Özel okulların veli soygunu ülke genelinde salgın da fırsat bilinerek tam gaz devam ediyor.
Ödedikleri yemek ve servis ücretlerini online eğitim verilmesine rağmen geri alamayan Bahçeşehir Koleji velileri, şimdi de online eğitim öncesi öğrencilerden 3500 liralık kitap istenmesine tepkili.
Bir yandan yüksek kayıt ücretleri diğer yandan da bu tip talepler velileri zor durumda bırakırken, söz konusu özel okulun öğretmenlere yönelik uygulamasına ilişkin de dikkat çeken bir haber gündeme geldi.
Patronların Ensesindeyiz Ağı'na ulaşan Bahçeşehir Koleji'nden bir öğretmen, tam zamanlı, üstelik eskisine oranla daha çok çalışmalarına rağmen kısa çalışma ödeneğine başvurulduğunu, bu durum nedeniyle mağduriyet yaşadıklarını iletti.
Çanakkale Bahçeşehir Koleji'nde çalışan öğretmenin PE'ye ulaştırdığı yazıyı paylaşıyoruz:
Uzun yıllardır özel sektörde öğretmenlik yapıyorum. Hem dershanelerde hem de özel okullarda çalıştım. Şu an ise Bahçeşehir Koleji Çanakkale'de çalışıyorum. Sabah 08:00-17:30 çalışma saatlerimiz öğlen yemeğine de nöbetimiz oluyor. Sadece hafta içi 45-46 saat okuldayız. Pandemi koşullarında mesai saatleri de düzensizleşti. Hafta sonu ne olacak henüz bilmiyoruz. Kurs, toplantı gibi sebeplerle tekrar hafta sonu da gelmemiz istenebiliyor.
Okulun öğrenci kayıtları arttı. Geçen yıl 250 civarında olan öğrenci sayısı bu yıl 500 civarında, yani iki kata arttı. Buna bağlı olarak öğretmenlerin sunduğu hizmet arttı. Okulumuzun zarar etmesi söz konusu bile değil. Öğrenci başına yemek, kitap dâhil 30 bin civarında ücret alınıyor. Hadi bunları da saymayın 20 Bin TL öğrenci başına alınan ücret. Öğrenci sayısı önceki yıla göre azalmadı, arttı. Yani Bahçeşehir Koleji zarar etmedi. Buna rağmen Kısa Çalışma Ödeneğine başvurulmuş. Maaşlarımızı KÇÖ ile almaya başladık.
Kısa Çalışma Ödeneği ile hak gaspına uğruyorum. İşten hiç uzaklaşmamamıza rağmen 6 aydır Kısa Çalışma Ödeneğinden faydalanılıyor. Daha önce nasıl çalışılıyorsa Kısa Çalışma Ödeneği alarak da aynı şekilde çalıştırılıyoruz. Kısa çalışma nedeniyle eğitime kesinlikle ara verilmedi.
Maaşımız aynı ama çalışma saatlerimiz arttı. Kısa Çalışma Ödeneği hesaplarımıza yatıyor, kalanı bankadan tamamlanıyor. Maaşımız tek kalemde yatmıyor.
Kısa çalışma ödeneğinin çalışanlara bir katkısı yoksa neden bundan faydalanılıyor. Maaşımızın bir kısmını bankadan alıyoruz, bir kısmı Kısa Çalışma Ödeneği ile karşılanıyor. Maaş tamamlansa da sigortamızın yatmaması tamamen hak gaspı oluyor. Uzun yıllar emek veren bir öğretmenin kıdem tazminatı hakkı ve işsizlik sigortası gibi hakları buharlaşıyor. Ayrıca emekliliğimiz gecikiyor.
Bizim okulda şuan öğretmen gideri sadece devletin verdiği KÇÖ'nin üstüne tamamlanan maaş gideri. Sigortalar da yatmadığından okulumuzun zarar ettiğini hiç sanmıyorum. Kar eden bir okul var. Şu anda öğretmenlerin maaşından ve sigortasından da kar ediyor. Yani öğretmenlerin hakkı gasp edilerek kıdem tazminatım, sigortam, emeklilik hakkı ve iş güvencesi gibi haklarım patron tarafından yok sayılıyor. Yarın bir gün işsizlik maaşı için başvuracak olsam, son 3 yıl içinde 600 gündür sigortalı olma şartını bile karşılayamayacağım. Peki neden?
Bizi sürekli olumsuz yönde etkileyen KÇÖ uygulamasına karşı bir şey yapmalıyım diye düşündüm. Patronların Ensesindeyiz Dayanışma Ağı'na ulaştım. Tüm hukuki haklarımı öğrendim. Bu hak gaspının bir an önce sona ermesi için gereken her şeyi yapacağım.
Öğretmenim, çocuklara okulda eşit davranmayı, paylaşmayı ve kimsenin hakkını gasp etmemeyi öğretiyoruz. Ancak okul patronu öğretmenlerin hakkını kolaylıkla gasp ediyor. Hakkımı arıyorum.
Ayrıca birçok velinin bu gasptan haberi olduğunu düşünmüyorum. Haberi olanlar da tabi ki hukuk dışı bir uygulamayı desteklemiyor. Bunu bir suç olduğunu biliyorlar. Ancak bu yazıyı okuyan tüm velilerin çocuklarına eğitim veren öğretmenlere yapılan bu haksızlığın motivasyonu düşürdüğü ve çocuklara yansıyacağını bilmelidir. Bu durumun önüne geçmek için velilerin de, öğretmenleriyle birlikte ses çıkarması şart.
Çok basit bir talebim var. Maaşımı KÇÖ ile almak istemiyorum. Maaşım üzerinden sigortamın yatırılmasını istiyorum.