AKP yasakları yetmedi: MHP'nin önerdiği sıkıyönetim ne anlama geliyor?

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ dün Meclis'te yaptığı konuşmada, son dönemde yaşanan olaylar nedeniyle sıkıyönetim istedi. Geçtiğimiz yaz MHP lideri Bahçeli de aynı vurguyu yapmış sıkıyönetim istemişti. Peki sıkıyönetim nedir?

Cem Boz

Güneydoğu illerinde sokağa çıkma yasağı, çatışmalar ve operasyonlar devam ederken MHP'den ikinci kez 'sıkıyönetim çağrısı geldi.

Dün akşam Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 36'ncı birleşiminde konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, Başbakan Davutoğlu'nun Mardin'de açıkladığı 'Terörle Mücadele Eylem Planı'nın işlevsiz kalmaması için 'sıkı yönetim' çağrısında bulundu. 

Özdağ konuşmasında, "Yabancı istihbarat servislerinin elemanlarının ülkemizin değişik kentlerinde örtülü operasyonlar gerçekleştirmek için çalışmalar yaptığına dair bilgiler mevcuttur" ifadelerini kullanırken şöyle konuştu: 

"İçinden geçtiğimiz dönemde Türkiye ağır askeri ve terörist tehditlerle karşı karşıya olan bir ülkedir. Önümüzdeki aylarda ülkemize yönelik askerî ve terörist tehditlerde artış olacaktır. PKK terör örgütü ilkbaharda hem kırsal alanda hem de değişik kent merkezlerinde bugün yaşananlardan çok daha kapsamlı eylemler yapmaya hazırlanmaktadır. Önemli ilçe merkezlerine büyük miktarda PKK'lı terörist sızması başlamış durumdadır. Büyük şehirlerde de PKK'nın sansasyonel eylemler yapmak üzere çalışmalarını sürdürdüğünü; bazı şehirlerimizde, kısa zaman içerisinde ses getirecek eylemler yapmaya çalıştığını biliyoruz. Yabancı istihbarat servislerinin elemanlarının da ülkemizin değişik kentlerinde örtülü operasyonlar gerçekleştirmek için çalışmalar yaptığına dair bilgiler mevcuttur. Özetle, Türkiye ağır bir askerî tehdit ve güvenlik tehdidiyle karşı karşıya olan bir ülkedir. Eğer AKP Hükûmeti hızla sıkı yönetim kararı almaz ise sayın Davutoğlu'nun Mardin'de açıkladığı sözde terörizm ile mücadele paketinin hiçbir sonuç alması mümkün değildir. Bugün yapılmakta olanlar da bir terörizmle mücadele değil, sadece bir asayişi sağlama hareketidir. Davutoğlu'nun açıkladığı paketin 1'inci maddesi, 'psikolojik bölüm' diye nitelendirdiği bölüme baktığımızda da ne yazık ki Davutoğlu'nun Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşuna bakış açısıyla Abdullah Öcalan'ın Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşuna bakış açısı arasında büyük benzerlikler vardır. PKK'nın kent unsurlarının hızla tutuklanması, kentlere sızmaların derhâl engellenmesi gerekiyor. İlkbaharı beklemeden de Türk Silahlı Kuvvetlerinin kırsalda kapsamlı askerî operasyonlara başlaması gerektiğini düşünüyoruz"

BAHÇELİ DE AYNI ÇAĞRIYI YAPMIŞTI
MHP lideri Devlet Bahçeli 19 Ağustos 2015'te yaptığı açıklamada,  Milli Güvenlik Kurulu’nun olağanüstü olarak toplanmasını ve sıkıyönetim ilan edilmesini istemiş, “Bunun sonucunda ise kanlı bir iç savaş kaçınılmaz olarak gündeme gelebilecek, sonuçta Türk milleti bizzat devreye girerek meşru müdafaada bulunabilecektir” ifadelerini kullanmıştı.

Bahçeli o gün şöyle konuşmuştu: 

“Terörün zirve yaptığı şu günkü şartlarda Milli Güvenlik Kurulu olağanüstü toplanmalıdır.

Ayrıca Anayasa’nın 122. maddesine uygun olacak şekilde, şiddet ve dehşet manzaralarının olduğu il ve ilçeleri de kapsayacak ölçüde ülkemizin bir bölümünü mutlaka sıkıyönetim tedbirleriyle emniyete almak zorunludur. Bunun nasıl olacağı ise Anayasa’nın mezkûr maddesinde ayrıntısıyla belirtilmiştir. Sıkıyönetim ilanı geciktirildiği takdirde veya ertelenmesi halinde, Türkiye baştan ayağa teröristlerin düşmanlıklarına yoğun olarak sahne olacaktır.”

Bahçeli'nin konuşmasında sözünü ettiği Anayasa'nın 122. maddesi ise şöyle: 

"Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilanını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyet'e karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu'nun da görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilan edebilir. Bu karar derhal Resmi Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim süresini kısaltabilir, uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir."

SIKIYÖNETİM NEDİR?
Sıkıyönetim temel hak ve özgürlüklerin geçici bir süre için sınırlandırıldığı ya da tümüyle kaldırıldığı, kolluk görev ve yetkilerinin sivil yönetimden askeri görevlilere geçtiği olağanüstü bir yönetim biçimidir. Sıkıyönetim uygulaması sırasında bazı suçların sanıkları askeri mahkemelerce yargılanır.

Sıkıyönetimin genişletilmesi 12 Mart cuntasından sonra başlatıldı. Cuntanın sonrasında kabul edilen 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu, sıkıyönetimin uygulanma biçimini ayrıntılı biçimde belirledi. Aynı yıl anayasada yapılan bir değişiklikle sıkıyönetim ilanının nedenleri artırıldı. Ayrıca sıkıyönetim kaldırıldıktan sonra da sıkıyönetim mahkemeleri ellerindeki davalar sonuçlanıncaya kadar görev ve yetkilerini sürdürecekti. 

Yukarıda bahsi geçen 1402 sayılı kanun nedeniyle 1982 Anayasası'nda ise sıkıyönetimi gerektirecek nedenlerin kapsamı daha da genişletildi. Buna göre anayasanın güvencesi altındaki hür demokratik düzeni ya da temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmaya yönelik şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, savaş hali, isyan, ülkenin bölünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşürecek şiddet hareketlerinin yaygınlaşması durumunda sıkıyönetim ilan edilebilmektedir. 1982 Anayasası'na göre cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu'nun da görüşünü aldıktan sonra sıkıyönetime karar verir. Sıkıyönetim süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir ya da birden fazla bölgesinde ya da tümünde ilan edilebilir. Sıkıyönetim ilanı kararın alınmasından hemen sonra Resmi Gazete'de yayımlanır ve aynı gün TBMM'nin onayına sunulur. TBMM tatildeyse toplantıya çağrılır. TBMM gerek görürse sıkıyönetimin süresinde değişiklik yapabileceği gibi tümüyle de kaldırabilir. Sıkıyönetimin uzatılması da her defasında dört ayı geçmemek üzere TBMM'nin kararına bağlıdır.

Sıkıyönetim süresince Bakanlar Kurulu cumhurbaşkanının başkanlığında toplanarak, sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir. Resmi Gazete'de yayımlanan bu kararnamelere karşı Anayasa Mahkemesi'nde dava açılamaz. Böylece sıkıyönetim, yürütmenin yetkilerinin genişlemesine yol açar.

Sıkıyönetim Kanunu'nda 12 Eylül 1980 askeri müdahalesinden sonra yapılan değişikliklerle sanıkların gözaltında tutulma süresi 90 güne çıkarıldı.

SIKIYÖNETİM'DEN OHAL'E GEÇİŞ
1982 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, normal yönetim ve sıkıyönetimin yanında olağanüstü hal yönetimini de getirdi. Anayasaya göre seferberlik, iç savaş gibi durumlarda sıkıyönetim, silahlı şiddet ve kamu düzeni gibi olaylarda ise olağanüstü hal uygulanması kararlaştırıldı. 27 Ekim 1983 tarihinde çıkarılan "Olağanüstü Hal" kanunu ile Olağanüstü hal durumundaki uygulamalar, sınırötesi operasyon ve kurumlar arası ilişkiler düzenlendi. Bu kanunla "Jandarma Asayiş Komutanlığı" kuruldu.

1983'te çıkarılan bir kanun hükmünde kararnameye göre kamu hizmetinin daha etkin sağlanması amacıyla Türkiye sekiz bölgeye ayrıldı. Bir yıl sonra ise bu hükmü sağlayan 3036 sayılı yasa TBMM tarafından iptal edildi ve bu uygulama son buldu.

Olağanüstü hal uygulanan iller zamanla değişmekle birlikte 30 Kasım 2002 tarihinde kaldırıldı.

MHP'NİN ÇAĞRISI NE ANLAMA GELİYOR?
AKP'nin hali hazırda uyguladığı sokağa çıkma yasakları, kentlerde sıkıyönetimi aratmazken MHP'nin söz konusu çağrısı mevcut durumu yasalaştırmaktan öteye gitmiyor. Sıkıyönetim süresince işleyen Bakanlar Kurulu'nun cumhurbaşkanlığı tarafından toplanması ve o dönemde çıkarılan yasalara yönelik itiraz yollarının kapalı olması önerinin AKP'ye sınırsız olanaklar sunacağı anlamına geliyor.

Bir diğer konu ise; Güneydoğu illerinde devam eden çatışma ve operasyonlar sırasında yapılanların üzerini kapatabilmek için resmi bir sıkıyönetim kararı en kolay kılıf. İlçe merkezlerinin TOMA, akrep ve özel harekatçılarla kontrol edildiği süreçte MHP'nin önerisi bölgede işlenen bütün suçların örtpas edilmesini sağlayacak. 

SIKIYÖNETİM VE OLAĞANÜSTÜ HÂL UYGULAMASI
Tablo halinde sıkıyönetim ve olağanüstü hal uygulaması: