ABD ve AB'de et fabrikalarında Covid-19

Covid-19 salgınının ABD’deki et fabrikalarında yayılmasının ardından Avrupa’da ve Türkiye’de et tesislerinde de benzer artışlar görünmeye başladı. Dünyada et fabrikalarının salgının merkezleri konumuna gelmesiyle birlikte gözler buralardaki vaka artışlarının nedenlerine ve alınacak önlemlere çevrilmeye başlamıştı. 

Haber Merkezi

Covid-19 salgınının ABD’deki et fabrikalarında yayılmasının ardından Avrupa’da ve Türkiye’de et tesislerinde de benzer artışlar görünmeye başladı. Dünyada et fabrikalarının salgının merkezleri konumuna gelmesiyle birlikte gözler buralardaki vaka artışlarının nedenlerine ve alınacak önlemlere çevrilmeye başlamıştı. 

Gıda ve Çevre Raporlama Ağı’na (Food & Environment Reporting Network – Fern) göre ABD’de ve Avrupa’da yaklaşık 30.000 et tesisi çalışanı virüse yakalandı, 100’den fazla can kaybı yaşandı. ABD’deki dev et üretim tesislerinden Sioux Falls fabrikası’nda 3700 çalışandan 644’ü, Tyson Foods’un sadece Iowa’daki işletmesinde çalışan 2300 işçiden 815 işçinin Covid 19 testi pozitif çıkmıştı.12

Bu vakaların büyük çoğunluğu ABD’deki et tesislerinde meydana geliyor.3 ABD’de 194.000’i mezbaha ve paketlemede olmak üzere toplamda 474.000 işçi bu alanda çalışıyor. Her alanda olduğu gibi bu alanda da iş yükü göçmen işçilere ve siyahilere yüklenmiş durumda. ABD’deki toplam işgücünün %17 sini oluşturan göçmen işçiler et sektöründeki işgücünün %51,5 ini oluşturmakta. %25,2’lik iş gücü siyahilerden, %44,4 lük oran ise İspanyol işçilerden oluşuyor. 

Siyahiler ve göçmen işçilerin bu sektördeki çalışma oranlarının artması ise yoğun çalışma koşullarından kaynaklanıyor. Sendikalara ve çalışanlara göre kendilerine çok az seçenek veriliyor. Haftalık ortalama 15 dolar maaş alıyorlar, işten çıkarılırlarsa işsizlik ödeneği almaya hak kazanmıyorlar ve bir maaş ile kıt kanaat geçinebiliyorlar. Smitfield çalışanları hasta olsalar da çalışmaları durumunda nisan ayında tüm vardiyalarını tamamlayanlara 500 dolarlık “sorumluluk bonusu” verilerek şirketin onları teşvik etmeye çalıştıklarını belirtmişti.4 

AbiMar Foods’ta çalışan göçmen işçi Mfaume Lawi işyerlerinde vaka çıktıktan sonra hastalığın kendisine bulaşma riskinin çalışma ortamından kaynaklı olarak ne kadar yüksek olduğunu anlıyor ve virüsün kendisine  ailesine bulaşması ile işe gitmeyip geçimlerini sağlayan tek işi kaybetmek arasındaki ikilemini paylaşıyor.5

Gıda sistemindeki Covid-19 salgınlarının haritalanması


İlk bakışta virüsün bir süredir hızla artış gösterdiği ve sağlık sisteminin nerede ise çöktüğü ABD'de artış göstermesi normal gelebilir. Ancak pandemi sürecinde vaka sayısının az olması ve güçlü sağlık sistemi ile öne çıkan Almanya’da da durum benzer görünüyor. Avrupa’da toplam et tesisi çalışanı 350.000 olarak belirtiliyor.6 Vakaların çoğu Almanya ve İrlanda’da görüldü. Almanya’daki Tönnies et tesisindeki pozitif vaka sayısı 1500’ü buldu.7 Çalışan kompozisyonu burada da benzer şekilde: Göçmen işçiler ve taşeron şirketler. Almanca bilen veya bilmeyen, Polonya, Romanya ve Bulgaristan başta olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerinden gelen göçmen işçiler aynı mahallelerde yaşıyor hatta aralarında aynı yatakları paylaşmak zorunda kalanlar var.8    

Gerek ABD gerekse Avrupa’da et tesislerinde vaka sayılarının hızlı artışının nedenleri aynı görünüyor. Vardiya usulü çalışan et tesislerinde ortak noktanın başında tekelleşme geliyor. Gün geçtikçe sektör birkaç aktörün kontrolüne geçer ve tesisler büyürken çalışma koşulları ağırlaşıyor. İşçiler birbirlerine yakın neredeyse dirsek dirseğe çalışıyorlar. Yüksek hız, gürültülü ortam birbirlerinin kulağına bağırarak konuşmayı gerektiriyor. Çok fazla atık ortaya çıkıyor, çok fazla su tüketimine ihtiyaç duyuluyor. Bu işçileri bakteri ve virüslere karşı hassas hale getiriyor. Üzerine virüsün yayılması için elverişli soğuk hava ve nemli ortam koşulları, gün ışığı almayan çalışma ortamı, tamamı taze hava ile çalışmayan klima santralleri eklenince et tesisleri virüsün yayılma merkezleri haline dönüşüyor.