Almanya’da ‘ATİB’ tartışması: Güvenliğe tehdit, aşırı sağcı, ülkücü hareket bağlı...

Almanya’da AKP’ye yakınlığıyla bilinen ve bir dönem casusluk soruşturmasına da konu olan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) ardından şimdi de MHP ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen  Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB) tartışması yaşanıyor. 

Haber Merkezi

Almanya’da AKP ve MHP’ye yakın dernekler tartışma konusu olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda AKP iktidarının açık destek verdiği Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) casusluk soruşturmasına konu olmuş, DİTİB imamlarına yönelik ev baskınları ve gözaltılar yaşanmıştı.

DİTİB’e ilişkin atılan bu hamleler Almanya ve Türkiye arasında gerginliğe neden olurken, dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ "Türk din görevlileri hakkında yürütülen haksız, mesnetsiz ve keyfi uygulama ve soruşturmanın, iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerine zarar vereceğinde şüphe yoktur" açıklamasında bulunmuştu, Almanya cephesinden yapılan açıklamalarda ise DİTİB’in Ankara ile olan bağlantısına dikkat çekilmiş, bu bağlantının kopmayacağına vurgu yapılmıştı.

Almanya’da DİTİB’in ardından şimdi de Avrupa Türk İslam Kültür Dernekleri Birliği (Atib) tartışması yaşanıyor.

'Aşırı sağcı, ülkücü harekete bağlı'

Alman iç istihbaratının raporunda söz konusu derneğe ilişkin “aşırı sağcı” değerlendirmesi yapılırken, Almanya‘da iç istihbarat örgütü Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın açıkladığı 2019 raporunda, Atib, "İslamcılık harici güvenliği tehdit edici ve aşırılık yanlısı yabancılar" başlığı altında yer almıştı.

Konuya ilişkin DW Türkçe’de yer alan habere göre, söz konusu raporun ardından kuruluşa yönelik siyasi baskı arttı.

Koalisyon hükümetinin büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) Sözcüsü Mathias Middelberg, Atib ile ilgili, "Türk milliyetçiliği içerikli faaliyetleri toplumumuz için bir zehirdir ve uyumu engellemektedir" derken, Almanya Müslümanları Merkez Konseyi’nin de "Alman devleti tarafından muhatap alınmaya devam etmek istediği takdirde, üye örgütlerinden biri olan Atib ile ilişkisini kesmesi gerektiğini" dile getirdi.

Anayasayı Koruma Teşkilatı raporunda bir buçuk sayfa yer ayrılan Atib, "Türklüğü yücelten, başta Kürtler ve Yahudiler olmak üzere diğer halkları ve inanç gruplarını aşağılayan" ülkücü harekete bağlı bir örgüt olarak nitelendiriliyor.

Kimdir bu ATİB?

Almanya’da tartışma konusu olan dernek, resmi internet sitesinde 1987 yılındaki kuruluşunu ve amacını şöyle açıklıyor:

“ATİB’i kuran irade, Avrupa’daki Türklerin, yaşadıkları ülkelerde kültürel kimliğini muhafaza ederken, yerli-çoğulcu toplumla uyum içinde yaşamayı, eşit haklara kavuşmuş, eğitimli ve belli bir ekonomik güce sahip bir toplum olmayı hedef göstermişti.

ATİB, tarihin bu dönemecinde Avrupa’daki bütün Türklere ülkümüzün; yaşadığımız ülkelerde örgütlenmiş, eğitimli, zengin ve siyasi hayata katılmış güçlü bir toplum oluşturmak olduğunu dillendirdi. Gelecek yüzyıllarda da kültürel varlığını muhafaza edebilmek; ayakta kalmak, var olmak için takip edilmesi gereken yolu göstermişti.

ATİB bu ülkü ile, hem toplumumuzun tüm fertlerine, hem de özellikle bu topluma öncülük etmek isteyenlere, Avrupa’daki geleceğimizi kurarken daima göz önünde bulundurulması gereken üç ana esası işaret etmiştir…”

Abdi İpekçi suikastinden yargılanan kurucu başkan

Derneğin kurucu genel başkanlığını Musa Serdar Çelebi yaparken, Çelebi’nin Almanya öncesi siyasi faaliyetleri dikkat çekici.

Kendisini partiler üstü bir dernek olarak tanımlayan ATİB’in kurucusu olan Çelebi, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nda İdam talebi ile yargılanmış bir isim.

Abdi İpekçi suikasti ve Papa’ya suikast girişimi davalarından yargılanan Çelebi, 2002 yılında BBP’ye katılmıştı.Çelebi daha sonra AKP’den de vekil aday adayı olmuş, hatta bir gezisinde Erdoğan’a eşlik etmişti.

Derneğin şimdiki başkanı olan Durmuş Yıldırım da AKP’ye ve MHP’ye yakın isimlerden. AKP-MHP ittifaklı 24 Haziran seçimleri sonrası Yıldırım tarafından yapılan açıklamada “24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleriyle, ‘Başkanlık Sistemi’nin kabul edilişi, Cumhuriyet tarihimizde yeni bir dönem başlangıcıdır. Türk seçmeninin hür iradesiyle perçinlenen yeni sistemin ülkemiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum” denilmişti.