12 yaşındaki Fatma’nın ölümünün üzeri böyle örtüldü: Kopyala yapıştır gizli tanık ifadesi, kopyala yapıştır karar

Şırnak’ın İdil İlçesi’nde 2016 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında hayatını kaybeden 12 yaşındaki Fatma Elarslan ‘örgüt üyesi’ olarak tanımlandı, ailesinin tüm itirazlarına rağmen 12 yaşındaki bir çocuğun ölümünün üzeri ‘örgüt üyesiydi’ denilerek kapatıldı. Elarslan Ailesinin avukatı Veysel Vesek, dava sürecine ilişkin soL’a konuştu.

Haber Merkezi

AKP’nin “hendek operasyonları” sırasında Şırnak’ın İdil İlçesi’nde 12 yaşındaki bir çocuk yaşamını yitirmişti. Adı Fatma Elarslan olan bu çocuğun ailesi, küçük kızlarının kaybolduğunu belirterek yaklaşık 20 gün boyunca onu aradı. 20 gün sonra ise daha düne kadar kapının önünde oyun oynayan çocuklarının “örgüt üyesi” olduğu söylendi.

Elarslan Ailesi bu iddiaları reddederek kızlarının ölümüne ilişkin dava süreci başlattı. Bu dava süreci, kopyala-yapıştır bir kararla “örgüt üyesiydi, kovuşturmaya yer yok” denilerek kapatıldı.

‘Kopyala-yapıştır kararlar'

Aile kararı AYM’ye taşırken, davayı yürüten Avukat Veysel Vesek, sürece ilişkin soL’a değerlendirmelerde bulundu.

Dosyanın bir çocuğun ölümü şeklinde ele alınmadığını, “bir örgüt üyesinin ölümü” olarak yürütüldüğünü, kararda Fatma’nın “şüpheli” ve “suça sürüklenen çocuk” olarak tanımlandığını belirten Vesek, “12 yaşındaki bir çocuk, ülkenin güvenliğine karşı faaliyet yürüten biri olarak tanımlanıyor ve buna göre bir karar veriliyor. 2016 yılında verilen tüm kararlar benzer, hepsi kopyala-yapıştır, red gerekçeleri bile aynı” dedi.

'O tarihte henüz 12 yaşında, daha düne kadar kapısının önünde oyun oynuyordu'

Fatma’nın üzerinde barut izleri bulunduğu, Öcalan rozeti bulunduğu iddiası olduğunu dile getiren Vesek, “Çatışma oldu, 10 kişi öldü, bunlardan biri de Fatma’ydı deniyor. Fatma o tarihte 12 yaşında henüz, 13 yaşından gün alıyor ama örgüt üyesi olarak addediliyor. Ailesi İdil’de oturuyor, 5-6 aydır değil, 15-20 gündür kayıp olan çocuklarını arıyorlar. Örgüt üyesi dedikleri bu çocuk henüz 12’sinde, daha düne kadar kapısının önünde oyunlar oynayan bir çocuk, evinden bir kilometre öteye gidiyor ve belki de çatışmalar nedeniyle geri gelemiyor, bilemiyoruz. Bu çatışmalar sonuçta şehrin içinde oluyor, bunu engellemesi, önlem alması gereken devlet değil midir? Sonrasında ise ‘örgüt üyesiydi’ deyip dosyayı kapatıyorlar” ifadesini kullandı.

'Devlet çocukları korumak zorunda değil mi?'

12-13 yaşında örgüt üyesi denilerek gözaltına alınan çocuklar hakkında “örgüte katılma iradelerinden söz edilemez” denilerek beraat kararı verildiğini hatırlatan Vesek, “Burada ise mahkeme örgüt üyesiydi deyip geçiyor. Devlet çocukları korumak zorunda değil mi? Bu çatışma şehrin içinde oluyor, bu ölümler şehrin içinde oluyor” diye konuştu.

Aynı gizli tanık 300-400 kişi hakkında ifade veriyor

Kararda çatışma çıktığının söylendiğini ama hiçbir ayrıntıya yer verilmediğini, Fatma’nın ölümüne neyin neden olduğuna ilişkin de net ifadeler kullanılmadığını dile getiren Vesek, “Ortada bir gizli tanık ifadesi var, sadece Fatma için değil 300-400 kişi hakkında ‘örgüt üyesiydi’ diye ifadesi var. Bu ifadeler delil sayılıyor. Ölümünden sonra örgüt sahiplendi, demek ki örgüt üyesi deniliyor” dedi.

Ailenin ifadesi 3,5 yıl sonra alındı

Soruşturma sürecinin titizlikle yürütüldüğü söylenen dosyada çocukları hakkındaki “örgüt üyesi” iddiasını yalanlayan ailenin ifadesine bile 3,5 yıl sonra başvurulduğunu belirten Vesek, “Hangi takımı tutanacağına dahi henüz karar veremeyen, daha düne kadar kapısının önünde oyun oynayan bu çocuğun ölüm dosyasının böyle sonuçlanmaması için AYM’ye başvurduk, buradan ne karar çıkacak hep birlikte göreceğiz” ifadesini kullandı.