21 Eylül’de okullar hangi koşullarda açılabilir?

AKP’nin patronların çıkarı için aldığı erken normalleşme kararı vakaların yeniden artmasıyla sonuçlanırken, okulların yüz yüze eğitimle açılması kararı 21 Eylül’e ertelendi. Peki, okulların 21 Eylül’de açılması için hangi önlemlerin alınması gerekiyor? Eğitim-İş Genel Sekreteri Ebru Sungar, 21 Eylül öncesi atılması gereken adımlara ilişkin soL'a konuştu.

Haber Merkezi

Salgın dolayısıyla yüz yüze eğitimin başlaması 21 Eylül’e kadar ertelendi. Daha önce okulların 31 Ağustos’ta okullarda başlayacağı yönündeki karar geri çekilirken, bu kararda salgının yeniden yükselmesi etkili oldu.

Gelinen noktada okulların gerçekten 21 Eylül’de açılıp açılamayacağı da merak konusuyken, Eğitim-İş Genel Sekreteri Ebru Sungar, 21 Eylül’de okulların açılması durumunda alınması gereken tedbirlere ilişkin soL’a açıklamalarda bulundu.

'Tüm tedbirler alınmadan yüz yüze eğitim başlamamalı'

Eğitimde en etkili öğrenme yönteminin yüz yüze eğitim olduğunu vurgulayan Sungar, ancak milyonlarca öğrenci ve öğretmenin hayatı söz konusu olduğunda yapılacak en doğru uygulamanın salgınla ilgili tüm tedbirler alınmadan yüz yüze eğitiminin başlamaması olduğunu dile getirdi.

“Eğitim öğretim birkaç farklı yöntemle başlayacaksa hayalci yaklaşmayıp okulların fiziki durumları akılcı şekilde değerlendirilmeli” diyen Sungar, bu konuda alınması gereken önlemleri bakanlığa da ilettiklerine işaret ederken, önerilerini şu şekilde sıraladı:

'Seyrekleştirme uygulaması kaçınılmaz'

  • Sosyal mesafenin 1,5 metre olması kuralının okullarda/sınıflarda 1 metreye düşürülmesi yeniden ele alınarak bu hatadan dönülmeli.
  • Maalesef okullarımız genel anlamda küçük çaplı değil kalabalık ve bol derslikli. Bilindiği üzere birçok okulda ikili eğitim var. Yani bina başına düşen öğrenci sayısı fazla, bu nedenle seyrekleştirme uygulaması kaçınılmaz.
  • Okul öncesinde 8, ilkokulda 10, diğer kademelerde 12’yi geçmeyecek şekilde planlamalar yapılmalı, bu seyrekleştirme için ikili eğitim yapılan sınıflarda üçlü, dörtlü eğitim sistemi gündeme getirilmelidir.
  • Uzmanlar eğer üç gün okul, üç gün ara önermekte iseler yani aynı sırayı üç gün aynı kişi kullansın denilmekte ise bir öğrenci 3 gün ders, 4 gün ara vermeli, yani her grup arasında bir gün boşluk planlanmalı.

'Boş okullar kullanıma açılmalı, boş kalan ve kapanan özel okullar kamulaştırılmalı'

  • Yüz yüze eğitime geçilmesi için boş okulların binalarının kullanıma açılması gerekir.
  • Salgın nedeniyle boş kalan, kapanan özel okullar kamulaştırılarak MEB bünyesine dahil edilmeli.
  • Kapatılan köy okulları hızla düzenlenerek eğitime açılmalı.
  • Sınıflar seyrekleştirilerek tekli sıra uygulamasına geçilmeli.
  • Okullarda lavabo sayıları artmalı, sınıflarda havalandırma sistemi geliştirilmelidir.
  • Her okulda mutlaka sağlık elemanı bulunmalı.
  • Her gün öğrenciler sağlık kontrolünden geçirilmeli, ateş ölçümü yapılmalı, maske ve sosyal mesafe denetmelenmeli.
  • Bakanlık okulların temizlik malzemesi ihtiyaçlarını sağlamalı.

'Bu hususlar can sağlığı ve eğitim açısından hayati değer taşıyor'

"Dikkat çektiğimiz hususlar, can sağlığı ve eğitim açısından hayati değer taşıyor. Bu hususlar ele alınmadan eğitimin başlatılması durumunda yine kaygılarımız çocuklarımızla ilgili olacaktır elbette. Çünkü çocuklarımızın, hayatı bizim önceliğimizdir" diyen Sungar, "Eğitim-İş olarak, Covid-19 sürecinde de mesleki ve özlük haklarımızla ilgili, haksız, hukuksuz uygulamalara karşı mücadelemize ve çocuklarımızın özgür, eşit eğitim hakkı için demokratik, çağdaş, bilimsel, laik eğitimin savunuculuğunu yapmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.