaki gerileme haricinde hemen tüm ana sektörlerde ihracat arttı. Temmuz’da Haziran performansının gerisine düşüldü, önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 6 civarında geriledi. Otomotiv, kimya, ana metal, makine gibi sektörlerde ihracat düştü.

Otomotiv sektörü, olağan dönemlerde yüzde 18’lik payla en fazla ihracat yapılan sektör. Nisan-Mayıs’ta yüzde 77 ve yüzde 56 ile ihracatı en çok düşen sektör oldu. Haziran’da yukarıda sözü edilen etkenlerle yüzde 8’e düşen gerileme, Temmuz’da yeniden artarak yüzde 24’ü geçti. Ağustos ayı için ilan edilen yıllık rutin bakım araları dikkate alındığında otomotiv ihracatında gerilemenin süreceği görülüyor.

Ana pazarlar yavaş toparlanıyor

En büyük 10 pazara yapılan ihracat, ABD ve Rusya hariç, Temmuz ayında önceki yılın aynı dönemine göre geriledi. En büyük pazar Almanya’da gerileme yüzde 4 civarında olurken İtalya, Hollanda gibi ülkelerde söz konusu oran yüzde 20 civarında oldu.

Ocak-Temmuz’da Avrupa ülkelerine yapılan toplam ihracat yüzde 20 civarında geriledi. Yüzde 12 ile en düşük gerileme Almanya’ya yapılan ihracatta gerçekleşirken, pandemiden en çok etkilenen İtalya, İspanya gibi ülkelerde yüzde 25-30 civarı gerileme söz konusu.

Almanya başta olmak üzere Avrupa ekonomilerine ilişkin beklentiler ihracattaki toparlanmanın yılın kalanında da çok hızlı olmayacağını, ilk 7 aydaki kaybın tamamen telafi edilemeyeceğini gösteriyor. Sonbaharda salgında ikinci bir dalga yaşanmaması durumunda bile yıllık ihracat daralmasının yüzde 10’a yaklaşması olası. Yurtiçi talepteki artışla ihracat kaybının telafisi de hem iş ve gelir kayıpları nedeniyle hem de otomotiv, tekstil-giyim sektörlerinde ihracat-yurtiçi tüketim kompozisyonunun tam uyumlu olmaması nedeniyle mümkün değil.

Altın dahil ya da hariç ihracatın ithalatı karşılama oranının artıyor olması, ithalatın ihracattan daha fazla daralmasından kaynaklanıyor. Petrol fiyatlarının hala geçen yılın altında olması toplam enerji ithalatı faturasının geçen yıldan düşük olmasına yol açıyor. Pandemiyle birlikte derinleşen kriz koşullarında zorunlu ara malı ithalatı haricinde ithalat baskılanmış durumda. İhracatın düşmeye devam ettiği, ülkenin toplam döviz gelirlerinin azaldığı koşullarda ihracatın ithalatı karşılama oranındaki artışın etkisi çok sınırlı.

‘Pembe tablo’ cüretinin kaynakları

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın çizmeye çalıştığı gibi bir pembe tablodan söz etmek mümkün değil. Turizm gelirlerinin neredeyse sıfırlandığı, ihracatta önemli bir gerilemenin yaşandığı, iç talebin zayıf olduğu bir tabloda Merkez Bankası’nın yılın ikinci çeyreği için öngördüğü yüzde 10’luk daralmanın, üçüncü ve dördüncü çeyreklerde biraz düşse de süreceği görülüyor.

Siyasi iktidarın pembe tablo çizme cüretinin bir dizi kaynağı var. Avrupa başta olmak üzere dünyanın kalanına ilişkin beklentiler özel olarak etkili. Daralmaların kaynakları, yapısı, oranların daha farklı anlamlar taşıması bir yana, Almanya’nın yüzde 10’a yakın daralmasının beklendiği bir dünyada siyasi iktidar yüzde 7,5-8 gibi Türkiye ölçeğinde bir ekonomi için aslında çok derin sayılması gereken bir daralmayı “hafif” bir sonuç olarak sunmaya hazırlanıyor. Bu eksende muhalif iktisatçıların bir bölümünün sorumsuzca ve teknik olarak da akılsızca dile getirdikleri yüzde 25-30’luk daralma beklentilerinin de özel katkısı bulunduğunu söylemek mümkün.