Abdullah Gül konuştu, Babacan'ı tekrarladı

Eski AKP'li eski Cumhurbaşkanı Gül, Karar'dan Taha Akyol'a yaptığı açıklamalarda ülkenin bugün hâlâ ayakta durabilmesinin AKP'nin ilk beş yılında gerçekleşen 'yapısal dönüşüm' sayesinde olduğunu öne sürdü.

Haber Merkezi

Eski AKP'li, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karar'dan Taha Akyol'a konuştu. Sitenin "Abdullah Gül: Bu durum kaygı verici" başlığıyla yayınladığı söyleşide Gül, "finansal ve ekonomik göstergelerdeki ciddi bozulmaların" bir geriye gidişe işaret ettiğini, "yılların tasarrufu ile biriktirilen varlıkların" değer kaybetmekte olduğunu öne sürerek, bu durumu kaygı verici olarak niteledi.

İnsan gerçekten hayret ediyor

Gül, bir süredir Ali Babacan'ın dile getirdiği iddialarla oldukça uyumlu açıklamalar yaparken, AKP'nin ilk dönemini savunarak, "Bugün hala ayakta durabiliyorsak bu ilk beş senemizde Türk ekonomisinde gerçekleşen yapısal dönüşüm sayesindedir" diye konuştu.

Abdullah Gül'ün Taha Akyol'a söylediklerinden bazı satır başları şöyle:

"Türk toplumunun tasarruf oranının düşük olması nedeniyle arzu edilen hızlı ekonomik büyümeyi gerçekleştirebilmek için kaynak ihtiyacımızı ya borçlanarak ya da başkalarının tasarruflarını ülkemize yatırım olarak çekerek karşılamamız gerekmektedir. Biz AK Parti hükümeti olarak ikincisini sağlamada başarılı olmuştuk.

"Bugün maalesef kamu harcamaları şeffaf değil. Ekonomik göstergelerin güvenilirliği sorgulanır hale gelmiş. Çeşitli mekanizmalarla denetim dışı tutulan kamu harcamaları Türkiye’yi sadece öngörülemez, itimat edilemez bir ülke haline getiriyor

"Ülkenin bugünkü borçlanması yüksek maliyetlerle gerçekleşiyor. Bu da bahsettiğim bozulmalar nedeniyle Türkiye’nin risk priminin yüksek olmasından kaynaklanıyor. 

'Merkez Bankası'nın bağımsızlığı'

"Para ve maliye politikası denge ve uyum içerisinde uygulanırken Merkez Bankası’nın araç bağımsızlığını özenle korumak gerekir. 

"Ben kuvvetler ayrılığına dayalı, her türlü vesayetten uzak, güçlü bir parlamenter sistemin Türkiye için daha doğru olduğunu savunurum. 

"Hiçbir ülke çevresinden, dış dünyadan izole bir şekilde tek başına kendi kendine yetecek şekilde ekonomik kalkınmasını gerçekleştiremez. Ekonomik kalkınma için ticarete ve başta komşular olmak üzere diğer ülkelerle ekonomik işbirliğine ihtiyaç vardır. Bunun gerçekleşmesi için de öncelikle uluslararası barış ve istikrarın tesis edilmesi gerekmektedir.

"Kısa vadede yapılması gereken öncelikle siyasi zihniyet olarak özgürlükçü bir yola girerek, yatırım ortamını iyileştirip güven verecek politikaları kararlı bir şekilde uygulamaya koymaktır.

"Bugünden yarına yapılabilecek en kolay iş üstün nitelikli insan kaynağını ve kurumsal yapıyı tekrar etkin hale getirmek, özellikle orta ve üst kademe bürokraside ehliyeti ve liyakati önde tutarak bürokratların devlet terbiyesi ile tarafsız ve çok çalışmalarını temin etmektir."