AKP, MHP ve CHP fark etmiyor: Bir ilçedeki tüm binaları neredeyse tek başına çizdi…

‘Sadece bir isim Çukurova’nın yüzde 45’ini imar etmiş durumda, bu olur şey değil. CHP, AKP, MHP fark etmiyor, bu isimler ‘birilerinin yakınları’ ve tüm işleri onlar alıyor. Durum çok vahim. Mimar olmayanların yaptığı projeler halkın da sağlığını tehlikeye atıyor.’

Haber Merkezi

Kentlerde en büyük rant başlığı olan inşaat işleri belli isimlerin tekeline girmiş durumdayken, bu isimler başkalarına iş şansı dahi vermiyor, bunun yanı sıra halkın sağlığını riske atıyor.

Bunun çarpıcı örneklerinden biri de Adana'da yaşanıyor.

Mimar Özkal Yüreğir, Adana’daki imar usulsüzlüklerine ilişkin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaların ardından soL’a konuştu.

'Yıllardır devam ediyor, kimse sesini çıkarmıyor'

Adana’da yıllardır bir avuç ismin tüm imar işlerini yaptığını, mimar olmayanların mimari projeler hazırladığını, bu projeler için imzacı isimler bulduklarını belirten Yüreğir, “Bu durumun başka şehirlerde de olabileceğini tahmin ediyorum ama burada başka bir noktaya ulaşmış durumda. Üstelik yıllardır süren bir olay ve kimse sesini çıkarmıyor” dedi.

'Bir ilçenin yüzde 45'ini bir isim imar etmiş görünüyor'

“Sadece bir isim Çukurova’nın yüzde 45’ini imar etmiş durumda, bu olur şey değil.  Kadıköy’ün yarısını birinin yapması gibi bir şey bu. Sadece Çukurova’da değil, tüm merkez ilçelerde durum böyle. Örneğin iddialara göre AKP'li bir belediye başkanının yakını üzerinden oraya kimse sokulmuyor neredeyse. Biz yaparsak proje onaylanır, başkası yaparsa onaylanmaz durumu söz konusu” diyen Yüreğir, “Kentte 160 binanın uçakların iniş konisinde. Binaların yüksekliği havalimanı yakınlarında bellidir, bu da bir şekilde ihlal edilmişti. Yaklaşık on bin Adanalının evine bir gece uyurken ansızın uçak çarpabilir anlamına geliyor bu” diye konuştu.

'Durum vahim'

Kentte durumun çok vahim olduğunu, mimar olmayanların yaptığı projelerin halkın sağlığı için her yönden olumsuzluklar taşıdığını vurgulayan Yüreğir, “Neredeyse tüm imar işlerini, bu işlerden anlamayan isimler yapıyor. Örneğin 50 bin liralık işi 5 bin liraya yapıyorlar. Para ne mühendisin ne de mimarın cebine giriyor, müteahhitlerin cebine giriyor” ifadesini kullandı.

'AKP, MHP, CHP fark etmiyor'

Bu yaşananların sadece AKP’li ve MHP’li belediyelerde değil, CHP’li belediyelerde de yaşandığını, belediye el değiştirince imar işlerinde rol oynayan ve kentin imar işlerinin büyük bölümünü elinde tutan yedi ismin hiçbir şekilde zarara uğramadığını aktaran Yüreğir, “Denetim bile büyük oranda askıya alınıyor. Üstelik fazla metrekare, yani usulsüz işler için tarifeler bile oluşturulmuş durumda” dedi.

'Usulsüzlük sisteme dönüşmüş durumda'

Adana’da usulsüzlüğün bir sisteme dönüştürülüğünü, bu sisteme uymayanlara da iş şansı tanınmadığını vurgulayan Yüreğir, yaşananlara tepki gösterdi.

Yüreğir’in konuya ilişkin sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlar ise şöyle:

Adana'nın imar işlerinde son yıllarda çok tuhaf şeyler oluyor. Bu yılın birkaç rakamına bakınca 2020 yılı ilk sekiz ayında Adana merkez ilçelerde toplam 90 mimar proje yapmış ve yaklaşık 560 inşaat ruhsatı yazılmış. Bu da yaklaşık bir buçuk milyon metrekare işe denk geliyor. 

Buradaki tuhaf olan şey ise ayrıntıda saklı, yapılan işlerin ruhsat sayısına göre yüzde elli beşini çoğu imzacı 7 mimar yapmış. İçlerinde doğru düzgün ofisi olmayan bile var. Toplam ruhsat sayıları üçyüzü geçiyor ve yaklaşık beşyüzbin metrekare işe denk geliyor. 

Konuyu daha net anlayabilmek için bu yedi kişinin yaptıkları işin ekonomik büyüklükten bahsedecek olursak, proje en az bedel hesabı üzerinden yaklaşık on milyon liralık bir büyüklüğe denk geliyor. Beşyüzbin metrekare işin ve üçyüzden fazla ruhsatın üretilebilmesi için de yedi kişinin arkasında kendileri dışında en az yirmi kişilik bir mimar ordusuna ihtiyaçları var. Aksi halde tek başlarına ayda dokuz bin metrekare iş üretmeleri anlamına geliyor ki normal şartlarda ve evrensel mesleki standartlarla kesin olarak imkansız. 

Bazıları kanunlar kurallar ve ahlak yokmuş gibi o kadar ileri gitmiş ve o kadar cesaretle hareket ediyor ki bana gelmezsen işin çözülmez, yapamazsın binanı bile diyen var. 

Belli ki birileri halkın can güvenliğiyle oynuyor, nitelikli bir kent olma hayalimizi çöpe atıyor, engellileri engelliyor, insanları kötü evlerde kötü binalarda yaşamak zorunda bırakıyor mimarların mühendislerin kazanması gereken paraları, ekonomiyi betona gömüyor. 

Bunları ilk gören fark eden olamayız, mutlaka birileri biliyor, mutlaka birileri görüyor ve üzülüyordur. Birileri de susmaması gerekirken susuyor ve susturuyordur. Hepsini de biliyoruz. Kentimizin ve mimarlığın kaybedecek bir günü bile kalmadı. 

Buradan duyuruyorum ki konu tüm muhattaplarıyla tüm detaylarıyla, tüm tanıklarıyla, ada ada, parsel parsel, isim isim başta yargıya olmak üzere tüm kurumlara mutlaka taşınacaktır. 

Kimsenin insanların güzel bir kent hakkıyla, sağlıklı konut hakkıyla, iyi bir çevre hakkıyla, can güvenliğiyle, mimarların mühendislerin kazancıyla, mimarlık mesleğinin itibarıyla oynamaya hakkı yoktur.