Hacettepe Üniversitesi’nde çalışan 400’e yakın işçi tam iki aydır maaş alamıyor. Ne üniversite yönetimi ne de İŞKUR’dan yanıt alamayan işçiler salgın günlerinde büyük zorluklar çekiyor.
Üniversiteye bağlı Sağlık Kültür Spor Daire Başkanlığı’na bağlı sosyal tesislerde sözleşmeli olarak çalıştırılan 400’e yakın işçiden biri, yaşadıkları sıkıntıları soL’a anlattı.
'Bu sorunları sadece bizim yaşamadığımızı gördük'
Bu sorunları sadece kendilerinin yaşadığını düşündüklerini, Patronların Ensesindeyiz’in olayı duyurması sonrası kendileri gibi birçok işçinin de benzer sorunları yaşadığını gördüklerini aktaran üniversite emekçisi, salgın sonrası patronların ve ülkeyi yönetenlerin işçileri düşünmediğini bir kez daha gördüklerini söyledi.
Üniversitenin 23 Mart’ta kısa çalışma ödeneği için başvuru yapacağını söylediğini, 1 Nisan’dan itibaren ise işçilerin büyük çoğunluğuna işe gelmeyin denildiğini aktaran emekçi, buna karşın bazı işçilerin Nisan ayının da bir bölümünde işe devam ettiğini aktardı.
'Hiçbir sorun yok, ödemeleri alacaksınız dediler ama...'
Bu süreç için işçilere bir ödeme yapılmadığını, daha önce içerde kalan bir haftalık ödemenin ise çıkan haberler sonrası yapılacağını öğrendiklerini aktaran Hacettepe Üniversitesi çalışanı, yaşadıklarını şöyle anlattı:
Hepimiz için kısa çalışma ödeneği başvurusu yapılacağı, kriterleri karşılamayan bazı arkadaşlarımız için ise ücretsiz izin başvurusu yapılacağı söylendi. 28 Nisan’da liste yayımlandı, isimlerimiz yer aldı, hangi kapsamda bizim için başvuru yapıldığı bilgisi verildi.
Bunun ardından başvurunun kabul edildiğine dair e-devlet’te üç aylık süreç için alacaklarımızı da gösteren bir bilgi yer aldı.
Bu konuda üniversitedeki ilgili birimin yöneticileri “hiçbir sorun yok, ödemeleri alacaksınız” dedi. Ancak sonra bu bilgi kalktı ve bize bir ödeme yapılmadı.
'Ne İŞKUR'dan ne üniversiteden yanıt yok'
Tepki gösterdik, ne olacak diye sorduk ancak ne İŞKUR yanıt verdi ne de üniversite bir açıklama yaptı.
Basında yer alan haberlerin ardından bir toplantı yapıldı ancak yine geçiştirici ifadeler kullanıldı.
Asgari ücretin de alında bir ücret belirlediler, onu da ödemediler
Bu süreçte hepimiz çok büyük sıkıntılar yaşadık. Bu sistemin en ağır yükünü biz çekiyoruz, sembolik rakamlara çalışan insanlarız biz. Asgari ücretin altında bir para alacağız, 1500 lira olacak o da. Yani aslında asgari ücreti de düşürmüş oldular böylece. Bizim aldığımız para zaten belli, zaten geçim sıkıntısı yaşıyoruz. Bu sene zam da alamamıştık. Üstüne bir de bu sözü edilen maaşı da alamadık. Yani hem zam alamadık hem de bize birilerinin uygun gördüğü bu ücreti alamadık. Bizler adına hiçbir şey pozitif olarak ilerlemiyor.
'Arkadaşlarımız endişeli, 'yanarız' diyor'
İşçinin var olan hakları bu dönemde ne yazık ki geriye doğru gidiyor. Birçok arkadaşımız endişeli, “yine yatmazsa yanarız" diyor.
Çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. İki aydır maaş yatmıyor, kredisi geciken, kirasını yatıramayan, faturalarını ödeyemeyen birçok arkadaşımız var. Ben de evimi taşıdım mecburen. Dibe vurduk. Ne pandemi desteği geldi, ne kredi çıktı, bırakın bunları maske bile gelmedi.
Bunun dışında zaten çalıştığımız dönemde sürekli mobbinge uğruyorduk, üzerimizde sürekli bir baskı vardı. Yaptığımız iş dışında da tüm işleri istiyorlardı, itiraz edince işten çıkarma tehdidi oluyordu.
'Salgın sonrası işsiz kalma riskimiz var'
Şimdi üstelik bir de salgın sonrası işsiz kalma riskimiz var. Yaz aylarında zaten çok düzensiz maaş alıyorduk, şimdi buraları açıp bizi çalıştırdıklarında da maaş alıp alamayacağımızı, işsiz kalıp kalmayacağımızı bilmiyoruz.
Üniversite her şeye fon buluyor, kaynak ayırıyor ama kendi bünyesinde çalışan emekçilere kaynak aktarmayı düşünmüyor. Bize bu dönem destek sağlanabilirdi ama yapılmadı. Hemen yük olarak gördükleri işçiyi üzerlerinden atmaya çalışıyorlar, kısa çalışma ödeneğine başvurup maaşımızı düşürüyorlar.
Tüm bunların psikolojimize de etkisi var, salgın gelmeden zaten hastalık olmasa da bizi etkiler diye düşünmüştüm, öyle de oldu…