21 Eylül öncesi asıl endişe salgın değil, Bakanlık: 'Kısmi' eğitim öncesi okullarda son durum ne?

Daha önce birçok kez farklı kararlar açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı, son anda yine karar değiştirmezse okullar 1. sınıflar ve okul öncesi için yarın yüz yüze eğitime başlayacak. Peki, okullarda manzara nasıl?

Haber Merkezi

Salgının başından bu yana en büyük kaosun yaşandığı alanların başında okullar geliyor. Milli Eğitim Bakanlığı, mart ayından bu yana eğtimi neredeyse askıya almış şekilde hareket ederken, yaşanan büyük plansızlık yüz yüze eğitimin aylardır yapılamamasına neden olmuş durumda.

Gelinen durumda okulların tüm öğrenciler için açılması için hiçbir planlama içinde olmayan MEB, sadece birinci sınıflar ve okul öncesi için yarın başlayacak yüz yüze eğitim konusunda da güven vermiyor.

Nasıl bir yüz yüze eğitim?

MEB, İl Müdürlükleri kanalıyla tüm okullara bir rehber ulaştırdı.

Buna göre 21-25 Eylül haftasında okul öncesi eğitim kurumlarında 30'ar dakikalık 5 etkinlik saati olacak şekilde 1 gün, İlkokul 1'inci sınıflarda ise 30'ar dakikalık 5 ders saati ve aralarda 10'ar dakikalık teneffüsler olacak şekilde 1 gün üzerinden yüz yüze eğitim planlanacak.

“İmkan ve şartlara göre” sınıf mevcudunun sosyal mesafe kurallarına uygun şekilde iki ayrı gruba ayrılması sağlanıp her grubun okula uyum programının birbirinden farklı günlerde olması sağlanmaya çalışılacak.

Yani okul öncesi ve birinci sınıflar için planlanan eğitim hem oldukça kısa süreli hem de "imkan ve şartlara göre" olacak.

Eğitimde ‘isteyen gelir’ dönemi

Sadece birinci sınıf ve okul öncesi için başlayacak ve kısmi olarak yapılacak bu eğitim dahi, tüm öğrencilere sunulamayacak.

Eğitim programını hazırlayan, nasıl bir süreç olacağını belirleyen Milli Eğitim Bakanı, tüm öğrenciler için esas kabul edilmesi gereken yüz yüze eğitim için “isteyen veli gönderir” açıklamasında bulundu.

Yani isteyen veli, çocuğunu yüz yüze eğitime göndermeyebilecek. 

Konuya ilişkin soL’a bir açıklamada bulunan Eğitim- İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Maske ve dezenfektan temininin bile velilere bırakılması salgın sürecinde mali kriz yaşayan ailelere çocuğunuzu okula göndermeyin demek. Üstelik Bakan, bu süreçte okula gönderip göndermemenin velilerin insiyatifinde olduğuna yönelik açıklaması var. Bunları birlikte düşündüğümüzde ortada çok üzücü bir durum var. Anayasada açıkça yer alan devletin tüm çocuklara eşit ve ücretsiz eğitim hizmeti vermesi maddesi açıkça ihlal ediliyor.  İşsiz bir veliyseniz, çocukların giyimi ve bu tip sağlık malzemelerini alamayacak durumdayızsanız, Bakan da bunu söylediğinde o veli çocuğunu okula göndermemeyi de tercih edebilir” demiş, Bakan Selçuk’a tepki göstermişti.

Okullar hazır mı?

21 Eylül öncesi akıllardaki en önemli soru kuşkusuz "okullar hazır mı?" oluyor.

Maske ve dezenfektanın dahi velilerden talep edilmesi, okulların fiziki koşulları konusunda gerekli düzenlemelerin tam anlamıyla yapılmaması, okullarda sağlık görevlisi bulunması bir yana temizlik görevlisi alımlarının bile yeterli ölçüde yapılmaması endişelere neden oluyor.

Geçtiğimiz gün soL'a açıklamalarda bulunan eğitim emekçileri, okullardaki son duruma ilişkin detayları aktarmış, alınan önlemlerin yetersizliğine dikkat çekmişti.

Okulların açılması için madde madde öneriler

Okulların tüm önlemler alınarak tüm öğrenciler için açılması, yüz yüze eğitimin tüm öğrenciler için esas olması gerekirken, bu sorumluluktan kaçan Bakanlığın 21 Eylül’de başlatacağı kısmi eğitim konusunda bile sorunlar olması yoğun tepki konusu oluyor.

Eğitimin hangi önlemler alınarak nasıl başlatılacağı konusunda madde madde önerilerini sıralayan Türkiye Komünist Partisi, “Bu olağanüstü dönemde devlet uygun koşulları yaratarak çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sağlıklı bir şekilde okullarına dönmelerini sağlamak için seferberlik ilan etmelidir. Çocuklarımızın önlemler alınmadığı için ya da sağlıklı koşullar yaratılmadığı için okullarından daha fazla uzak kalması kabul edilemez” ifadesini kullanmıştı.

Söz konusu açıklamda yer alan maddeleri bir kez daha hatırlatıyoruz:

1- Her öğrenci, sosyal mesafeye göre yerleşimi hazırlanmış (en fazla 20 kişilik) salgına karşı öğrenci ve öğretmenlerin sağlık koşullarını korumayı gözeten Geçici Koruma Sınıfları’nda derslerini görmelidir. Günlük vardiyalı olarak gerçekleşecek dersler en fazla 30 dakika sürmeli, her iki ders arasında en az 15'er dakikalık teneffüsler konmalı, teneffüslerde sınıflar tamamen boşaltılarak havalandırılmalıdır.

2- Her öğrenci yaşadığı semtte bulunan bir Geçici Koruma Sınıfı’na yerleştirilmelidir. Tüm öğrencilerin ekipler halinde yeni duruma oryantasyonu bir an önce başlamalı, yığılmanın önüne geçilmelidir.

3- Eğitim eşit ve parasız olmalıdır. Özel okullar kapatılmalı, tüm olanakları Geçici Koruma Sınıfları’na aktarılmalı, özel okul öğretmenleri devlet tarafından istihdam edilmelidir.

4- İmam hatip okulları kapatılmalı, tüm olanakları Geçici Koruma Sınıfları için kullanıma açılmalıdır.

5- Geçici Koruma Sınıfları için yer sıkıntısı olan tüm semtlere hızlıca yeni okullar açılmalı, gerekli durumlarda okul bahçelerine prefabrik sınıflar kurulmalıdır.

6- Ataması yapılmayan tüm öğretmenler hiç öğretmen açığı kalmayacak şekilde derhal atanmalı, eğitim seferberliğine dahil edilmelidirler.

7- Geçici Koruma Sınıfları’nın bulunduğu okullar veli, öğrenci, okul çalışanı ve öğretmenlerden oluşan bir kurul tarafından yönetilmeli, ihtiyaçları bu kurul tarafından belirlenmelidir. Okullarda temizlik malzemesi, dezenfektan, tek kullanımlık mendiller, ayrı çöp kutuları gibi materyaller tüm okullara Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından tedarik edilmelidir.

8- Geçici Koruma Sınıfları’nın bulunduğu tüm okullarda sağlık personeli, güvenlik ve temizlik görevlileri bulunmalıdır, bu hizmet alanlarında istihdamı MEB sağlamalıdır.

9- Okulda geçirilen süre kısalmalı ve daha nitelikli hale getirilmelidir. Bu bağlamda zorunlu seçmeli dersler kaldırılmalıdır. Müfredat sadeleştirilmeli ve tüm Geçici Koruma Sınıfları için temel derslerden oluşan ortak müfredat okutulmalı, bilim dışı tüm konular müfredat dışı bırakılmalıdır.

10- Çevrimiçi eğitimin zorunlu olduğu koşullarda tüm öğrencilere internet ve diğer gerekli gereçler ücretsiz olarak sağlanmalı, çevrimiçi eğitimin verimliliği denetlenmelidir.

Bizim planımız budur. Türkiye’nin kaynakları bu planın hayata geçirilmesi için yeterlidir. Örgütlenirsek başarırız, çocuklarımızın geleceği ellerimizde.