Anlaşılan ortaöğretimde imam hatipler, yükseköğretimde de ilahiyat her derde deva olarak görülüyor. Her mahkemeye, savcılığa ve avukatlık bürosuna en azından bir ilahiyatçının atanması zorunluluğu mu getirilecek? Bilinmiyor!

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları

Bu yıl Temel Yeterlilik Testi’ne (TYT) 2 milyon 424 bin 718 aday başvurmuşsa da, 128 bin 580’i sınava girmemiş. Başvurduğu halde sınava girmeyenler, az buz değil, %5,7’yi buluyor. TYT'ye giren 2 milyon 296 bin 138 öğrenciden yalnız ama yalnız 5 öğrenci tüm soruları doğru yanıtlamış.

Alan Yeterlilik Testi’ne (AYT) 1 milyon 788 bin 590 aday başvurmuşsa da, 116 bin 214 aday sınava girmemiş. Başvurduğu halde sınava girmeyenler, %6’yı geçiyor. AYT’ye giren 1 milyon 672 bin 376 öğrenciden ancak ve ancak (3’ü sayısaldan, birer kişi de sözelden ve eşit ağırlıktan olmak üzere) 5 öğrenci tüm soruları doğru yanıtlamış.

Yabancı Dil Testi’ne (YDT) 138 bin 177 aday başvurmuşsa da, 22 bin 598 aday sınava girmemiş. Başvurduğu halde sınava girmeyenler, daha da artıyor, %16’yı geçiyor. YDT’ye giren 105 bin 579 öğrenciden ancak 5 öğrenci tüm soruları doğru yanıtlamış. 

Yukarıdaki özet bilgiler, neredeyse her yıl tekrarlanıyor: Bedelini ödedikleri halde sınava girmeyenlerin çokluğu ile tüm soruları doğru yanıtlayanların yok denecek kadar az oluşu, istikrarlı bir şekilde her yıl aynen yaşanıyor. Benzer durum Çizelge 1’de görüldüğü gibi, AYT’nin alt testlerindeki doğru yanıt ortalamalarının düşüklüğünde de görülüyor.  Çizelge 1’deki doğru yanıt ortalamaları, YKS’ye giren öğrencilerin önemli bir bölümünün, okudukları alanlarda yeteri kadar bilgi edinmediğini, bir başka deyişle liseden hak etmeden mezun olduklarını gösteriyor.  

Çizelge 1

AYT’de Doğru Yanıt Ortalamaları

Bakanlığın aklı fikri "yaşayan Türkçe", Osmanlıca, Arapça ve din dersleri ile meşgul olunca, olan Türkçeye oluyor. Öğrenciler, büyük çoğunluğunun anadili de olsa, Türkçede yabancı dildeki başarıyı yakalayamıyor. Doğru yanıt sayısı 24 sorulu Türkçede ancak 4,7 oluyor; yüzde 19’da kalıyor. 

Üniversiteye giriş sınavları yıllardır benzer sonuçlar verdiği gibi, eğitim bakanlığı da yıllardır benzer şekilde davranıyor: Genel olarak durumu seyrederken, din kültürü ve ahlak bilgisi (DKAB) konusuna ayrı bir özen göstermeyi ihmal etmiyor.  Danıştay’ın olmaz demesine aldırmayıp gerici kuruluşlarla protokol yapmayı sürdürüyor ve çözümü nitelikli dediği imam hatip liselerinin sayısını artırmakta arıyor. Bakanlık tüm liseleri imam hatibe çevirse, rahat edecek de, bir türlü olmuyor. 

YÖK de durumu seyrediyor: Sınavla seçtiği öğrencilerin çoğunun, bakanlığın niteliksiz dediği okullarda yetişen öğrenciler olmasına aldırmıyor. 

Sınava giren öğrencilerin 370.769’u önlisans ve 447.316’sı lisans programlarına ve 27.824’ü de özel yeteneğe göre öğrenci alan programlara girebilecek. 151.350 öğrenci de açıköğretime girebilecek. Bu arada alan bazında açıklanan kontenjanlar ise "yeni YÖK"ün neyi önemsediğini gösteriyor (Çizelge 2). Örneğin bir tarım ülkesi olan ülkede, ziraat ve tarımla ilişkili alanlara 6 bin kontenjan ayırırken, hukuk alanına 16 bin ve ilahiyat alanlarına ise 19 bin kontenjan ayırıyor. 

Çizelge 2

Seçilmiş Alanların Kontenjanları

Anlaşılan ortaöğretimde imam hatipler, yükseköğretimde de ilahiyat her derde deva olarak görülüyor. Her mahkemeye, savcılığa ve avukatlık bürosuna en azından bir ilahiyatçının atanması zorunluluğu mu getirilecek? Bilinmiyor!

Bilinen ise, laiklik karşıtlığı, açıkça hilafet isteyecek derecede tavan yapmışken, muhalefetin laiklik konusunu sümen altı etmesi oluyor.  

[email protected]