AYM'ye bireysel başvurunun 8. yılında: Başvuruların yüzde 90'ı kabul edilmemiş

Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvurunun kabul edilmesinin 8. yılında yapılan açıklamalar bu uygulamanın kazandırdıklarına yönelik oldu. Ancak istatistiklerdeki ayrıntılar ve yaşananlar, bireysel başvuru mekanizmasının tam da anlatıldığı gibi olmadığını gösteriyor.

Haber Merkezi

Bireysel Başvurunun kabulünün 8’inci yıldönümü dolayısıyla İnternet Çağında Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması konulu sempozyum düzenlendi. Sempozyumun açılış konuşmasını Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Hasan Tahsin Gökcan yaptı. 8 yıl önce bugün uygulamaya geçen bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesinin temel hak ve özgürlükleri koruma görevini daha da belirgin hale getirdiğini kaydeden Gökcan,”Mahkememiz yaşam hakkından toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına, adil yargılanma hakkından ifade özgürlüğüne kadar bireysel başvuru kapsamındaki anayasal hak ve özgürlüklere ilişkin standartları belirlemiştir. Bireysel başvuru sayesinde artık hakları ihlal edilen kişilere yönelik olağan kanun yolları tüketildikten sonra devreye giren yeni ve etkili bir hak arama yolu ihdas edilmiştir. Bireysel başvurunun bir amacı da hak ihlali iddialarının uluslararası yargı organlarına taşınmadan, ülke sınırları içerisinde incelenmesini sağlamaktır” dedi.

Bireysel başvuru istatistiklerine ilişkin konuşan Gökcan,"23 Eylül 2012 tarihinden bugüne Mahkemeye toplam yaklaşık 285 bin başvuru yapılmış, bunun 243 bin kadarı sonuçlandırılmıştır. Bireysel başvurunun başladığı tarihten bu yana yapılan başvuruların yüzde 85.5’i karara bağlanmıştır. Şu anda Anayasa Mahkemesinin önünde 42 bin civarında başvuru bulunmaktadır. Mahkememiz incelediği başvurularda 10 binden fazla ihlal kararı vermiştir. İhlal kararlarının temel hak ve özgürlüklere dağılımına bakıldığında ilk üç sırada adil yargılanma hakkı (yüzde 54), mülkiyet hakkı (yüzde 26,7) ve ifade özgürlüğü (yüzde 5,7) olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Kibarca 'inceleyemem' demektir

Anayasa Mahkemesi Eski Raportörü ve soL yazarı Ali Rıza Aydın, bireysel başvuru hakkının sekizinci yılında konuyla ilgili soL'a yaptığı açıklamada "hala Rusya'dan sonra AİHM'e en çok başvuru yapılan ülke bizsek bu kurum o kadar da işlevli değil" dedi.

"Eylül 2012'den Mart 2020'ye kadar geçen yedi buçuk yılda 266.466 başvuru var. Ayda 2961’e yakın ortalamaya ulaşan başvuru sayısı azımsanamaz. Bunların yüzde 82,9’u karşılanmış, yüzde 13,1’i bekliyor. Küçük ayrıntılar bir yana, ilginç olan, karara bağlanan 220.985 adet başvuruda kabul edilmezlik oranının yüzde 90 olması. Bu yüksek oranın varlığına hukuk dilinde usul dense de özü nazikçe “kestirmeden hak ihlalini incelememe”… İncelemeye alınanlar içinde yüzde 4’ü kısmi ya da bütünüyle ihlal çıkmış. Adil yargılanma hakkı ihlalleri ise yarıdan fazla."

İşte 23 Eylül 2010’dan bu yana 10. yılını dolduran Bireysel Başvuru (BB) kurumu böylesine insanı, insanlığı ve insan hakkını ilgilendiren bir özellik taşıyor. Bu özellik “hukuk” gibi olmazsa olmaz sayılan bir alanda yer alıyor ve Anayasa Mahkemesi (AYM) gibi bir yüksek yargı organının bünyesinde yeşermesi gerekiyor.

Anayasa Mahkemesi Başkanı ile İçişleri Bakanı arasında geçtiğimiz günlerde yaşanan polemiğin bile Bireysel Başvuru kurumunun içine düştüğü çöküntüyü göstermeye yeterli olduğunu söyleyen Aydın şöyle konuştu: 

8 yılda hak ihlalleri arttı mı? Evet. Kısmi olarak, azınlıkta kalarak verilen hak ihlali kararlarının gereği yerine getiriliyor mu? Hayır. Bu hak ihlali kararları benzer ihlalleri önlüyor mu? Hayır. OHAL gibi hak ihlallerinin zirveye vurduğu dönemde AYM bu ihlal yükselişi ve keyfiliğine dur dedi mi? Hayır. 8. yıl anması böyle olmamalı mıydı? Tabii ki. O zaman 8. yıl özeti ve manşeti belli: Hak ihlallerini önlemek için doğdu, onaylamak için yaşıyor…