AKP'nin 'Boğaziçi Hukuk'a atadığı dekandan ilk açıklama: Babamın oğlu gelse ödün vermem...

Yandaş kanalların sabit konuklarından olan ve AKP'nin Boğaziçi operasyonu için kurduğu hukuk fakültesine dekan olarak Selami Kuran'dan ilk açıklamalar geldi.

Haber Merkezi

AKP'nin Boğaziçi'ne yaptığı kayyum atamasının ardından ikinci hamlesi üniversite bünyesinde iki yeni fakülte kurma kararı olmuştu.

Bu fakültelerden biri olan hukuk fakültesine AKP'ye yakınlığıyla bilinen Selami Kuran dekan olarak atanırken, bu isim ilk kez konuştu.

Milliyet gazetesine açıklamalarda bulunan Kuran, AKP'nin kadrolaşma merkezi olacağı tartışmalarına konu olan fakülteye ilişkin, "Akademisyenler, Boğaziçi’nin akademik atama ve yükseltme kriterlerine uygun görevlendirilecek. Zamanla bu kriterleri de yükseltmeyi hedefliyoruz. Beni bilen bilir. Hiç kimsenin yaşam tarzı, siyasi görüşü, inancıyla ilgilenmem. Tek kriterim herkesin işini yapması, liyakat ve adalettir. Boğaziçi Hukuk Fakültesi’ne babamın oğlu gelse liyakat ve adaletten ödün vermem" iddiasında bulundu.

Öğrenci eylemlerine ilişkin de konuşan Kuran, "Herkesin aklı selim içinde, barışçıl ve demokratik sınırlarda itiraz ve ifade özgürlüğünü kullanması insan hakkıdır. Ancak bunun dışına çıkmanıza da hiçbir ülkede müsaade edilmez" dedi.

Kuran, AKP iktidarı tarafından önerilmesine rağmen AİHM'e neden yargıç olarak kabul edilmediğine ilişkin ise şu iddiaları dile getirdi:

Mülakat şeklindeki komisyonda ağırlıklı olarak Avrupa parlamenterler meclisinden farklı siyasi gruplara mensup milletvekilleri bulunuyordu. İlk soru terörle mücadelede oldu. Seçilmiş HDP’li belediyelerin neden görevden alındığı şeklindeydi. Türkiye’deki hendek olaylarını anlattım. Ülkenin güvenlik güçlerinin bazı yerleşim yerlerine sokulmadığını, kasabalarda şehirlerde, yer altına tüneller açılıp terör örgütünün yığınak yaptığını, Avrupa’da hiçbir ülkenin bu duruma müsaade etmeyeceğini ve bazı yerel yöneticilerin terör örgütüyle iş birliği yaptığının kanıtlandığını anlattım. Bu kez 15 Temmuz ve FETÖ’den ihraç edilenleri sorular gelmeye başladı. 15 Temmuz’da yaşananları, sivil insanların katledildiğini, devlet bürokrasisine sızan bir örgüt yapılanması olduğunu ve devletin bu örgütü tasfiye ettiğini anlattım. Aslında mülakatın nereye gittiğinin farkındaydım ve ortam gerilmeye başlamıştı. ‘Türkiye’de uzun tutukluluk yargının kalite meselesi, hak ihlali sorunlarını konuşalım’ dedikçe konu dönüp dolaşıp siyasi sorulara geliyordu. En sonunda bir komisyon üyesi, ‘Türkiye’nin insan hakları ve demokrasiyle her zaman sorunu var. Kültürünüzden, inancınızdan, tarihinizden dolayı sorunlu ve sorumlusunuz’ deyince; ‘Ülkemde insan hakları ihlalleri olduğunu söyleyebilirsiniz ancak Türkiye’deki insanların tümünü inancı, tarihi, kültürüyle küçümseyemezsin’ diyerek çıkıştım... Adaylıktan çekildiğimi Dışişleri ve Adalet bakanlıklarına ilettim, Işıl hanım görevi de otomatikman uzadı.

Selami Kuran kimdir?

Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Zürih Üniversitesi Hukuk ve Siyasal Bilimler Fakültesi'nde yapan Selami Kuran, doçentlik ve profesörlük unvanlarını Marmara Üniversitesi'nde aldı.

Kuran, dekanlık ataması öncesi Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinin Milletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanıydı.

Kuran'ın aynı zamanda Alman-Türk Sanayi ve Ticaret Odası ile Türk Alman İş adamları Derneği üyeliği de bulunuyor.

AKP'ye yakın A Haber, Ülke TV, 24 TV gibi kanalların sabit konukları arasında yer alan Kuran, iktidara yakınlığıyla biliniyor.

Kuran, Marmara Üniversitesi'nde "Barış İçin Akademisyenler" metnini imzalayan akademisyenlerin memurluktan ihraç edilmesi tavsiye kararı alan komisyonun üyeleri arasında bulunuyordu.

Kuran, aynı zamanda AKP'li Selman Öğüt'ün intihal tartışmalarına konu olan tezinin de danışmanıydı.