4 savcı cinayeti değil Şenyaşarlar'ın nereye gömüldüklerini araştırmış

Suruç’ta AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından öldürülen Esvet, Celal ve Adil Şenyaşar ile ilgili soruşturma yürüten 4 savcının, cinayeti aydınlatmak yerine Şenyaşarların “örgütle bağlantı”sını ispatlamak amacıyla mezar yerlerini araştırdığı ortaya çıktı.

Haber Merkezi

Mezopotamya ajansı'nın haberine göre, Urfa'nın Suruç ilçesinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın korumaları ve yakınlarının işyeri ve hastanede saldırıları sonucu yaşamını yitiren Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Celal ve Adil Şenyaşar’ın ölümüne ilişkin açılan davada ilk duruşma koronavirüs tedbirleri kapsamında dosya üzerinde inceleme ile geçiştirilirken, 2'nci duruşma Malatya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Dava kapsamında 2 yıldır tutuklu olan Fadıl Şenyaşar serbest bırakılmadı. Şenyaşar ailesinin avukatlığını yapanlardan Bülent Duran, hazırlanan iddianamenin Yıldız ailesini korumaya yönelik olduğunu belirterek, “Soruşturmayı ayırarak, iş yeri görüntüleri üzerinde yargılama yapılmak isteniyor. Ve Hastane boyutu meçhulde bırakılmak isteniyor” dedi. 

‘Kaygılarımızda haklıydık'

Olaya ilişkin 14 Haziran 2018 tarihinde soruşturmanın başlatıldığını, soruşturmaya gizlilik kararı getirildiğini hatırlatan Duran, Urfa Cumhuriyet Başsavcısı’nın 4 savcı ile birlikte etkin bir soruşturma yürütüldüğünü kendilerine söylediğini, soruşturmada kısıtlılık kararı olması nedeniyle soruşturmaya müdahil olamadıklarını söyledi. Yürütülen soruşturmayla ilgili kaygıları olduğunu vurgulayan Duran, “Cinayet işleniyor. Bu cinayette Şenyaşarlar’dan baba ile 2 oğlu yaşamını yitiriyor. Olay iş yerinde başlayıp hastanede devam ediyor. Hastanede valinin, kaymakamın, güvenlik amirlerinin olduğu bir yerde cinayet işleniyor. Şayet devlet yetkililerinin bulunduğu bir yerde cinayet işlenmesi engellenmiyorsa, yargılama makamının da bu soruşturmayı adil yürütemeyeceği noktasında kaygılarımız vardı” dedi.  

Tanıklar tespit edilmemiş

Soruşturmanın 2’nci yılında davanın açıldığını ve hazırlanan iddianameyle soruşturmanın ne kadar vahim olduğunu gördüklerini dile getiren Duran, “Yürütülen soruşturmada kaygılarımızda çok haklı olduğumuz ortaya çıktı. Çünkü cinayet işlendikten sonra, örgütle ilişkilendirip işlenen cinayeti gizlemek, aileyi mağdur etmeye yönelik kamuoyu örgütlendi. Aile, Cumhurbaşkanı ve AKP’nin yarattığı bir algıyla terörize edilmişti. Soruşturmada bu tablo var. İlk yapılan tanığa ulaşmak olmuyor. Cinayetten bir gün sonra yani 15 Haziran’da emniyet olay yerine giderek, hiçbir tanığa ulaşamadıklarını söylüyor. Yüzlerce insanın ve kameraların olduğu bir yerde emniyet bir şey tespit etmemiş. Yine delile temas etmemiş. Faili meçhule bırakmak açısından” dedi.

Nereye defnedildiği araştırılmış

Duran, “Yürütülen soruşturmada Şenyaşar ailesi için örgüt ile iltisak kurmak amacıyla HTS kayıtları, yine kimlerle görüştükleri soruşturulmuş. Savcılık, Şenyaşar ailesinde yaşamını yitirenlerin mezarlarının ‘Örgüt üyelerinin yanına mı defin edilmiş ya da diğer yere mi defnedilmiş' diye soruşturma yürütülmüş. Yani cenazenin nereye gömüldüğünden bile netice çıkarılmaya kadar araştırılmış. 18 Haziran’da müzakere yazılmış. TEM şube gitmiş ve böyle bir araştırma yapmış. Tablo vahim. Bir aileden 3 kişi yaşamını yitirmişken ve bu insanları katledenleri, yardım edenleri yani bu kişileri ele verecek deliler toplanması gerekirken, bakıyoruz aileyi terörize etmeye yönelik her şey yapılmış. Ve bu şekilde Şenyaşar ailesinden Fadıl Şenyaşar’ı tutuklamış. İşte 4 savcı böyle bir soruşturma yürütmüş" dedi. 

Yıldızlar korunup kollanmışlar

Enver Yıldız ve İbrahim Yıldız için bir yakalama kararı çıkarılmasına rağmen yakalama kararının icra edilmediğini hatırlatan Duran, şöyle devam etti: “Baz kayıtları ile ilgili karar alınmış. Ve kayıtların bulunduğu yere gidilmiş. Buraya gidilmiş ve bulamadık denilmiş. Enver Yıldız’ın baz kayıtları sürekli evde sinyal vermesine rağmen polis 2018 ve 2019 tarihleri arsında birçok kez eve gitmiş, 'bulamadık' denilmiş. Yani baz kayıtlarına rağmen yakalama icra edilmemiş. Yani bu şahıslar kollanmış ve korunmuşlar. Enver Yıldız TP kayıtlarında, ‘Bir savcı gelecek biz işimizi garantiye alalım. Ondan sonra içeri gireceğiz’ diyor. Yani bu şu anlama geliyor. Enver yıldız, işini garantiye aldıktan sonra tutuklanmış. Yıldızlardan hastanede bulunanların müşteki olarak ifadeleri alınmış. 18 Eylül 2019 tarihine kadar o aileden hiç kimsenin ifadesi alınmamış. Enver Yıldız ve beraberindeki 50 kişi 18 Eylül’de savcılık makamına giderek ifade vermişler. Hukuk devleti bu durumu kabul etmez. Açıkça bir cinayet siyasi bir erk tarafından terörize edilerek, bir ailenin mağdur edilmesinin hukuki tanıklığını yaptık bu dosyada.” 

Meçhule bırakılmak isteniyor

Tablonun devamı niteliğinde bir iddianame metninin ortaya çıktığını, bu iddianamenin Şenyaşar ailesini terörize etmeye yönelik olduğunu ifade eden Duran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hukuki boyutu olmayan böyle bir iddianame hazırlanılıyor. İşyerinden başlayarak hastaneye uzanan bir olaydır. Hastanede Adil ve Celal Şenyaşar yaşamını yitiriyor. Yine hastanede de mermi sıkılıyor ve darp ediliyorlar. Hukukta soruşturma ikiye ayrılamaz. Bir bütünlük arz eder. Yani hastane boyutunu meçhul bırakıp, işyerindeki görüntüler kamuoyuna yansıdığı için burada davayı açıp orayı kapatalım durumuna tanık olduk. Biz bu iddianamenin taraflı hazırlandığını söyledik. Hukuk bunu kabul etmeyecek. Anayasa 36 ve AHİS 6, yine adil yargılama, etkin soruşturma hak ihlalinin açık olduğu bir dosyayla karşı karşıyayız. Bu insanlar hastanede bakanın, valinin, kaymakamın, vekilin olduğu yerde öldürülüyorlar. Yine Enver Yıldız’ın TP kayıtlarında Esvet Şenyaşar için, ‘Linç ederek öldürdük’ deniliyor. Linç edildi kayıtlara geçiliyor. Bu cinayet neden engellenmedi? Niye müdahale edilmedi? Bu tablonun ortaya çıkmasına neden izin verildi?” 

Adil yargılama talep ediyor

Yapılan duruşmada 2 ailenin de mahkemede daha önce bir birlerini tanımadıklarını yine aralarında bir husumetin olmadığını belirten Duran, şunları söyledi: “Ama Yıldız ailesi Şenyaşarlar ailesini ısrarla terörize etmek istedi. Şenyaşarlar hukuka uygun ve adil bir yargılamanın yapılmasını talep etti. Bu soruşturma kaygılarımızı artırdı. Mehmet ve anne Emine Şenyaşar’ın hastane ve iş yerine dair verdikleri ifadeler bir birinden ayrılmış. Yani bir tarafı gizli bırakılıyor. Soruşturmayı ve ifadeleri ayırmakla hakkaniyete ulaşılmaz. Biz mahkemeden bu kaygıları giderecek bir karar bekliyoruz. Adalet arayışında Şenyaşarların yanında olmaya devam edeceğiz.”