AKP Sözcüsü Çelik'ten Boğaziçi açıklaması

AKP'li Çelik, 'Rektörü dışarı çıkarmayız gibi yaklaşımlar demokratik protesto kapsamına girmiyor' diye konuştu.

Haber Merkezi

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında açıklamalarda bulunuyor.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle,

"-Boğaziçi Üniversitesi'yle ilgili olarak çeşitli ülkelerin açıklamalarını duyuyoruz. Bu açıklamalarda Türkiye'nin egemenlik haklarıyla ilgili olarak hiçbir şekilde kabul etmediğimiz açıklamalar bulunuyor.

Anayasa, yasaların çerçevesinde atanmış bir yöneticiyi kabul etmeyerek fiziki engelleme, rektörlük binasını muhasara altına alma olunca doğal olarak güvenlik güçlerinin müdahalesi söz konusu olacaktır. Daha önceki üniversiteye nasıl rektör atanmışsa bu üniversiteye de aynı şekilde atanmıştır. 'Bu atama yasaldır ama meşru değildir' argümanı doğru değildir.

Demokratik eleştiriyle eylemin şiddete, oradaki öğrencilerin eğitim, öğretim hayatını engellemesine, terörle iltisaklı grupların bu işlerin içine girmesi konusunda son derece hassas olması gerekir. Nitekim güvenlik güçleri bunu sağlamak için ellerinden geleni gösteriyor. İçeriye bu grupların sızması konusunda valilik açıklama yapıyor. Bu grupların iltisakları ve durumlarını açıklıyor. Rektörü dışarı çıkarmayız gibi yaklaşımlar demokratik protesto kapsamına girmiyor.

'Sosyal medya şirketleri keyfi kararlar veriyor'

-Sosyal medyadaki sansürler. Sayın Bahçeli ve İçişleri Bakanı sayın Soylu'nun tweetlerine getiren sansür. Sosyal medya şirketleri birer özgürlük mecrası olarak ortaya çıktılar. Şimdi kafalarına göre yargı kararı olmadan subjektif, keyfi kararlarla kamu otoritesi gibi davranıyorlar. 

-Fransa'daki yasayı yakın bir şekilde takip ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız verdiği mesajlarla bütün müttefiklerimizle yararlı ve verimli bir ilişki içerisine girmemiz gerektiğini net bir şekilde iletiyoruz. Buna Fransa'da dahildir. Çok eski bir müttefikimizdir. Bu çerçevede Türkiye-Fransa ilişkilerinde üslup meselesi son derece önemli bir mesele haline geliyor. Sayın Macron'un sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüyen Türk dış politikasıyla ilgili olarak, Karabağ'da, Suriye'de NATO'ya karşı olduğumuz doğru değil. Daha hassas bir yaklaşım bekliyoruz."

'Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor'

-"(Yeni Anayasa tartışmaları) Zaman zaman Meclis Başkanları inisiyatif aldılar, partilerle de temaslar oldu. Benim de geçmişte başında olduğu AK Parti heyeti bütün partileri ziyaret etmiştik. Nasıl bir anayasa istediğimizi onlarla tartışmıştık. O süreçler yürürken AK Parti üzerine düşen bütün mükellefiyetleri yaptı. Maalesef katılımcılardan bazıları bunu yapamamışlardı. O zaman çok iyi hatırlıyorum, bugün parlamenter sisteme dönelim diyenler, doğru düzgün dengeleme sistemi, kuvvetler ayrımı sistemi getirememişlerdi.

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçiliyor. Millete verilmiş yetki milletten geri alınamaz. Halk tarafından seçilmesi demek son derece güçlü bir Cumhurbaşkanı olması demektir. Cumhurbaşkanlığı makamının halk tarafından seçilmesinden sonra başkanlık sistemine geçiş zorunlu hale geldi. Çeşitli yerlerde eleştiriler, gündemler oluyor. Kuvvetler ayrılığı, denge denetleme sistemiyle ilgili. Partilerin bunlarla ilgili hazırlığı nedir? Nasıl bir kuvvetler ayrılığı istiyorlar? Meclis'e, hükümete nasıl bir rol biçiyorlar? Temel hak ve hürriyetler konusunda, dünyadaki yeni gelişen haklar konusunda nasıl yaklaşım koyuyorlar bunlar şeffaf bir şekilde halkın önünde tartışılması gerekir. En geniş uzlaşmayı her zaman arzu ediyoruz. Anayasa nihayetinde hukuki bir metin olsa da siyasal bir metindir. Gelecek dönemlerin nüfus cüzdanı niteliğindedir, herkesin katkı yapması gerekir."