Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB'nin “Belarus halkının desteklenmesi için” 53 milyon Avroluk kaynak tahsis edeceğini açıkladı.
Belarus'taki gelişmeleri görüşmek üzere video konferans yöntemiyle dün yapılan olağanüstü AB zirvesi sonrası açıklamalarda bulunan von der Leyen, “Belarus halkına destek için" 53 milyon Avro tahsis edeceklerini ve kaynakların “hükümet yerine halka ulaşması için bu yardımın Avrupa Komisyonu tarafından dağıtılacağını” kaydetti.
AB tarafından Belarus'a uygulanması planlanan yaptırımların “halkı hedef almayacağını ve belirli kişilere yönelik olacağını” savunan von der Leyen, AB ülkelerinin yaptırımlar konusunda hemfikir olduğunu belirtti.
AB seçim sonuçlarını tanımayacak
AB Konseyi Başkanı Charles Michel ise AB'nin Belarus iktidarı tarafından açıklanan seçim sonuçlarını tanımayacağını söyledi. Belarus'un geleceğinin "Moskova ve Brüksel'de tayin edilmemesi gerektiğini" kaydeden Michel, zirveye katılanların Belarus'ta göstericilere yönelik şiddeti kınadıklarını ve bağımsız soruşturma yapılmasını talep ettiklerini kaydetti.
Gazetecilerin sorusu üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı telefon görüşmesini de değerlendiren Michel “Rusya ve AB'nin krizden çıkmak ve demokratik süreci garanti etmek için tüm pozitif çabaların desteklenmesi gerektiğine inandığını” söyledi.
Lavrov: Aynı durumu Ukrayna’da da gördük
Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise yaptığı açıklamada dış aktörlerin Belarus'la ilgili tavrının, eski Sovyet bölgesine yönelik bir mücadelenin ürünü olduğunu, aynı durumu Ukrayna’da da gördüklerini söyledi.
Sputnik’in haberine göre Lavrov, Belarus’taki gerginlikle ilgili Rossiya-1 televizyonunda açıklamalarda bulundu.
Durumun endişe verici olduğunu belirten Lavrov, “Dışarıdan bu süreçlere, olaylara müdahale etmek amacıyla, Belarus’un, Belarus halkının ve yönetiminin karşı karşıya olduğu, ülke içindeki zorluğu kullanma girişiminden endişe duyuyoruz” dedi.
Lavrov, bu girişimin ayrıca dış aktörlerin kendileri için faydalı gördükleri düzenleri Belarus halkına empoze etme amacı da taşıdığını da kaydetti.
Lavrov, “Kimse burada meselenin jeopolitika olduğunu, eski Sovyet bölgesi için bir mücadele olduğunu saklamıyor. Bu mücadeleyi Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, durumun daha önceki gelişim aşamalarında da gördük, bunun son örneği elbette Ukrayna” ifadelerini kullandı.
'Ya Rusya'ylasın ya Avrupa'yla mantığı'
Avrupa ülkelerinden, Avrupa Parlamentosu’ndan Baltık devletlerinden (Litvanya ve Estonya), Polonya’dan yapılan açıklamaların Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, insan hakları ve demokrasi ile bir ilgisi olmadığını vurgulayan Lavrov, “Tüm bunlar jeopolitikayla ilgili. Bunlar tam da Batılı partnerlerimizin kıtamızda ve dünyanın başka bölgelerinde günlük hayatta uygulamak istediği kurallarla alakalı” dedi.
Lavrov, Belarusluların iç meselelerini kendilerinin çözmesini, özellikle “Ya Rusya’ylasın ya Avrupa’yla” mantığını teşvik etmek ve jeopolitik alan kazanmak için Belarus’a ihtiyaç duyan tarafların izinden gitmemesini umduğunu kaydetti.
Lavrov ayrıca videolarda ve sosyal medyada yer alan provokatif çağrıları, güvenlik güçlerinin provoke edilmeye çalışıldığını, bu sırada kaba kuvvetin de kullanıldığını gördüklerini ifade etti.
Lavrov, “Söylediklerim seçimlerin ideal seçimler olduğu anlamına gelmiyor. Elbette değildi. Bunun birçok kanıtı var. Vatandaşlarla diyalog kurmaya çalışan Belarus yönetimi de bunu kabul ediyor” dedi.
Belarus yönetiminin diyaloğa hazır olduğunu belirten Lavrov, seçimlerin sonuçlarından memnun olmayan tarafların da buna hazır olmasını umduğunu dile getirdi.
Lavrov, “Belarus halkının dirayetiyle mevcut durumu kendi başına çözebileceğine inanıyorum” dedi.