Suriye’nin Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi Beşar Caferi, BM Güvenlik Konseyi’nin Orta Doğu’daki mevcut duruma ilişkin oturumuna video konferans yoluyla katılarak, Golan Tepeleri üzerinde Suriye egemenliğinin kurulmasının ülkesi için ulusal bir öncelik olmaya devam ettiğini söyledi.
‘‘İsrail rejimi geçtiğimiz 35 yıl içinde Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ni ve uluslararası hukuk kurallarını alenen çiğneyerek Suriye’nin Golan Tepeleri de dahil olmak üzere Arap topraklarını işgal altında tutmaktadır’’ diye konuşan Caferi, Tel Aviv rejimini işgal altındaki topraklarda uluslararası hukuku ve insan haklarını sistematik olarak ihlal etmekle, yerli halkın hareketini kısıtlamakla, evlerini yıkmakla ve doğal kaynakları tahrip etmekle suçladı.
Caferi, Washington’un Tel Aviv rejimine ve Yahudi yerleşimlerini genişletme politikasına verdiği desteğin eşi görülmedik bir düzeye ulaştığını ileri sürerek, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2017 Aralığı’nda Doğu Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını, 2019 Martı’ndaysa Golan Tepeleri üzerindeki İsrail egemenliğini kabul ettiğini hatırlattı.
İsrail’in geçtiğimiz Pazartesi günü Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki bir cephaneliğe düzenlediği füze saldırısını da kınayan Suriyeli diplomat, saldırının tekfirci terörist grupların son kalıntılarının moralini yükseltmeye yönelik umutsuz bir çaba ve 1974 İsrail-Suriye Ateşkes Anlaşması’nın, uluslararası hukukun, BM Sözleşmesi’nin ve ilgili Güvenlik Konseyi kararlarının açık bir ihlali olduğunu savundu.
Suriye’nin BM temsilcisi, Golan Tepeleri de dahil olmak üzere Arap toprakları üzerindeki İsrail işgalinin sona ermesi, Orta Doğu bölgesinde istikrarın sağlanması ve BM’nin güvenilirliğinin güçlendirilmesi için uluslararası kararların hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
İsrail 1967 Savaşı’nda Golan Tepeleri’ni işgal etmiş, dört yıl sonra da bu toprakları ilhak ettiğini açıklamıştı. Suriye İç Savaşı sırasında İsrail Golan Tepeleri üzerinden başta Nusra Cephesi olmak üzere, cihatçı terör gruplarına askeri ve maddi destek sağlamıştı.