Bakanlık koronavirüs tablosunu değiştirdi: Veriler gizleniyor mu?

Sağlık Bakanlığı, 29 Temmuz'da günlük koronavirüs tablosunda ilk kez yoğun bakımda yatan hasta sayısı ile entübe hasta sayısına yer vermedi. Böylelikle zaten güvenilirliği tartışmalı olan verilerin hem diğer verilerle kıyaslanması imkansız kılındı hem de yeni verilerin kriterlerine ilişkin bilgilendirme yapılmadı.

Haber Merkezi

Vaka tanımını Dünya Sağlık Örgütü'nün kriterlerine göre yapmadığı gerekçesiyle koronavirüs (Covid-19) pandemisinin başından bu yana eleştirilen Sağlık Bakanlığı, bu kez de yayımladığı tabloda yaptığı değişiklik nedeniyle gündemde.

1 Haziran’da alınan “normalleşme” kararıyla birlikte ülkemizde vaka sayısı ile toplam yoğun bakım ve entübe hasta sayısı Haziran ayında hemen her gün arttı. Haziran sonunda vaka sayısı aynı ayın başına göre yüzde 56,3 oranında daha fazla oldu. 15 Haziran’da görüle en yüksek vaka sayısı ay başındaki verilere göre yüzde 92,5 daha fazla olarak 1.592 olarak açıklandı. 

Bakanlığın verileri başından bu yana tutarsız

Haziran sonunda henüz Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı ile Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) etkileri verilere yansımamışken Temmuz ortasında görülen yoğun bakım ve entübe hasta sayısındaki artış endişelere yol açmıştı. Buna rağmen günlük hasta sayısında ise azalma olduğuna ilişkin veriler paylaşılmaya devam edildi.

Halk Sağlığı uzmanı, soL yazarı İlker Belek daha önce yayımlanan yazısında bu durumun yol açtığı garipliğe değinip, "Bu üç veri kümesinin birlikte aynı yönde hareket etmesi beklenir" diye yazarak, olasılıklara ilişkin detaylı bir analiz yapmıştı. Belek, "Sağlık Bakanlığı sayılardaki tutarsızlığın nedenini açıklamalı" demişti.

Veriler mi gizleniyor?

Temmuz sonunda da kamuoyunda benzer duruma dair tartışma sürdü. Koronavirüs nedeniyle yoğun bakım ve entübe hasta sayısı sayısında, günlük vaka sayısındaki azalmaya rağmen tam 1,8 kat artış oldu. Kritik ve ciddi durumdaki hastaların aktif vaka havuzundaki oranı arttı. Üstelik vakaların yaş dağılımı da değişmedi.

Bu göstergeler, hastalığa tanı koymakta ne kadar geç kalındığı ve tedavinin etkinliği konularında Bakanlığa olan güveni sarstı. "Veriler mi gizleniyor, kitler mi hatalı, hastalara ulaşma problemi mi büyüdü?" gibi sorular yüksek sesle dillendirildi. Bakanlığın yaptığı test kitlerinin doğruluk oranının "yüzde 40 olduğu"na ilişkin iddialar gündeme geldi. Geçtiğmiz günlerde açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca şunları söyledi: 

"Medyada ve sosyal medyada ilginç görünümlü birkaç konu var. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranımızın yüzde 40 olduğu ileri sürülüyor. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranı yüzde 90'ın üzerindedir. 

Şu dönemde bildiğiniz gibi PCR kiti baştan ithal ediliyordu. Biz de başta Çin’den ithal ettiğimiz kit oldu. O dönemde fiyatı 8.75 dolardı. 500 bine yakın kit alındı. Devamında erken dönemde biz yerli kitimizi ürettik. Bu üretilen yerli kit ile birlikte toplam 4,5-5 milyona yakın test yapılmış oldu."

Sayılardaki çelişki valinin paylaşımıyla anlaşıldı

Bakan Koca, illere dair vaka sayılarını ise en son 3 Nisan’da paylaşmıştı. Açıklamaya göre o tarih itibariyle Erzurum haricindeki 6 ilde toplamda 138 vaka kaydedilmişti. Bu tarihten sonra il il vaka sayılarına ilişkin hiçbir resmi açıklama yapılmadı, sadece bazı kentlerden sınırlı bilgiler kamuoyuna yansıdı.

Öte yandan 23 Nisan’da kişisel Twitter hesabından kente dair koronavirüs tablosu yayımlayan dönemin Erzincan Valisi Ali Arslantaş, o gün itibariyle Erzincan’da toplam 188 vaka kaydedildiğini bildirdi. Arslantaş daha sonra söz konusu tweetini sildi. Erzurum Valisi Okay Memiş ise, kentteki vaka sayılarına ilişkin DHA’ya açıklamalarda bulundu. Haberde, Valilik kaynaklarından alınan bilgiye göre kentte bugüne kadar toplam 2 bin 511 vaka kaydedildiği aktarıldı. 15 Mayıs tarihli haberde de Erzincan’da 218 vaka kaydedilmiş olduğu bildirildi.

Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği "Kuzeydoğu Anadolu" bölgesine dahil olan bir diğer il Bayburt’a ilişkin verileri ise AKP Milletvekili Fetani Battal paylaştı. Battal’ın kişisel Twitter hesabından 23 Mayıs’ta yaptığı açıklamaya göre Bayburt’ta o güne kadar toplam 194 vaka kaydedildi. Kars’a ilişkin ise kentte toplam 176 vaka kaydedildiğini bildirdi.

Sadece bu üç kente ilişkin paylaşılan geçmiş tarihli veriler dahi toplamda 588 vaka ediyor.

Erzurum Valisi’nin kente dair paylaştığı vaka sayısı çıkarıldığında, bölgedeki diğer 6 kentte bugüne kadar toplam 435 vakanın kaydedilmiş olması gerekiyor. Ancak diğer 6 kentteki toplam vaka sayısı, daha önceki açıklamalara göre, bu sayının çok üzerinde olmalı. Böylelikle Bakanlığın paylaştığı vaka sayıları ile çelişkili bir durum olduğu ortaya çıkmış oldu.

Tablo yenilendi

Tüm bu tartışmaların ardından 29 Temmuz'da, Bakan Koca'nın paylaştığı günlük koronavirüs tablosunda ilk kez yoğun bakımda yatan hasta sayısı ile entübe hasta sayısına yer verilmedi. Bunun yerine yeni tabloda "ağır hasta sayısı" ile "hastalara göre zatüre oranı" yer aldı.

Bakanlık kendisini daha da zor durumda bırakacak, salgın yönetimindeki güvenilirliğini tamamen ortadan kaldıracak yönde bir adım atarak bunu da uluslararası standartlara uyuma bağladı.

Bakan Koca tablodaki değişikliği "Türkiye Günlük Koronavirüs Tablosunda, bundan sonra, salgın boyunca oluşan uluslararası standarda uygun olarak, Ağır Hasta sayısı da verilecek. Yeni ve toplam hasta sayısına ek olarak, seyir hakkında detaylı bilgi sunması için Zatürre Oranı gösterilecek" diye açıkladı. Öte yandan bu tanımların kapsamına ilişkin herhangi bir bilgi paylaşılmadı.

Hangi uluslararası standartlar?

Hangi uluslararası standartta durumu ağır hasta diye bir tanım var, bunu ise bilmiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) iki kavramı kullanıyor: Ciddi (severe) ve kritik (critical). Kritik hastaların tamamı, ciddi hastaların ise bir kısmı yoğun bakım hizmetine gereksinim duyuyor. Yoğun bakıma alınan hastaların bir kısmı da entübe edilmek zorunda kalınıyor.

Dolayısıyla esas uluslararası standartlara uygun yaklaşımın, Bakanlığın 29 Temmuz’a kadar benimsediği kavramsallaştırma olduğu anlaşılıyor.

Başka bir önemli konu da veriler arası karşılaştırma. 29 Temmuz’daki değişikle,ortaya birbiriyle karşılaştırma imkanı olmayan iki veri seti çıkmış olacak.

Üstelik eğer söz konusu olan uluslararası standartlara uygunluk ise, Bakanlık çok uzun zamandır yapılmakta olan uyarıları dikkate alarak tanıda DSÖ'nün belirttiği kriterlerini kullanmalı, yani testi negatif çıkmış olsa da kliniği ve radyolojik görüntüsü Covid-19'u düşündüren hastaları da Covid-19 olarak kodlayarak, bildirmeliydi.

Adıyaman: Verilerin gizlendiği kuşkusu yaygınlaşmaktadır

Kamuoyunda da söz konusu değişiklik tepkilere neden oldu. Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüs verileri içinden yoğun bakım hasta sayısını çıkarmasını eleştirdi. TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, bu değişiklikle Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye'deki koronavirüs tablosunu "kendi isteğine göre yansıttığını" söyledi.

Salgının başından bu yana koronavirüse ilişkin açıklanan epidemiyolojik verilerin hem salgınla mücadele hem de bilimsel çalışmalar için yeterli olmadığını savunan TTB, koronavirüs güncel durum tablosundan iki önemli başlığı çıkarmanın, yine tüm bilimsel çalışmaları etkileyeceğine dikkat çekti.

Adıyaman, "Yoğun bakım ve entübe hasta sayısının tablodan kaldırılmış olması hastalarımızın yoğun bakımlarda, entübe olarak can mücadelesi verdikleri bir ortamda durumun ciddiyetiyle tezat oluşturmakta ve halkın bu ciddiyeti algılayamamasına ve uyumunun sağlanamamasına neden olmaktadır. Bu konuda giderek artan düzeyde, verilerin olduğundan az gösterildiği ve gizlendiği kuşkusu yaygınlaşmaktadır" dedi.

Eleştiriler yalnızca TTB'yle de sınırlı kalmadı. Önceki gün CNN Türk canlı yayınına katılan Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, "Yoğun bakım hasta sayısının artık neden verilmediğini kesin net olarak bilmiyorum" açıklaması yaptı.